Başlık: Neden Bazı Amerikalılar Sigorta Şirketi CEO’su Cinayetinin Zanlısı Luigi Mangione’yi Destekliyor?
Amerikan Reuters haberine göre, ABD’nin en büyük özel sağlık sigortası şirketinin CEO’su 4 Aralık’ta bir silahlı saldırıda yaşamını yitirdi. UnitedHealthcare’in yöneticisi Brian Thompson, 50 yaşındaydı. Olaydan beş gün sonra, Luigi Mangione adında bir şahıs cinayetle bağlantılı olarak tutuklandı. Tutuklama sırasında, cinayetin işlendiği silaha benzer bir silah, sahte kimlik ve cinayetin sebeplerini içeren el yazısıyla yazılmış notlar ele geçirildi. New York Polis Müdürü Joseph Kenny, notta Amerikan sağlık sistemine dair öfke içeren ve “aşağılayıcı” ifadeler bulunduğunu söyledi. Mangione, tutuklanmasının ardından gazetecilere “Bu tam bir adaletsizlik”, “Bu Amerikan halkının aklına hakaret” şeklinde bağırdı. 26 yaşındaki Mangione’nin, Maryland eyaletinin tanınmış bir ailesinden gelmesi ve prestijli bir üniversiteden mezun olması, kamuoyunda şaşkınlık yarattı. Ancak asıl dikkat çeken nokta, Amerikan halkının bazı kesimlerinden Mangione’ye gelen destek oldu. Zanlının avukatı, CNN’e, Mangione’nin savunmasına maddi yardım yapmak isteyen kişilerin kendilerine ulaştığını bildirdi. Bir sağlık sektörü çalışanı, zanlının tutuklandığı restoranda ona destek amacıyla bir protesto gösterisi düzenledi. Sosyal medyada ve internette cinayet nedeniyle sağlık sistemini eleştirenler ve hatta Thompson’ın ölümünü kutlayanlar da bulunabiliyordu. Beyaz Saray ise bu konuda yaptığı açıklamada, “Açgözlü şirketlere duyulan öfkenin şiddete dönüşmesi kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Alışveriş sitelerinde Mangione’ye destek amaçlı ürünler satışa sunuldu, fakat global e-ticaret platformu Amazon bu ürünlerin kaldırıldığını duyurdu. ABD’deki özel sigortalara dayalı sağlık sistemi, uzun yıllardır tedaviye erişim açısından tartışma konusu olmuştur. Brian Thompson, bu tartışmaların merkezinde yer alan bir isimdi. Forbes’e göre, şirketin, sigorta talep başvurularının yaklaşık üçte birini reddettiği iddiaları nedeniyle eleştirildiği biliniyordu. Temmuz ayında şirketin merkezi önünde protestolar düzenlenmişti. Geçmişte şirket ve rakipleri, uygulamalarıyla nedeniyle mahkemelik olmuşlardı. UnitedHealth, Thompson’ın ölümünün ardından, hastalar ve doktorlar dahil olmak üzere birçok kişiden destek mesajları aldığını belirtti.
Amerikan medyasında yer alan haberlere göre, cinayet mahallinde bulunan notta “parazitler”, “bunu hak ettiler” ifadeleri yer alıyor. Olay yerinden ele geçirilen mermi kovanlarının üzerinde ise “reddet”, “savun” ve “kurtul” yazılı olması, özel sağlık sigortası sistemiyle ilişkilendiriliyor. Bu ifadelerin, sigorta şirketlerinin hastalara ödeme yapmayı reddetmek için kullandığı yöntemlerle özdeşleştirildiği bildiriliyor. Polis, bu ifadelerin kurşunlarda yer aldığını henüz doğrulamamış olsa da, Amazon, bu ifadeleri içeren bazı ürünlerin satışını durdurduğunu açıkladı. Mangione’nin zengin bir aileden gelip gelmediğine ve özel sağlık sistemiyle bir anlaşmazlığı olup olmadığına dair henüz bir bilgi yok. Emniyet yetkilileri, Thompson’ın planlı bir saldırının hedefi olduğunu ifade ediyor. Mangione’nin arkadaşları, onun Hawaii’de sörf yaparak sakin bir yaşam sürdüğünü, ancak 2023’te omurilik ameliyatı için adayı terk ettiğini belirtmektedir. Bir arkadaşı, Mangione’nin karşılaştığı ağrıların yaşamını kısıtlayacak seviyede olduğunu dile getirdi.
Olayın nasıl gerçekleştiğine ilişkin detaylar: Geçen haftaki silahlı saldırının ardından, katilin bulunması için geniş kapsamlı bir arama operasyonu başlatıldı. New York dedektifleri, dünyanın en büyük dijital gözetim sistemlerinden birini kullanarak, polis köpekleri, İHA’lar ve Central Park’taki dalgıçlarla şüpheliyi aradı. Olayı soruşturan yetkililer, Mangione’nin yakalanmasının tamamen sürpriz olduğunu, çünkü isminin 9 Aralık Pazartesi’ye kadar şüpheliler listesinde yer almadığını açıkladı.
Pennsylvania’nın Altoona kentindeki bir McDonald’s şubesinde bulunan bir müşteri, Mangione’yi basındaki görüntülerden tanıdı. Bu kişi, restoran çalışanlarına haberdar etti ve ardından polis arandı. Polis, Mangione’yi gözaltına aldığında, kendisinin New Jersey’den Mark Rosario’ya ait düzenlenmiş sahte bir kimlik gösterdiği tespit edildi. Gerçek adını öğrenince, bunun sebebini “Yapmak zorundaydım” diyerek açıkladı. Polis, Mangione’nin sırt çantasında 3D yazıcıdan üretilmiş olabilecek bir silah ve dolu bir şarjör buldu. Savcılar, Zanlının yanında bir ABD pasaportu ve 10 bin dolar nakit para bulunduğunu bildirdi.
Mangione, Maryland’deki özel bir erkek lisesinden yüksek başarı ile mezun olmuştu. Sonrasında, prestijli bir okul olan Pennsylvania Üniversitesi’nden hem lisans hem de lisansüstü diplomasını aldı. Eski sınıf arkadaşı Freddie Leatherbury, Mangione’nin zengin bir aileden geldiğini belirtirken, servetinin özel okul standartlarının çok üstünde olduğunu ifade etti: “Açıkçası her şeye sahipti” dedi. Bir üniversite arkadaşı ise Mangione’yi “çok normal ve zeki bir insan” olarak tanımladı. LinkedIn hesabına göre, bir süreliğine California’da veri mühendisi olarak çalıştı. Mangione’nin bilinen son adresinin Hawaii’nin Honolulu şehri olduğu kaydedilmişti. X sosyal medya platformunda, Mangione’ye ait olduğu varsayılan bir hesap üzerinden yapılan paylaşımlar, arkadaşlarının onunla iletişim kurmaya çalıştığını gösteriyordu. Ekim ayında biri “Aylarca senden haber alamadım” şeklinde bir paylaşımda bulundu.