Oyuncu kadrosu ve hikayesiyle izleyenleri kendine çeken Yalıçapkını yeni bölümleri cuma akşamları ekrana geliyor. Başrollerini Afra Saraçoğlu, Mert Ramazan Demir ve Çetin Tekindor’un paylaştığı dizide gerçek bir hayat hikayesi anlatılıyor. Peki, hangi kitaptan uyarlanan Yalıçapkını’nın gerçek hikayesi nedir? Seyran gerçekte kimdir?
Kingfisher’ı GERÇEKTEN KİM İZLİYOR?
Yalıçapkını Seyran’ın gerçekte kim olduğu bilinmiyor. Yapı Çakkın dizisi bir kitaptan değil, Gülseren Budaıcıoğlu’nun bir müşterisinin hikayesinden uyarlanıyor. Hikayenin gerçek sahipleri etik kurallar çerçevesinde paylaşılmamaktadır.
YALI ÇAPKINI’NDA KİM KİMDİR? İŞTE HİKAYELERİ…
Seyran kimdir? Afra Saraçoğlu: Kazım ve Esme’nin küçük kızı. Ablası gibi Antep’in işaret edilen genç kızlarından biridir. En az ablası kadar güzel ve eğitimli. Okumayı ve kendi ayakları üzerinde durmayı hayal ediyor. Yeri geldiğinde sinirlenebilen, merhametli, sevgi dolu bir kızdır. İnadı ve azmi ile kendi hayatının kontrolünü ele geçirmek için savaşmaktan asla vazgeçmez.
Ferit kimdir?– Mert Ramazan Demir: Halis Ağa’nın torunu Orhan ve Gülgün’ün küçük oğlu. Ferit şeker hastasıdır. Hastalığı ve evin en küçük oğlu olması nedeniyle çocukluğundan beri çok şımartılmış ve dileklerinin çoğuna evet denilmiştir. Üniversiteyi yurt dışında okuduğu için aile kurallarını pek içselleştirememiştir. Kurallara aykırıdır. Yakışıklı, uçarı, çılgın, komik ve çapkın ama henüz hiç aşık olmadı.
Halis Ağa – Çetin Tekindor: Korhan ailesinin reisi. Ferit’in dedesi. Ülkenin en sadık ustalarından biriyken, yaşlılığın getirdiği hastalıklar nedeniyle geri çekildi ve işi oğlu Orhan’a devretti. Ancak yine de tüm önemli kararları Halis Ağa vermektedir. Otoriter, kuralcı, sert huylu bir adamdır. Bir yandan odasına mücevherler işlemeye çalışarak kendi bedenine meydan okuyor, bir yandan da tuttuğu günlüklerle kendi iç çelişkilerini ortaya koyuyor.
Hattuç – Şerif Sezer: Kazım’ın halasıdır. Eşme, Suna ve Seyran da teyzesini çağırır. O otoriter, sert huylu bir kadın. O dönemde dikkat çeken Antep’in kızlarından biriyken, babası onu kimseyle evlendirmedi. Babası, ölümüne kadar hem psikolojik hem de fiziksel şiddete maruz kalmış ve bu şiddeti içselleştirmiştir. Bu yüzden Kazım’ın kızlarına karşı sert tavrını destekler.
İtiraf – Gülçin Şantırcıoğlu: Korhan ailesinin büyük dul gelini. Halis Ağa’nın onayıyla köşke genç yaşta gelin olarak geldi. Yirmili yaşlarının başında hem kocasını hem de karnındaki bebeğini bir trafik kazası sonucu kaybetmiştir. Üstüne bir de kayınvalidesinin yüreği bu olaylara dayanamadı ve aile birbiri ardına acı kayıplar yaşadı. Halis Ağa, oğlunun emaneti olarak gördüğü İfakat’ın yaralarını sarmış ve onu konağın hanımı olarak konumlandırmıştır. Suç ortağı, ailenin çıkarlarını her şeyden ve herkesten daha önemli görüyor. Korhan soyadının lekelenmemesi için yapabileceklerinin sınırı yok.
Orhan – Emre Altuğ: Halis Ağa’nın oğlu. Ferit ve Fuat’ın babası. Orhan başarılı bir iş adamıdır ama Halis Ağa’nın el becerisi onu geçememiştir. Bu nedenle işinde ne kadar başarılı olursa olsun babasını memnun edememiştir. Oğullarına kendisine verilenden daha fazla özgürlük vermesine rağmen onlardan tek isteği Halis Ağa’ya boyun eğmemeleridir. Gülgün ile babasının isteği üzerine onlardan hiç habersiz evlendi. Karısına karşı hissettiği duygu sevgi değil, sevgi ve kabullenmeydi. O şefkatli, anlayışlı ve ruhen yalnız bir adamdır.
