Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a pazartesi günü Rusya’nın Soçi kentine yaptığı çalışma ziyaretinde eşlik ettim. 17 Temmuz’da sona eren tahıl anlaşmasının yeniden yürürlüğe konması ihtiyacı dünyanın dikkatini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeye çekti. Bazıları, Ankara’nın Vilnius Zirvesi’nde İsveç’in NATO üyeliğine imza atarak Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini canlandırması nedeniyle Erdoğan’ın ziyaretinin “zorlu” bir atmosferde gerçekleşebileceğini savundu. Ancak Türkiye ve Rusya cumhurbaşkanlarının özel bir tür lider-lider diplomasisi yürüttüğü ve 2015’ten sonra yeniden yapılandırılan ikili ilişkinin kendine özgü nitelikleri olduğu konusunda herkes hemfikir.
Suriye’de çatışma riskini başarıyla yöneten iki lider, enerji, turizm ve savunmanın da aralarında bulunduğu geniş bir yelpazedeki işbirliklerini güçlendirdi. İkili ticaret hacmi 69 milyar dolara ulaşırken, iki ülke 100 milyar dolarlık yeni bir hedef belirledi. Türkiye’nin ilk nükleer santralinin Akkuyu’da inşası sürerken, Sinop’ta da bir santral daha inşa edilmesi yönünde görüşmeler sürüyor.
Ukrayna’daki savaş Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinin doğasını bir ölçüde değiştirdi. Ankara, stratejik özerkliğini göstermek ve istisnai bir dengeleme eylemi gerçekleştirmek için Batı’nın yaptırımlarına katılmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem Putin’le hem de Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy ile görüşerek diplomasiyi teşvik eden tek lider olmaya devam ediyor. Onun yönetimi, Türkiye’nin her iki ülkeyle ilişkilerine zarar vermeden bu dengeyi korudu. Tahıl anlaşması ve esir değişiminin Ukrayna savaşının başlamasından bu yana en önemli diplomatik atılımlar olduğunu belirtmekte fayda var.
İşte tam da bu nedenle dünya Pazartesi günü Soçi’de yapılan toplantıyı yakından izliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konvoyu kentte ilerlerken, vatandaşlar ilgilerini video çekerek veya ziyaretçilere el sallayarak gösterdi. Kilit bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin yaptırımlara katılmaması da bu sıcak karşılamada etkili oldu. Bir diğer önemli faktör de Erdoğan’ın saygın bir lider olarak insanlarla bağ kurma becerisiydi.
Soçi görüşmelerine Türk Dışişleri, Enerji, Savunma, Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji, Tarım ve Orman ve Ticaret bakanlarının katılması ikili konuların kapsamını ortaya koydu. Aynı zamanda Türk heyetinde yer alan merkez bankası başkanı da yerel para birimlerinin kullanılmasının önemini vurguladı. Son olarak, Türkiye’nin istihbarat şefinin de orada olması, Suriye dosyasını hatırlattı.
Suriye “tiyatrosunun” geçen hafta özellikle aktif olduğu bir sır değil. ABD, Suriye-Irak sınırının kontrolünü ele geçirerek İran’ın etkisini kontrol altına almayı amaçlıyor. Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki varlığı YPG ile Rakka çevresinde Arap aşiretler arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Aynı zamanda Deyrizor’da Esad karşıtı protestolar da sürüyor. Bu koşullar altında müzakerelerin en ilginç konusu Suriye olabilir.
Seçimlerden bu yana ilk kez bir araya gelen Erdoğan ve Putin, her zaman olduğu gibi Soçi’de de birçok konuyu ele aldı. Ukrayna savaşı, küresel sorunlar ve diğer konularda görüş alışverişinde bulundular. İki lider, resmi heyetlerin önceden ayrıntılı olarak müzakere ettiği çeşitli konularda nihai kararlarını verme eğiliminde. Bire bir toplantıları da stratejik değerlendirmeleri kolaylaştırıyor.
Alternatif plan
Rusya ve Ukrayna alternatif bir tahıl koridoru oluşturmayı planlıyor. Kiev, tahılları Bulgaristan ve Romanya’nın kıta sahanlıkları üzerinden nakletmek isterken Moskova, SWIFT sisteminin dışında tutulmasını ve gübre ithalatının yasaklanmasını gerekçe göstererek mevcut koridorun söz verildiği gibi işlemediğinden şikayet ediyor. Ankara da Karadeniz’de şiddet istemediği için Rusya ve Ukrayna’yı da kapsayan yeni bir plan üzerinde Birleşmiş Milletler ile birlikte çalıştı.
