CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’da düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Erken seçim talebini yineleyen Özel, “Ne kadar erken olursa o kadar iyi. Aday Erdoğan ya da başka biri olsun, fakat seçimler hemen yapılsın. Derhal seçim istiyoruz,” dedi. Özel ayrıca, “Erdoğan Türkiye’ye şu mesajı verdi: ‘Son seçimde kim kazanırsa altın kemer onundur. Mahallenin abisi odur.’ Kusura bakmasın, son seçimde biz kazandık, dolayısıyla altın kemer bizde. Biz bu altın kemeri bozdurup halkla paylaşalım diyoruz. Tayyip Bey’e geri verme niyetimiz yok,” ifadelerini kullandı. Parti içindeki bölünme tartışmalarını değerlendiren Özel, “Olmayan bir siklet merkezini partide var gibi göstermeye çalışan bir akıl var. Bu akıl partide değil, dışarıdan saraydan kaynaklanıyor. O akıla alet olan bazı arkadaşlar da mevcut,” dedi. Özel’in sorulara verdiği yanıtlar ise özetle şöyle oldu: Teğmenlerle ilgili kararın bir ay içinde verilmesi bekleniyor. İhraç sürpriz olmayacak gibi gözüküyor. “Ben teğmenlerin ihraç edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu durumun sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın kutuplaştırma politikasına hizmet etmek amacıyla yapıldığını ve henüz birincilikle mezun olan gencecik teğmenlerin, özellikle Ebru Eroğlu’nun, bu heyecanlarının Tayyip Bey’in kutuplaştırma ihtiyacına kurban edilmesinden büyük üzüntü duyuyorum,” dedi. Meseleyle ilgili olarak, “Mesele ne Ebru’yla ne diğer teğmenlerle ilgili. Mesele Tayyip Bey’le benim aramda. Tayyip Bey sürekli ‘Bu süreç CHP’ye yarıyor. Siz eski CHP’nizden çıkmalısınız’ diyor. Onun için sürekli nasırımıza basıp duruyor. Elverişli bir alan arıyor ve bu meseleyi ‘cunta’ ya da ‘darbe girişimi’ diyerek 28 Şubat sürecine çekme çabası içinde. Mağduriyet üzerinden siyasi bir avantaj elde ettiklerini düşünüyorlar,” ifadelerini kullandı. Özel, “Teğmenler atıldılar diyelim. Biz onlara nasıl sahip çıkmamız gerekiyorsa sahip çıkarız. Günü geldiğinde de họ geri alırız. Teğmenler geri geldiği gün, diğerleri gider. Ben her sabah yataktan Soma’da kaybettiğimiz madenciler ve Gezi tutukluları için kalkıyorum. Teğmenlerin ihraç edilmesi durumunda bu, benim için bir motivasyon kaynağı olur,” dedi. Yusuf Tekin’in “CHP camileri ahır yapacak” açıklamasını da değerlendiren Özel, “Yusuf Tekin bunu tek başına yapıyor olamaz. Bunu yapıyorsa, bakanlıktan düşmemek için bir polemiğin parçası olup ‘Beni Cumhurbaşkanı savunmak zorunda kalsın’ diyorsa onu bilmiyorum. Bir insan bu kadar şuursuz olabilir mi? Bu eylemleri belli bir şuurla yapıyor. Hepsi bir bütünün parçası. AK Parti’nin sorunu şu: Sahaya çıktığımız günden beri gündemi biz belirliyoruz. 