Başlık: Suriye’de Esad yönetiminin sona ermesine hangi ülkeler, nasıl tepki verdi?
Suriye’de muhalif grupların 8 Ocak’ta HTŞ (Heyet Tahrir eş-Şam) liderliğinde iktidarı ele geçirdiğini duyurmasının ardından dünya genelinden tepkiler gelmeye devam ediyor. ABD Başkanı Joe Biden, silahlı İslamcı grupların yönetimi ele geçirmesiyle ilgili yaptığı ilk açıklamada, Suriye’nin geleceği hakkında ihtiyatlı bir iyimserlik vurguladı. Biden, bu sürecin Suriyelilere ülkelerini yeniden inşa etmeleri için “tarihi bir fırsat” sunduğunu ifade etti. Ayrıca, Esad’ın eylemlerinin “hesabını vermesi” gerektiğini belirtti ve HTŞ’nin söylemlerini dikkatle izlediklerini iletti. Biden, “Sadece sözlerine değil, eylemlerine de dikkat edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Suriye’deki muhalefetin ele geçirdiği Hama bölgesinin önemi nedir? Suriye’de iç savaşın başlamasından 13 yıl sonra, hangi bölgeleri kimlerin yönettiği merak ediliyor. Dünyanın birçok kentinde, Suriyeliler Esad’ın devir oluşunu kutluyor. Türk, Rus ve İranlı dışişleri bakanlarının Doha’da bir araya gelerek Astana Süreci’nin yeniden canlanıp canlanmayacağını görüşmesi bekleniyor.
Biden, ayrıca Pazar günü ABD güçlerinin Suriye’de IŞİD’e karşı “bir düzine” hava saldırısı gerçekleştirdiğini aktardı. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, “Bugün Suriye’deki geçiş düzenlemelerini kurmaya başlamalıyız. Bu, öncelikli hedefimiz olmalı” dedi. Pedersen, “Suriye halkının direnci, birlik içinde ve barış içinde bir gelecek için umut vaat ediyor. Suriye’de istikrarlı ve kapsayıcı geçiş düzenlemeleri ivedilikle hayata geçirilmelidir,” diye ekledi.
Donald Trump ise 20 Ocak’ta yeni başkanlık görevine başlayacak ve Esad’ın Rusya’nın desteğini kaybettikten sonra ülkesinden kaçtığını belirtti. Kendi sosyal medya platformunda “Esad gitti” ifadesini kullanan Trump, “Koruyucusu olan Rusya ve Vladimir Putin artık onu korumakla ilgilenmiyor,” dedi. Esad yönetimiyle yakından ilişkili olup Rusya’dan gelen açıklamada, “Suriye’deki dramatik olayları büyük bir endişeyle takip ediyoruz,” denildi. Rusya, Esad’ın “iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesi talimatını vererek ülkeyi terk ettiğini” belirtti ve bu müzakerelere katılmadığını ifade etti.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Esad’ın “barbar rejiminin” çökmesini memnuniyetle karşıladıklarını ve Suriye’de barış ile istikrar çağrısında bulunduklarını vurguladı. Starmer, son günlerde olan olayları “emsalsiz” olarak tanımladı ve bölgedeki durumu yakından takip ettiklerini belirtti.
Esad’ın gitmesinden duyduğu memnuniyeti belirten bir diğer lider ise İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu oldu. Olayı Orta Doğu için “tarihi bir gün” olarak değerlendiren Netanyahu, olası tehditlere karşı önlem alınacağını bildirdi. Netanyahu, yaptığı açıklamada, “Bu çöküş, Esad’ın ana destekçileri olan Hizbullah ve İran’a karşı yürüttüğümüz güçlü eylemlerin bir sonucudur,” dedi. Ayrıca, “Bu durum, kendilerini bu tiranlık ve baskıdan kurtarmak isteyenler için zincirleme bir tepkime başlatmaktadır” şeklinde konuştu. Netanyahu, İsrail’in Suriye ile barışçıl ilişkiler kurma arzusunu yineleyerek, gerektiğinde ülkesini savunma hakkına sahip olduğunu vurguladı. İsrail ile Hizbullah arasında 27 Kasım’da 13 ay süren çatışmaların ardından ateşkes anlaşması imzalanmıştı.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sybiha, Esad’ın düşmesinin ardından, “Putin’e güvenen tüm diktatörler için bir ders olmalıdır. O, her zaman kendisine güvenenlere ihanet eder,” yorumunu yaptı. Çin Dışişleri Bakanlığı, Suriye’de istikrarın hızla geri döneceği konusunda umutlu olduklarını belirtti.
Arap ülkeleri de Suriye’de yaşanan gelişmelere yönelik açıklamalarda bulundu. Irak hükümet sözcüsü Basem El Avadi, Irak’ın Suriye’deki gelişmeleri dikkatle izlediğini ve bu konuda dost ülkelerle iletişim halinde olduklarını açıkladı. Mısır, Suriye’deki tüm taraflara devletin ve ulusal kurumların yeteneklerini koruma çağrısında bulunurken, Ürdün, Suriye’deki “kardeşlerine” destek verdiğini ve onların iradesine saygı duyduğunu ifade etti. Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Raşad El Alimi, Suriye’deki gelişmeleri, “Suriyelilerin yabancı vesayeti reddetme haklarını teyit ettikleri tarihi bir an” olarak nitelendirdi. Ayrıca, İran’a “Yemen’den elini çekmesi, egemenliğe ve kimliğine saygı duyması ve halkının kendi devletini inşa etmesine fırsat tanıması” çağrısında bulundu.