İki ay boyunca Ruslar, Batı’nın tahıl anlaşmasının yeniden yürürlüğe girmesine ilişkin sözlerini tutması gerektiğinde ısrar etti. Türkiye ve Rusya cumhurbaşkanları düzenlediği ortak basın toplantısında, ikili konularda (yerel para birimlerinin kullanımı, nükleer işbirliği, doğalgaz dağıtım merkezi, tarımsal işbirliği ve daha yüksek turizm hedefleri dahil) iş birliğini güçlendirme taahhüdünde bulundu. Tahıl anlaşması müzakerelerine de devam edecekler ancak Putin, tahılların sonunda fakir ülkelere ulaşmaması nedeniyle Batı’nın Rusya’yı aldattığını savundu. Buna göre tüm yaptırımların kaldırılması halinde koridorun yeniden açılacağını söyledi. Rusya lideri, Katar işbirliğiyle 1 milyon ton tahılın Türkiye üzerinden ulaştırılabileceğini de sözlerine ekledi.
Rusya’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) ofis açma kararını memnuniyetle karşılayan Türkiye cumhurbaşkanı, tahıl anlaşmasının eksikliklerinin giderilerek “yeniden yürürlüğe konması gerektiğini” savundu. Ankara’nın BM ile devam eden işbirliğine de dikkat çeken Erdoğan, Putin’in Afrika ülkelerine tahsis edilen tahılların Avrupa’ya teslimi konusundaki hayal kırıklığını paylaştığını kaydetti. Son olarak Erdoğan, Rus tahıllarının işlenerek Afrika’ya gönderilmesine ilişkin bir anlaşmayı açıkladı.
Soçi’den çıkarılacak en önemli sonuç, Moskova’nın Batı’nın verdiği sözleri tutmasını beklemeye devam edeceğidir. Bu arada Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler güçlenmeye devam edecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a pazartesi günü Rusya’nın Soçi kentine yaptığı çalışma ziyaretinde eşlik ettim. 17 Temmuz’da sona eren tahıl anlaşmasının yeniden yürürlüğe konması ihtiyacı dünyanın dikkatini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeye çekti. Bazıları, Ankara’nın Vilnius Zirvesi’nde İsveç’in NATO üyeliğine imza atarak Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini canlandırması nedeniyle Erdoğan’ın ziyaretinin “zorlu” bir atmosferde gerçekleşebileceğini savundu. Ancak Türkiye ve Rusya cumhurbaşkanlarının özel bir tür lider-lider diplomasisi yürüttüğü ve 2015’ten sonra yeniden yapılandırılan ikili ilişkinin kendine özgü nitelikleri olduğu konusunda herkes hemfikir.
Suriye’de çatışma riskini başarıyla yöneten iki lider, enerji, turizm ve savunmanın da aralarında bulunduğu geniş bir yelpazedeki işbirliklerini güçlendirdi. İkili ticaret hacmi 69 milyar dolara ulaşırken, iki ülke 100 milyar dolarlık yeni bir hedef belirledi. Türkiye’nin ilk nükleer santralinin Akkuyu’da inşası sürerken, Sinop’ta da bir santral daha inşa edilmesi yönünde görüşmeler sürüyor.
Ukrayna’daki savaş Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinin doğasını bir ölçüde değiştirdi. Ankara, stratejik özerkliğini göstermek ve istisnai bir dengeleme eylemi gerçekleştirmek için Batı’nın yaptırımlarına katılmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem Putin’le hem de Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy ile görüşerek diplomasiyi teşvik eden tek lider olmaya devam ediyor. Onun yönetimi, Türkiye’nin her iki ülkeyle ilişkilerine zarar vermeden bu dengeyi korudu. Tahıl anlaşması ve esir değişiminin Ukrayna savaşının başlamasından bu yana en önemli diplomatik atılımlar olduğunu belirtmekte fayda var.