31 Mart’ta Tayyip Bey ilk kez yenildi. Önce Anayasa’yı indirdiler, ardından ‘İsrail bize saldıracak’ dediler. Şimdi de Devlet Bey’in hamlesiyle yeni bir makro gündem ortaya atıldı. Gündemi belirleyen kazanıyor. CHP olarak gündem belirleme imkânını yeniden kazanmak için her yolu deniyorlar,” açıklamalarında bulundu. Özel, “Bu noktada muhalefet partilerinin dayanışma içinde olması gerekiyor. İktidara karşı kararlı ve sakin durmak lazım. İktidarın, gideceğini anladığı için panikle hareket ettiğini görüyoruz. Ekonomi, hayat pahalılığı, enflasyon ve işsizlik gibi sorunlar toplumun en yakıcı meseleleri. Bunların toplamı yüzde 80 gibi bir oranı oluşturuyor. Bu oyunun içine düşmemek gerekiyor,” şeklinde konuştu. Ayrıca, “Başta Kürt sorunu olmak üzere iktidar tarafından gündeme getirilen konulara cevabımız, toplumda bir mutabakat sağlanırsa olacaktır. Ama mevcut durumla bu tür sorunlar için herhangi bir çözüm ortaya koymak mümkün görünmüyor. CHP, şehit ve gazi yakınlarıyla temas halinde çalışmalara devam ediyor. Devlet Bey’in son açıklamaları memlekette büyük bir infiale yol açtı. Anketler de gösteriyor ki, MHP’ye bağlı seçmenlerin bir kısmı bu çıkışı desteklemiyor. MHP’nin üst kademe ile tabanı arasında ciddi bir makas oluşmuş durumda. Türkiye’nin deneyimli dış politika kadrolarıyla ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum,” dedi. Başlık: ‘Erdoğan veya başkası olsun, seçim bir an önce gerçekleşsin’
Gerek sosyal medyada gerekse konvansiyonel medyada yoğun bir çaba, emek ve finansal kaynak harcayan iki ismin cumhurbaşkanı adaylığına dair tartışmalar yaşanıyor. Bu adaylardan biri olan Erdoğan’ın, kendi ötesinde bir tartışmanın başlaması olumlu bir durum olarak değerlendirilebilir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin şu anda bir aday sıkıntısı bulunmuyor; ancak Adalet ve Kalkınma Partisi’nde ciddi bir aday belirsizliği mevcut. Erdoğan, “seçimler zamanında yapılacaktır” diyor; fakat bu durumda kendisi aday değil. Burada asıl mesele, ‘senin adayın kim?’ sorusunu gündeme getiriyor. Eski içişleri bakanı mı, yeni içişleri bakanı mı? Eski MİT müsteşarı mı, yoksa yeni MİT müsteşarı mı? Hangi damat? İşte Tayyip Bey böyle bir belirsizlikle yüzleşiyor.
GENEL BAŞKAN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLDUĞU ZAMAN DENGELER DEĞİŞİYOR
Girdiğim ilk yerel seçimde zafer kazandım; şimdi ise ilk genel seçimde başarıya ulaşma sorumluluğuyla karşı karşıyayım. Bu başarıyı elde edebilirsem tarihe geçmem mümkün. Ancak öncelikle tüm engelleri ortadan kaldırmalıyım. Birinci engel bizzat kendim. Genel Başkanın kendi adaylığı, birçok denklemi bozabilir. Bu nedenle aday olmama kararı aldım. Partideki ‘Özgürcüler’, Özgür Özel’in seçim gecesi zafer konuşması yapmasını talep ediyor. Ancak ben Cumhurbaşkanı adayı değilim ve asla olmayacağım. Aday olduğumda tüm dengeler bozuluyor.
ADAYLIK KARARINI TEK BAŞIMA VERMEYECEĞİM
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş üzerindeki adaylık tartışmaları, onların icraatlarıyla ilgili olmalı. Bu nedenle başarılı belediyecilik çalışmalarına odaklanmaları ve aday tartışmalarının dışında kalmaları önemli. Önemli olan iyi bir icraat sergilemek; halka iyi hizmet etmek ve halkın yanında olmaktır. Bu şekilde devam edersek, aday belirleme sürecinde partimizin tüzüğünde çok uygun bir madde yer alıyor. Tüm üyeleri bilgilendirmenin yanı sıra halka danışmak da mümkün. Ben bu kararı tek başıma vermeyeceğim.
