Başlık: Suriye’de geçiş yönetiminin göreve başlama tarihi ne zaman? Şam’dan gelen bilgiler neyi işaret ediyor?
Son haberler doğrultusunda Suriye’de devrilen Beşar Esad Yönetimi’nden kalan kalıntılar, ülkenin yönetimini Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) önderliğindeki muhalif gruplara devretmeye başladı. HTŞ, geçiş yönetiminde başbakan olarak örgüte yakınlığıyla tanınan Muhammed el-Beşir’i atadı. El-Beşir, Ocak ayından itibaren İdlib’teki Sivil Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin sorumluluğunu üstlenmişti. Şu anda muhalefet tarafından Suriye’deki geçiş hükümetini kurmakla görevlendirildi. Esad’ın ülkeden kaçmasının ardından, hükümetin muhaliflere devredileceğini açıklayan Başbakan Muhammed el-Celali, 9 Aralık’ta HTŞ lideri Ahmed eş-Şera (Ebu Muhammed Colani) ve el-Beşir ile bir araya geldi.
Suriye’de muhaliflerin ele geçirdiği Hama neden kritik bir öneme sahip? Türkiye-Suriye normalleşme süreci yeniden canlanacak mı? Türkiye’nin kuzeyindeki muhalif eylemlerle ilgili ne biliniyor? Avrupa Birliği, Suriyeli sığınmacılar için 5 milyar euro bağışta bulundu. Esad yönetiminin başbakanı, “geçiş döneminin hızlı ve sorunsuz olması için” kabinesiyle birlikte muhalefetle işbirliği içinde çalıştığını belirtti. Suriye’deki muhalif grupları temsil eden Suriye Muhalif ve Devrimci Milli Güçler Ulusal Koalisyonu, 8 Aralık’ta yaptığı açıklamada “tam yürütme yetkisine sahip” bir geçiş hükümeti kurulacağını ve bunun “özgür, demokratik ve çoğulcu bir Suriye’nin önünü açacağını” ifade etti.
Suriye’deki ‘geçiş dönemi başbakanı’ Muhammed el-Beşir kimdir? ‘Kapsayıcılık’ ve ‘refah’ üzerinde duruyor. Daha önce yalnızca İdlib bölgesinde etkin olan Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin ülke genelinde söz hakkı elde etmesi, HTŞ’ye olan yakınlığı nedeniyle bazı kesimlerde endişelere yol açtı. Bu muhalif yapı, Şam’ı ele geçirmesiyle birlikte tüm sivillerin haklarının korunacağına dair bir dizi açıklama yaptı. Suriye Kurtuluş Hükümeti’ne bağlı “Siyasi İşler Bürosu” sosyal medya üzerinden yaptığı duyurularda, yurtdışında bulunan tüm Suriyelilerin ülkeye geri dönmeleri için “uygun koşulların” sağlanacağına dikkat çekti.
Suriyelilerin gönüllü geri dönüşü ne denli gerçekçi, bu nasıl mümkün olabilir? Yapılan açıklamalarda “Suriye tarihinde yeni bir döneme geçildiği” ve yeni yönetimin “refah sağlamayı” amaçladığı vurgulandı. Bir paylaşımda ise “altyapının yeniden inşası ve sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirmek için kapsamlı planlar oluşturuyoruz” denildi. Siyasi İşler Bürosu, iç savaş döneminde yaşanan haksızlıkların “adalet ve hesap verebilirlik temelinde kapsamlı bir toplumsal uzlaşma” ile çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtti ve bu doğrultuda Suriye’nin “toplumsal yapısını” birleştirmeyi hedeflediğini vurguladı. Ayrıca, 7 Aralık’ta yapılan bir başka açıklamada, muhalif güçlerin hiçbir koşulda Esad ordusunun envanterindeki kimyasal silahları kullanmayacağına dair taahhütte bulundu. Açıklamada, “Bu silahların kullanımı insanlığa karşı bir suç olarak değerlendirilmektedir ve sivillere karşı kullanılmalarına veya intikam ve yıkım araçları haline dönüştürülmelerine izin verilmeyecektir” denildi.
İsrail, Şam’ın düşmesinden bu yana Suriye’deki pek çok askeri tesise hava saldırıları düzenleyerek, muhalif grupların eline kimyasal silahların geçmemesi amacıyla hareket ettiği belirtiliyor. Suriye’de 300’den fazla hedefe yönelik saldırılar düzenleyen İsrail’in eylemleri neyi simgeliyor? Aynı gün içinde yapılan başka bir açıklamada ise Suriye’deki azınlıkların haklarının korunacağı kaydedildi. Tüm sivillerin mülkiyetlerinin her türlü tehdide karşı güvence altına alınmasının önemine vurgu yapıldı ve bu çerçevede dini veya etnik temele dayanan hedef göstermeye ya da ayrımcılığa asla izin verilmeyeceği aktarıldı. Ülkedeki Hristiyan azınlık, “Suriye’nin ulusal yapısının vazgeçilmez bir parçası” olarak nitelendirildi. Dünya, yeni yönetimle nasıl ilişki kuracak? Dünyanın yeni yönetimle nasıl bir diyalog kuracağı henüz kesinlik kazanmadı. Hakan Fidan, 8 Aralık’ta yaptığı konuşmada Türkiye’nin Suriye’nin yeniden inşası ve farklı sorunların çözülmesi için “yeni yönetimle iş birliğine devam edeceğini” söyledi. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, barışçıl bir şekilde yönetim değişikliğinin gerçekleşmesini ve daha kapsayıcı bir siyasi sürecin başlamasını umut ettiğini dile getirdi. Rutte, HTŞ’yi direkt olarak anmadan, Suriye’nin yeni liderlerinin “hukukun üstünlüğünü koruması, sivilleri gözetmesi ve dini azınlıklara saygı göstermesi gerektiğini” belirtti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Suriye’nin “toprak bütünlüğünün ve azınlıkların korunmasının hayati öneme sahip olduğunu” ifade etti.