İşte tam da bu nedenle dünya Pazartesi günü Soçi’de yapılan toplantıyı yakından izliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konvoyu kentte ilerlerken, vatandaşlar ilgilerini video çekerek veya ziyaretçilere el sallayarak gösterdi. Kilit bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin yaptırımlara katılmaması da bu sıcak karşılamada etkili oldu. Bir diğer önemli faktör de Erdoğan’ın saygın bir lider olarak insanlarla bağ kurma becerisiydi.
Soçi görüşmelerine Türk Dışişleri, Enerji, Savunma, Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji, Tarım ve Orman ve Ticaret bakanlarının katılması ikili konuların kapsamını ortaya koydu. Aynı zamanda Türk heyetinde yer alan merkez bankası başkanı da yerel para birimlerinin kullanılmasının önemini vurguladı. Son olarak, Türkiye’nin istihbarat şefinin de orada olması, Suriye dosyasını hatırlattı.
Suriye “tiyatrosunun” geçen hafta özellikle aktif olduğu bir sır değil. ABD, Suriye-Irak sınırının kontrolünü ele geçirerek İran’ın etkisini kontrol altına almayı amaçlıyor. Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki varlığı YPG ile Rakka çevresinde Arap aşiretler arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Aynı zamanda Deyrizor’da Esad karşıtı protestolar da sürüyor. Bu koşullar altında müzakerelerin en ilginç konusu Suriye olabilir.
Seçimlerden bu yana ilk kez bir araya gelen Erdoğan ve Putin, her zaman olduğu gibi Soçi’de de birçok konuyu ele aldı. Ukrayna savaşı, küresel sorunlar ve diğer konularda görüş alışverişinde bulundular. İki lider, resmi heyetlerin önceden ayrıntılı olarak müzakere ettiği çeşitli konularda nihai kararlarını verme eğiliminde. Bire bir toplantıları da stratejik değerlendirmeleri kolaylaştırıyor.
Alternatif plan
Rusya ve Ukrayna alternatif bir tahıl koridoru oluşturmayı planlıyor. Kiev, tahılları Bulgaristan ve Romanya’nın kıta sahanlıkları üzerinden nakletmek isterken Moskova, SWIFT sisteminin dışında tutulmasını ve gübre ithalatının yasaklanmasını gerekçe göstererek mevcut koridorun söz verildiği gibi işlemediğinden şikayet ediyor. Ankara da Karadeniz’de şiddet istemediği için Rusya ve Ukrayna’yı da kapsayan yeni bir plan üzerinde Birleşmiş Milletler ile birlikte çalıştı.
İki ay boyunca Ruslar, Batı’nın tahıl anlaşmasının yeniden yürürlüğe girmesine ilişkin sözlerini tutması gerektiğinde ısrar etti. Türkiye ve Rusya cumhurbaşkanları düzenlediği ortak basın toplantısında, ikili konularda (yerel para birimlerinin kullanımı, nükleer işbirliği, doğalgaz dağıtım merkezi, tarımsal işbirliği ve daha yüksek turizm hedefleri dahil) iş birliğini güçlendirme taahhüdünde bulundu. Tahıl anlaşması müzakerelerine de devam edecekler ancak Putin, tahılların sonunda fakir ülkelere ulaşmaması nedeniyle Batı’nın Rusya’yı aldattığını savundu. Buna göre tüm yaptırımların kaldırılması halinde koridorun yeniden açılacağını söyledi. Rusya lideri, Katar işbirliğiyle 1 milyon ton tahılın Türkiye üzerinden ulaştırılabileceğini de sözlerine ekledi.
Rusya’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) ofis açma kararını memnuniyetle karşılayan Türkiye cumhurbaşkanı, tahıl anlaşmasının eksikliklerinin giderilerek “yeniden yürürlüğe konması gerektiğini” savundu. Ankara’nın BM ile devam eden işbirliğine de dikkat çeken Erdoğan, Putin’in Afrika ülkelerine tahsis edilen tahılların Avrupa’ya teslimi konusundaki hayal kırıklığını paylaştığını kaydetti. Son olarak Erdoğan, Rus tahıllarının işlenerek Afrika’ya gönderilmesine ilişkin bir anlaşmayı açıkladı.
Soçi’den çıkarılacak en önemli sonuç, Moskova’nın Batı’nın verdiği sözleri tutmasını beklemeye devam edeceğidir. Bu arada Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler güçlenmeye devam edecek.