Sedef Güler Cinayetinde Şok Eden Cezalar Belirlendi!

Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili’nde 7 Haziran tarihinde denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılı halde ve ağırlıkla birlikte bir kadın cesedi tespit edildi. Hayatını kaybeden kişinin 24 yaşındaki Sedef Güler olduğu belirlendi ve cinayetle ilgili olarak bir soruşturma başlatıldı. Tamamlanan soruşturma sonunda bir fezleke hazırlandı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan bu fezlekede, şüpheli olarak Fırat Baykara, Yavuz Güngör ve Yiğit Hüseyin Ayvalık isimlerinin yer aldığı belirtildi. Fezlekede, Sedef Güler’in cansız bedeninin halıya sarıldığı, ellerinin koli bandı ile, ayaklarının ise zincir ve dambıl ile bağlandığı ifade ediliyordu. Güler’in sarılı olduğu halının üzerinde bir halı yıkama fabrikasına ait etiketin bulunduğu da fezlekede yer aldı. Polis, etikette yazılı olan firmaya gittiğinde bu halının Zafer E. tarafından teslim edildiği belirtildi. Emniyet güçleri, Zafer E.’nin ifadesinde emlak işi yaptığını ve halının bulunduğu evi Fırat Baykara’ya kiraladığını ifade etti. Ayrıca, bu evin Baykara tarafından kiralandığı ve Yavuz Güngör ile birlikte kullanıldığı da soruşturma sırasında tespit edildi. 4 Haziran’da bir kişinin Sedef Güler’i Yavuz Güngör’ün kızı ile yaşadığı eve bıraktığı ifade edildi. Burada Sedef Güler ile Yavuz Güngör’ün kızı Y.H.G. arasında bir tartışma çıktığı, ardından Yavuz Güngör’ün Sedef Güler ile birlikte Fırat Baykara’nın kiraladığı eve gittiği bildirildi. Fırat Baykara’nın daha sonra eve geldiği kaydedildi. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın, bilinmeyen bir nedenden ötürü Sedef Güler’i burada öldürdükleri, cesedi yok etmek amacıyla plan yaptıkları ve bir gün sonra buluşmak üzere evi terk ettikleri fezlekede açıklandı. Şüphelilerin 6 Haziran’da tekrar bir araya geldikleri ve maktulün cesedini koyacakları valizi, zinciri ve ağırlığı aldıkları belirtildi. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’in ellerini koli bandı ile bağlayarak halıya sardıkları, ayaklarını zincir ve dambıl ile bağlayarak Mimar Sinan Köprüsü’nden suya attıkları fezlekede yer aldı. Baykara’nın polise verdiği ifadede, “Yavuz beni Gürpınar’daki evine çağırdı. Eve gittiğimde hareketsiz yatan bir kadın gördüm, kontrol ettiğimde yaşam belirtisi yoktu. Polise haber vermek istediğim sırada Yavuz Güngör bana silah çekti. Nalburdan zincir ve ağırlık aldıktan sonra kadını halıya sardık. 7 Temmuz’da Büyükçekmece sahiline gittik, cesedi köprü üzerinden suya attık” dediği ifade edildi. Yavuz Güngör ise, Sedef Güler’i 4-5 ay önce tanıdığını belirterek, “4 Haziran’da kızımla yaşadığım eve geldim. Sedef yanımdaydı. Kızım bizi evden çıkardı. Evden çıkınca Sedef Güler ile birlikte başka bir adrese gittik. Sedef bana burada ellerinin ve ayaklarının bağlı olduğunu söyledi. Sabah olduğunda kötü durumda olduğunu ifade etti. Fırat Baykara’yı aradım, geleceğini söyledi. Daha sonra Fırat ile tekrar buluşma planı yaparak ayrıldık. Tekrar buluştuğumuzda nalburdan iki zincir ve bant aldık. Aynı gün Sedef’i bıraktığımız yere gittik. Cesedi halıya sardık ve 7 Haziran’da denizle gölün birleştiği yerden attık” şeklinde konuştu. Öte yandan fezlekede, Yavuz Güngör’ün Yiğit Hüseyin Ayvalık aracılığıyla Yunanistan’a kaçtığı, fakat sonrasında ülkeye geri getirildiği ve Edirne’de yakalandığı ifade edildi. Sedef Güler’in Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopsi sonucunda ölüm nedeninin tespit edilemediği belirtilirken, Adli Tıp Kurumu 1 İhtisas Dairesi incelemesinde Güler’in kanında uyuşturucu madde bulunduğu, ölümünün uyuşturucu veya uyarıcı maddelerle ilgili olabileceği, ancak baş ve boyun bölgesindeki ciddi çürüme nedeniyle detaylı analiz yapılamadığı yönünde değerlendirmelere yer verildi. Sonuç olarak, Fırat Baykara ve Yavuz Güngör’ün ‘nitelikli kasten öldürme’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Ayrıca, Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın Yavuz Güngör’ün yurtdışına kaçışına yardım etmesi nedeniyle ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması öngörülüyor. Geçerli yargılama süreçlerinin başlatılması için fezlekeyi Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaştırılması bekleniyor.