ÖZEL, İMAMOĞLU, YAVAŞ BİR ARAYA GELECEK
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın birlikte fotoğraf vermesi nasıl bir anlam taşıyor? Ekrem Bey ile Mansur Bey’in buluşacağından haberdar idim; bunu birlikte konuştuk. Ekrem Başkan, önemli bir adım atarak İstanbul’dan randevu alıp Mansur Başkan ile görüştü. Çıkışta ise olumlu bir açıklama yaptı. Ardından Genel Merkezimizde bir basın toplantısı düzenledi. Açıklama kurumsal olarak sahipleniliyor ve önümüzdeki günlerde Ekrem Bey, Mansur Bey ve ben bir araya geleceğiz.
SADECE EYLÜL AYINDA DÜŞÜŞ YAŞADIK, ÇÜNKÜ KURULTAY KONUŞTUK
Partinin 4 parçaya bölündüğü iddiaları mevcut. Kemal Kılıçdaroğlu’na dair davaların gündeme getirilmesinin de bu yapının görünürlüğünü artırmak amacıyla yapıldığı söyleniyor. Ancak halkta bir itiraz yok. Partiye halktan büyük bir destek var ve heyecan hissediliyor. Çünkü insanlar ‘ilk kez AKP’liler, MHP’liler bize yaklaşmaya başladılar’ diyor. Mart ile Ekim ayları arasında 6 firmadan yalnızca birinde bir ay düşüş yaşadık ve bu, Eylül’e denk geldi. Bu, kurultay konuşmalarının etkisiydi. Ekimde tekrar yükselişe geçtik. 6 firmanın hepsinde birinci konumda yer aldık. Ancak partide olmayan bir durumu varmış gibi göstermeye çalışan bir düşünce var; bu düşünce de partimiz değil, dışarıdan, saraydan yönlendiren bir akıl. Bunun peşine takılan bazı arkadaşlar da mevcut.
AK PARTİ’NİN ADAYIYLA DEĞİL SEÇİMİN TARİHİYLE İLGİLENİYORUM
Erdoğan’ın aday olacağı bir erken seçim mi, yoksa zamanında gerçekleştirilecek bir seçim mi? Ne kadar erken, o kadar iyi. Aday Erdoğan olsa da, başka biri olsa da, seçim bir an önce yapılmalı. Seçim talep ediyoruz. Erdoğan, seçimden kaçıp anayasa değişikliği peşine düşecekse, bizi uğraştırmasın ve hemen seçim yapsın. Bizim temel motivasyonumuz seçimlerin gerçekleştirilebilmesidir. Psikolojik olarak üstünlük bizde ve bu, onu oldukça rahatsız ediyor. Yerel seçimde altın kemer bizde; bunu emeklilerle paylaşmak istiyoruz. Ben, AK Parti’nin adayıyla değil, seçim tarihleriyle ilgileniyorum.
ALTIN KEMERİ TAYYİP BEY’E VERME NİYETİMİZ YOK
Erdoğan, yıllardır geçmişteki yolsuzlukları aklarken, “Milletimiz sandıkta gerekli cevabı verdi” söyleminde bulundu. Ancak bu seçim, geçmişi aklamaya yönelik bir fırsat oldu. Son unvan maçında ağır sıklet boks şampiyonu nakavt oldu. Psikolojik üstünlük bizde ve bu durumu kendisine karşı kullanmalıyız. Bu yüzden ‘acaba bir ara formül ile sandık sıkıştırabilir miyim?’ veya başka çözümler arayışında olduğunu düşünüyorum.
Erdoğan Türkiye’ye şunu kabul ettirdi: ‘Son seçimi kim kazanıyorsa, altın kemer onun. Mahallenin abisi odur.’ Ancak son seçimde kazanan biziz, dolayısıyla altın kemer bizde. Biz bu kemeri bozdurup halkla paylaşmayı düşünüyoruz. Tayyip Bey’e geri verme niyetimiz bulunmuyor.