Başlık: İsrail Ekonomisi Savaşın Etkisi Altında
Kaynak: Reuters Geçtiğimiz yıl boyunca İsrail, Gazze’ye ve Lübnan’ın güneyine binlerce asker gönderdi, birçok hava saldırısı gerçekleştirdi ve hava savunma sistemleri için milyonlarca doları harcamaya başladı. BBC muhabiri Jeremy Howell’ın bildirdiğine göre, İsrail hükümeti, Hamas ve Hizbullah’a karşı sürdürdüğü savaşın maliyetinin 60 milyar dolara ulaşabileceğini öngörüyor. Ülke ekonomisi bu savaş nedeniyle zarar görmeye başladı. İsrail maliye bakanı Bezalel Smotrich, Eylül ayında Knesset’ye, “İsrail tarihindeki en uzun ve en pahalı savaşın içindeyiz” açıklamasında bulundu. Savaşın maliyetinin 54 ile 68 milyar dolar arasında olabileceği ifade edildi. İsrail’in Lübnan’a yönelik operasyoları ve İran’a karşı yürüttüğü saldırılar, bu maliyeti daha da artırabilir.
Lübnan Başbakanı, İsrail’in Beyrut’un merkezine düzenlediği saldırıda 22 sivilin öldüğünü açıkladı. Demir Kubbe savunma sistemi, İsrail’in hava saldırılarına karşı nasıl çalıştığını gözler önüne seriyor. Son dönemlerde İsrail’de bir kamyon, otobüs durağına girdi; bu olayda bir kişi hayatını kaybetti, en az 30 kişi ise yaralandı.
İngiltere’deki Sheffield Hallam Üniversitesi’nden ekonomist Dr. Amr Algarhi, savaşın gelecek yıl da sürmesi durumunda maliyetin 93 milyar dolara kadar çıkabileceğini belirtti; bu da ülkedeki Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yaklaşık altıda biri anlamına geliyor.
İsrail, savaşını finansman sağlamak adına Merkez Bankası aracılığıyla hazine bonosu ve hükümet tahvilleri satıyor. Mart ayında yapılan satışlardan 8 milyar dolarlık rekor bir gelir elde edildi. Bu tahviller yurt dışında yaşayan alıcılara, özellikle de diaspora tahvillerine, satılmakta. Ancak zamanla yabancı yatırımcıların devlet tahvillerine olan ilgisinin azaldığı da görülmekte. Kurum verilerine göre, savaş öncesi Eylül 2023’te yabancıların sahip olduğu devlet tahvillerinin oranı yüzde 14,4 iken, bu oran şimdi yüzde 8,4’e geriledi.
Tel Aviv Üniversitesi’nden ekonomist Prof. Manuel Trajlenberg, bu duruma yanıt olarak hükümet tahvillerinin faiz oranlarının artırıldığını; böylece geri ödeme sürecinde belirli bir artış yaşandığını açıkladı. Üç uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu, Moody’s, Fitch ve Standard and Poor’s, hükümet tahvillerinin kredi notunu düşürdü. Tel Aviv’deki ekonomist Dr. Tomer Fadlon, bu not düşürümünün hükümetin tahvilleri geri ödeyemeyeceğinden kaynaklanmadığını, aksine İsrail’in kamu maliyesinin mevcut durumda iyi olduğunu belirtti. Ancak bu kuruluşlar, İsrail hükümetinin gelecek yılki kamu maliyesi ve harcama planlarına ilişkin kaygılar taşıyor.
Vergi artışlarının gündeme gelebileceği tahmin ediliyor. Eski Merkez Bankası Başkanı Prof. Karnit Flug, hükümetin bütçe açığını kontrol altına almak için yaklaşık 10 milyar dolarlık bir kesinti ve vergi artışı planladığını öngörüyor. Ancak bu planların sendikalar ve bazı koalisyon üyeleri tarafından itiraz edilmesi muhtemel. Kudüs’teki İbrani Üniversitesi’nden Prof. Esteban Klor, askeri stratejiyle paralel bir ekonomik stratejinin oluşturulmadığını belirtiyor.
Dünya Bankası verilerine göre, İsrail ekonomisi geçen yıl yüzde 0,1 oranında daralma yaşadı. Merkez Bankası, Temmuz ayı itibarıyla tahminlerini revize ederek bu yılki ekonomik büyümenin sadece yüzde 0,5’te kalacağını öngörüyor. Geçen yıl birçok şirket, nitelikli eleman bulmakta zorlandı; bu zorluğun sebeplerinden biri, ordunun 350 binden fazla kişiyi askere çağırmasıydı. Çoğu terhis edilse de, 15 bin ek askeri personel Lübnan’daki çatışmalar için çağrıldı. Ayrıca, Gazze’den 220 bin kişinin ülkeye girişinin yasaklanması, inşaat sektörünü zor durumda bıraktı, çünkü bu sektörde yaklaşık 80 bin Filistinli çalışmaktaydı. Şimdi bu iş gücü, Hindistan, Sri Lanka ve Özbekistan’dan gelen işçilerle doldurulmaya çalışılmakta. Prof. Karnit Flug, savaş sona erdiğinde İsrail’in yüksek teknoloji sektörünün ekonomik büyümeyi hızlandıracağını vurguluyor; “Ancak bu savaş, öncekilerden daha uzun sürdü ve daha büyük bir nüfus üzerinde etkili olduğu için toparlanma süreci daha yavaş ve güç olabilir” diyerek uyarıda bulunuyor.