İki devletli çözüm kavramı, Filistin davasının hem savunucuları hem de muhalifleri olan çok sayıda devletin kullandığı stratejik bir araç olarak hizmet ediyor. Filistin lehine adil bir çözümü savunan devletler, İsrail’in vahşetine karşı diplomatik bir araç olarak bu öneriyi sık sık yineliyor. Bunun tersine, İsrail’in işgalden, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) Gazze Şeridi’nde gerçekleştirilen periyodik askeri operasyonları tanımlamak için kullandığı bir terim olan “çimleri biçmeye” kadar olan eylemlerine koşulsuz destek sağlayan ABD gibi ülkeler, iki devletli anlaşmayı onaylıyor. İsrail’e işgali için ek süre tanırken aynı zamanda adil bir çözümü aktif olarak takip etme imajını yansıtmaya yönelik bir çözüm.
Bu bağlamda iki devletli çözüm, İsrail’in 1967 öncesindeki sınırlarına çekilmesini ve Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ün kontrolünü Filistin’e bırakmasını içeriyor. Böyle bir tanınma, Filistin’in BM çerçevesinde sınırları iyi tanımlanmış bir devlet olarak tanınmasını sağlayacak ve iki komşu devletin bir arada yaşamasını kolaylaştıracaktır.
‘Vaat edilen topraklar’
İki devletli çözümün fizibilitesinin şu anda mümkün olduğu ve gelecekte de imkansız olacağı yaygın olarak kabul edilmektedir. Bu çözümün pratik olmaması aslında iyi bilinen ancak dile getirilmeyen bir gerçektir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’deki tarihi konuşmasında vurguladığı gibi İsrail, sınırları belirsiz bir devlettir ve toprak sınırları konusunda her türlü tartışmadan kesinlikle kaçınmaktadır. Nihayetinde İsrail’in arzu edilen sınırları sözde “vadedilmiş topraklar”ı da kapsamaktadır.
Siyonist liderler bunu gerçek dini inançlarla değil, kendi çıkarları doğrultusunda silah haline getirerek savunurken, temel durum değişmeden kalıyor. Belki gereksiz de olsa, “vaadedilen topraklar”ın Lübnan ve Suriye’nin ötesine geçerek Türkiye topraklarını da kapsadığının altını çizmek gerekiyor.
Batı Bankası
İsrail’in Batı Şeria’da iki devletli çözüme inanmadığının en açık örneğini görüyoruz; İsrail aslında, kısmen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) kökenli Filistinli grup El Fetih tarafından yönetilen Batı Şeria’yı kontrol ediyor. .
Batı Şeria, 49 İsrail kontrol noktasıyla çevrili dev bir getto. Batı Şeria topraklarının yalnızca yüzde 18’i El Fetih’in kontrolünde kaldı. Geriye kalan yerler ise hem İsrail işgal güçlerinin kontrolünde hem de yasa dışı Siyonist yerleşimciler tarafından adım adım işgal ediliyor. Şu anda Batı Şeria’da 700.000 yasadışı yerleşimci yaşıyor.
Batı Şeria’da Hamas yok ama işgal devam ediyor. Hamas yok ama sınırları İsrail kontrol ediyor. Hamas yok ama aralarında çocukların da bulunduğu yüzlerce siyasi tutuklu var. Hamas yok ama işkence var. Hamas yok ama can ve mal güvenliği yok.
Burası İsrail. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun partisi Likud’un tüzüğünde “nehirden denize Yahudi egemenliği” ifadesinin bulunmasının nedeni budur. Dolayısıyla tek çözüm, Filistin halkının din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin barış içinde yaşayacağı tek devletli çözümdür. Ne zaman olacağını bilmiyorum ama tek gerçekçi çözümün bu olduğunu biliyorum.