Orijinal Başlık: Suriye’de iç savaşın sona ermesini zorlaştıran etkenler nelerdir?
Orijinal İçerik Parçası: Kaynak: EPA-EFE/REX/Shutterstock Yazan: Luis Barrucho Unvan: BBC Dünya Servisi 3 Aralık 2024 Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif gruplar, hükümete karşı son yılların en kapsamlı saldırısını başlattı ve ülkede iç savaşın sona ermiş olduğu izlenimini sarstı. Halep’in kontrolünü ele geçiren silahlı güçler, Suriye ordusunu geri çekilmek zorunda bıraktı. Çatışmalar tekrar alevlenirken, Rusya da 2016’dan bu yana Halep’e yönelik ilk hava saldırısını gerçekleştirdi. İç savaşın başlangıcından 14 yıl sonra yeniden patlak veren bu çatışmalar, bölgede kaygıları artırdı. Suriye, iç savaş sonrası Beşar Esad yönetimi, Kürtler ve İslamcı gruplar arasında fiilen üç bölgeye ayrılmış durumda.
Putin, Rusya’nın yeni nükleer doktrinini onayladı; nükleer silah kullanım şartları genişletildi. Rusya’daki konser saldırısı ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın BRICS üyeliği üzerine açıklamalarının ardından; “Türkiye-Suriye normalleşme süreci tekrar ivme kazanacak mı?” sorusu gündemde.
Ülkede silahların bırakılmasının neden bu kadar zor olduğunu beş başlık altında ele aldık.
-
Yabancı güçlerin çıkarları: Suriye, müttefiklerine yardım görüntüsü altında, kendi stratejik hedeflerini gerçekleştirmeye çalışan rakip ülkelerin bir satranç tahtasına dönüşmüş durumda. Türkiye, Suudi Arabistan ve ABD’nin desteklediği farklı silahlı gruplar, Esad’a karşı dururken, Şam yönetimi, İran ve Rusya’nın sağladığı kritik destekle ayakta kalmaya çalışıyor. Çatışmalar derinleşirken, IŞİD ve El Kaide gibi aşırılıkçı gruplar da devreye girdi ve bu durum küresel kaygıları arttırdı. ABD’nin yardımıyla kendi yönetimlerini oluşturmak isteyen Suriyeli Kürtler, durumu daha da karmaşık hale getirdi. Rusya ve İran, Esad’ın iktidarını korumasında önemli bir rol oynarken, Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde kendi sınırlarını korumak amacıyla buradaki isyancı gruplara destek verdi.
-
Ekonomik çöküş ve insani kriz: Uzun süren savaş, Suriye’de büyük bir yıkıma yol açtı, ekonomisini alt üst etti, altyapısını tahrip etti ve milyonlarca insanı zor şartlar altında bıraktı. Bu şartlar, zor bir insani kriz ortaya çıkardı. BM’ye göre, savaş öncesi 22 milyonluk nüfusun yarısından fazlası evlerini terk etmek zorunda kaldı; yaklaşık 6.8 milyon kişi ülke içinde yer değiştirirken, iki milyon kişiyi kamplara yerleşti ve altı milyon kişi ise Suriye’den kaçarak çevre ülkelere, özellikle Lübnan, Ürdün ve Türkiye’ye gitti.
-
Otoriter yönetim: Esad yönetimi, iktidarını koruyabilmek için şiddete ve baskıya başvurması, ülkedeki muhalifleri güçlendirip çatışmayı uzatan unsurlardan biri. 2021’de yayımlanan bir BM raporu, kimyasal saldırılar ve yerleşim alanlarının havadan bombalanması gibi yaygın insan hakları ihlallerini ortaya koydu.
-
Bölünmüş toplum: Orta Doğu uzmanı Barnes-Dacey, siyasi bölünmelere ek olarak Suriye’nin derin bir mezhepsel çatışma yaşadığını belirtiyor. Doğu bölgeler, Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu alanlar, savaşın başından bu yana büyük ölçüde Suriye devletinin denetimi dışındadır. IŞİD’in kalıntıları, ülkenin büyük çöl alanlarında hala var ve güvenlik tehdidi oluşturuyor.
-
Uluslararası diplomasi: BM öncülüğündeki müzakereler de dahil olmak üzere barış çabaları, ilgili tüm paydaşların farklı gündemleri nedeniyle büyük ölçüde başarısız oldu. Uzmanlar, tarafların uzlaşmamalarının, kalıcı çözümler bulmayı imkansız hale getirdiğini söylüyor. Barnes-Dacey, “Esad yönetimi iktidarı terk etmeyi ya da ödün vermeyi istemiyor, isyancı gruplar ise Esad’ı devirmek ve pozisyonlarını güçlendirmek için savaşıyor” diyor.
Frankel-Pratt, “Çözümün nasıl gerçekleşeceği belirsizliğini koruyor; bu sebeple bölgedeki ülkeler oldukça gergin” şeklinde bir yorumda bulunuyor. Bazı uzmanlar, Trump dönemindeki değişken ABD politikalarının belirsizliğine işaret ederek, Türkiye’nin bu süre zarfında pozisyonunu güçlendirmek amacıyla son saldırıları desteklediğini belirtiyor.