Erdoğan, Getty Images Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif güçler Halep’in kontrolünü ele geçirirken, Suriye Milli Ordusu (SMO) Tel Rıfat kentine yönelik bir operasyon başlattı. Tel Rıfat, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından yönetiliyordu. SDG’nin temelini, Suriye’deki Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) silahlı kanadı olan Halk Koruma Birlikleri (YPG) oluşturuyor. Türkiye, YPG’nin PKK ile aynı yapı olduğunu belirtiyor. Anadolu Ajansı, SMO’nun Tel Rıfat’a düzenlediği “Özgürlük Şafağı” adı verilen operasyonun ardından ilçe merkezine tamamen hakim olduğunu ve çevresinde ilerlemeye devam ettiğini bildirdi. Türkiye ve Suriye arasındaki normalleşme sürecinin yeniden canlanıp canlanmayacağı merak ediliyor. Suriye’nin eski Ankara Büyükelçisi, normalleşme ile ilgili olumlu işaretlerin bulunduğunu ifade etti. Suriye iç savaşının başlamasından 13 yıl sonra hangi bölgelerin kimler tarafından yönetildiği üzerine bilgiler de ortaya çıkıyor. Suriye’nin kuzeyinde düzenlenmesi planlanan yerel seçimlere dair detaylar ise hala belirsizliğini koruyor. Haberde, SMO’nun stratejik öneme sahip Kuveyris askeri havalimanı ve Minnığ havalimanı gibi alanları kontrol altına aldığı kaydediliyor. Fransız haber ajansı AFP’nin İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) dayandırdığı bilgilere göre, SMO güçleri kent merkezi ve çevresindeki köyleri ele geçirirken, SOHR, SMO operasyonuyla Halep’in kuzeyinde 200 bin Suriyeli Kürdün Türkiye destekli gruplar tarafından kuşatıldığını ve bölgedeki iletişimin tamamen kesildiğini belirtti. Gözlemevi, bu durumu Kürtlere yönelik “katliam” girişimleri açısından endişe verici buluyor. Tel Rıfat ve Menbiç’in stratejik önemi ise büyük, çünkü Türkiye, YPG’nin tehdit oluşturmaya devam etmesi durumunda askeri eylemde bulunma niyetini sık sık dile getiriyor. Tel Rıfat ve Menbiç’teki YPG güçleri, Türkiye destekli gruplarla sıkça çatışmalar yaşıyor. Türk güvenlik kaynakları, son günlerde yaşanan çatışmaların ardından geri çekilen rejim güçlerinin bıraktığı stratejik bölgeleri YPG’nin doldurmaya başlaması iddiasında bulunuyorlar. Kaynaklar, YPG’nin mevcut karmaşayı fırsat bilerek Tel Rıfat ile Suriye’nin kuzeydoğusuna bir koridor oluşturmayı hedeflediğini, ancak SMO’nun başlattığı operasyondan dolayı bu girişimin engellendiğini vurguluyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 2 Aralık’ta İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi ile yaptığı basın toplantısında Türkiye’nin “istikrarsızlık ortamından faydalanmaya çalışan terör gruplarına kesinlikle geçit vermeyeceğini” ifade etti. Fidan, “Suriye’deki olayları dış müdahalelerle açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır” şeklinde konuştu. Ayrıca, “İç savaşın daha da tırmanmasını istemiyoruz,” dedi. Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Fidan’ın 1 Aralık’ta ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile yaptığı görüşmede bu konuları ele aldığını ve Ankara’nın “tansiyonu düşürecek” adımları destekleyeceğini belirtmişti. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Önder Keçeli de 29 Kasım’da yaptığı açıklamada, “terör gruplarının” Suriye’deki muhaliflerin saldırıları sonrası ortaya çıkan “istikrarsızlık ortamını fırsat bilerek hareket ettiğini” dile getirdi. Keçeli, bölgelerdeki terörist varlığının sona erdirilmesi amacıyla paydaşlarla daha önce yapılan mutabakatların hayata geçirilmediğini belirterek endişelerini dile getirdi. Türkiye’nin eski Suriye Büyükelçisi Ömer Önhon, YPG’nin Türkiye için bir tehdit oluşturduğunu ve bu nedenle Tel Rıfat gibi stratejik alanların geri alınmasının Türkiye açısından olumlu bir durum olduğunu ifade etti. SDG ise Tel Rıfat’a yönelik “Özgürlük Şafağı” operasyonunun arkasında Türkiye’nin bulunduğunu iddia ederek Ankara’yı “Suriye’yi parçalamayı hedeflemekle” suçladı. SDG komutanı Mazlum Abdi, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda, abluka altındaki bölgedeki sivil halkın kuzeydoğuda SDG kontrolündeki alanlara geçebilmesi için “insani koridorlar” açmayı hedeflediklerini belirtti. Abdi, bunun için Suriye’deki tüm taraflarla iletişim halinde olduklarını duyurdu. SDG, Tel Rıfat ve çevresindeki bazı yerleri 2016 yılında ele geçirmişti. DEM Parti ise muhaliflerin saldırıları sonrası Tel Rıfat ve Halep’te “saldırgan çetelere boyun eğmeyen Kürtler, Araplar ve diğer halkların katliam tehdidiyle karşı karşıya olduğu” uyarısında bulundu. Tel Rıfat’ın muhaliflerin kontrolüne geçmesiyle birlikte Fırat Nehri’nin batısında yalnızca Menbiç SDG kontrolünde kaldı. SMO’nun “Özgürlük Şafağı” operasyonunun kapsamındaki Menbiç’e yönelik erken bir taarruz hazırlığı içinde olduğu bilgileri sızmış olsa da, henüz bu yönde bir açıklama ya da eylem gerçekleşmiş değil. SDG de muhaliflerin saldırısının ardından Kuzeydoğu Suriye’deki alanlarında genel seferberlik ilan etti. Türkiye sınırına 40 kilometre mesafede bulunan Menbiç, etrafında yaklaşık 100 bin nüfusa sahip bir bölgedir. SDG, IŞİD’in 2014 yılında ele geçirdiği bu şehri, 2016 yılında iki ay süren bir abluka sonucu geri almıştı.
Eski Mossad ajanları, çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirilen saldırıların arka planını açıkladı. Kaynak: Getty Images. Lübnan'da Hizbullah'a yönelik yapılan saldırılarda kullanılan çağrı cihazlarının patlatılmasıyla ilgili bilgi veren...
Devamını Oku..