Gülgün – Gözde Kansu: Orhan’ın eşi, Ferit ve Fuat’ın annesi. Orta sınıf bir ailede doğdu. Üniversitede mimarlık okurken Halis Ağa’nın oğlu Orhan’a uygun görmesi üzerine Orhan’la evlenmeyi bilmeden kabul ederek okuldan ayrıldı. Zamanla kendini çok geliştirdi ve ailenin vitrin gelini rolünü üstlendi. Gülgün, olaylarla yüzleşmekten kaçınan, başına gelenleri görmezden gelmeyi seçerek hayatına devam edebilen bir kadındır.
Abidin – Ersin Arıcı: Ferit’in koruması ve şoförüdür. Ama aralarında daha çok bir abi-kardeş ilişkisi var. O çocukken babası öldü ve annesi yeniden evlendi. Üvey babasının karşı çıkması sonucu küçük yaşta okulu bırakarak İstanbul’a geldi ve çoğu tekinsiz olan birçok işte çalıştı. Yıllar sonra büyüdükten sonra bir gece tesadüfen Orhan’ın hayatını kurtarır ve bu güne kadar yalıda çalışır. Annesiyle olan ilişkisinden dolayı kadınlara güvensizdir.
Suna – Beril Pozam: Kazım ve Esme’nin büyük kızı. Antep’in genç kızlarından biridir. Hem daha eğitimli hem de ortama göre güzel. Hayali mutlu bir yuva kurup yaşadığı konaktan kaçmak. Ablasını ve annesini çok seviyor. İkisi için de her şeyi yapmaya hazır.
Fuat – Doğukan Polat: Yalın’ın büyük oğlu Ferit’in ağabeyidir. Sorumlu, çalışkan bir insandır. Ferit’in aksine yolundan bir kez bile sapmamış, ondan beklentileri karşılamak için var gücüyle çabalamıştır. Kendi istek ve arzularını hep arka planda bırakmıştır. Eşi Asuman ile görücü usulüyle tanışmalarına rağmen birbirlerine aşık oldular ve evlendiler. Baba olmayı çok istiyor. Ama henüz çocuğu olmadı.
Sultan – İrem Altuğ: Yalın hizmetkarlarından biridir. Dicle ve Fırat’ın annesi İbrahim’in karısı. O büyüleyici ve şehvetli bir kadın. Ortaokul mezunudur. O iyi, sevgi dolu bir anne. Çocuklarının veya ailelerinin risk altında olduğunu hissettiklerinde yapabileceklerinin sınırı yoktur. İnsanları manipüle etmede çok ustadır.
Asuman – Öznur Serçeler: Fuat’ın karısıdır. Saygın bir ailenin kızıdır. İyi kalpli, duygusal bir kadındır. Dış ticaret mezunu ama hiç çalışmamış. Fuat’la görücü usulü olarak başlayan ilişki aşk evliliğine dönüştü. Evliliklerindeki tek sorun, Asuman’ın henüz çocuğu olmamasıdır. Asuman için bu çok önemli bir sorun olmasa da çevresindekilerin tavırları nedeniyle giderek yalnızlaşmaya başlamıştır.
Şefika – Hülya Duyar: O zayıf bir aşçıdır. Kocası genç yaşta öldü ve bir daha evlenmedi. Çocuğu yok. Hayatı bir konaktır. Bu yüzden konaktaki insanların birçok sırrını biliyor ama saklıyor. Herkes tarafından sevilen nazik, neşeli bir kadındır.
Kazım – Diren Polatoğulları: Seyran ve Suna’nın babası, Eşme’nin kocasıdır. Antep’in popüler isimlerinden biridir. Ancak evde hem eşine hem de kızlarına psikolojik şiddet uyguluyor. Kazım, eşi Esme’ye ilk görüşte aşık olmuştur. Ancak evlendikten sonra karısını cahil, topal ve kaba bulmuş ve yanına yakıştıramamıştı. Hatta karısını sevdiği için kendisine bile kızmış, sırf bu yüzden onu taciz etmişti. Bu nedenle kızlarının eğitimi için çok para harcadı. Kızlarını geleceğinin teminatı olarak görmektedir.
Eşme – Sezin Bozacı: Ev hanımı. Suna ve Seyran’ın annesi, Kazım’ın eşi. Fakir bir ailede büyüdü, o. O eğitimsiz, o. Evlenirken fikri bile sorulmadı. Evlendikten sonra kocası Kazım cahil olduğu için onu yakıştıramadı ve evde hizmetçi olarak konumlandırdı. Esme ise bunları garipsemeyen ve hayatın doğal akışı olarak gören bir kadındır. Esme’nin tek motivasyonu kızlarının güzel evlilikler yapıp mutlu olmalarıdır.
Latif – Yiğit Tuncay: Halis Ağa’ya hizmet eder ve konaktaki diğer çalışanlardan sorumludur. Konakta aynı tarzda giyinse de şık ve titiz giyinmeye düşkün bir adamdır. Dışarı çıktığında diğer hizmetçiler onun zarafetini kıskanırlar. O tatlı bir adam. Otoritesini bağırarak değil, bakışıyla kurar. Halis Ağa’ya derinden bağlıdır ama hastalanmasın, mutsuz olmasın diye Halis Ağa’dan da çok önemli sırlar saklamıştır.
yönetici
.