Başlık: Suriye’deki Rus Askeri Üslerinin Geleceği Ne Olacak?
Yazar: Pavel Aksenov, AFP, BBC Rusça Savunma Muhabiri Tarih: 13 Aralık 2024, Güncelleme: 14 Aralık 2024
Rusya’nın lideri Vladimir Putin, Suriye’deki iç savaşın başlamasından çok önce, devrik Suriye lideri Beşar Esad’ın sadık bir destekçisi olarak biliniyordu. Eylül 2015 itibariyle, büyük bir Rus askeri kuvveti, Esad yönetimini isyancı güçlerin saldırlarından korumak amacıyla Suriye’ye konuşlandırıldı. Suriye’deki en büyük iki Rus askeri tesisi, Tartus’taki deniz üssü ve Lazkiye’nin 20 kilometre güneybatısındaki Hmeymim hava üssüdür. Esad, Suriye’den kaçıp hükümeti kaybetti; bu sebeple Rus medyası, askeri malzemeler, gemiler, araçlar ve 7500 askerin akıbetine dair sorularla dolup taşıyor. Geride kalan asker sayısı ve askeri malzeme miktarına dair tahminler değişkenlik gösterirken, Rusya’nın bir zorlukla karşı karşıya olduğu açık: Suriye’de muhaliflerin eline geçen Hama neden bu kadar önemli?
Suriye’deki HTŞ’nin çağrısıyla birçok şehirde Esad’ın devrilmesini kutlamak üzere eylemler düzenlendi. Türkiye-Suriye normalleşme süreci yeniden canlanacak mı? 13 yaşındaki Hamza’nın annesi, “Esad inşallah bedelini öder” diyerek, Suriye protestolarının tetikleyicisini hatırlatıyor.
Durumun hızla değişmesi nedeniyle, Rusya’nın bu belirsizlik karşısında ne yapacağı ve üslerini nasıl koruyacağı merak konusu. 2017’de Moskova ve Şam arasında, Rusya’nın Tartus ve Hmeymim üslerini 49 yıl süreyle, 2066’ya kadar kiralamayı öngören bir anlaşma imzalanmıştı. Ancak, bu bölgelerin geleceğinde Rus kontrolünün devam edip etmeyeceği henüz net değil. Rus lider kadrosu, bu iki üsü kullanmaya devam etme niyetinde olmadıklarına dair işaretler veriyor.
Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, 13 Aralık Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Rusya’nın Suriye’deki üslerinin durumu hakkında yeni yönetimle görüşeceğini belirtti. Peskov’un söylediklerine göre, Rus yetkililer hâlâ Tartus ve Lazkiye’deki üslerin geleceğini netleştirmedi, bu da Rus birliklerinin tahliyesi için hazırlık yapıyor olabilecekleri anlamına geliyor. Suriye’de yaşanabilecek üç olası senaryo mevcut.
Tahliye planları ise pek kolay görünmüyor. 7500 personelin yanı sıra, Rus askerlerinin önemli miktarda silah ve askeri malzemesi var, özellikle de Hmeymim üssünde. Zırhlı araçlar, hava savunma sistemleri ve mühendislik malzemeleri gibi kaynaklar bunlar arasında yer alıyor. Bir tahliye süreci başlarsa, bu açık bir şekilde görünür hale gelecektir. Reuters’in 14 Aralık Cumartesi günü aktardığına göre, Hmeymim hava üssünden Libya’ya doğru yola çıkan bir Rus kargo uçağı bulunuyor. Söz konusu yetkili, önümüzdeki günlerde daha fazla Rus uçağının kalkmasını beklediklerini ifade etti. Cuma günü yayınlanan uydu görüntüleri de Hmeymim’den askeri teçhizat taşındığını ve iki Antonov AN-124 kargo uçağının tespit edildiğini gösterdi. Geçmişte, Suriye’deki Rus birliklerinin ağır savaş tankları bulundurduğuna dair haberler yer almıştı ve bunların taşınması için büyük uçaklara ihtiyaç duyulacak. Eğer Rusya, Hmeymim üssünden acilen personel tahliyesi gerçekleştirme kararı alırsa, birkaç yüz AN-124 ve Il/76 uçağına gereksinim duyulacak.
Aynı zamanda, Tartus’taki deniz üssünden tahliye işlemi de hiç kolay görünmüyor. Gemiler, önemli miktarda yük ve personel taşıyabilir, ancak Türkiye’deki boğazlardan geçiş yapmaları mümkün olmayacak. Rusya’nın Ukrayna’yı tamamen işgal etmesinin ardından, Türkiye, Montrö Sözleşmesi gereği boğazları, Rus ve Ukraynalı savaş gemilerine kapattı. Bu kapanma, Rusya’nın Tartus’tan personel tahliyesi yapabilmesi halinde bile, gemilerin uzun bir güzergah katetmesi gerektiği anlamına geliyor; gemilerin Akdeniz’den Cebelitarık Boğazı’nı takip edip Avrupa’yı dolaşarak Baltık Denizi’ne veya Norveç ve Barents Denizi’ndeki kuzey limanlarına ulaşması gerekecek.
Eğer Rusya, Suriye’den güçlerini tahliye etme kararı alırsa, bu operasyon yüksek maliyetler gerektiren kapsamlı bir süreç olacaktır. Suriye’deki üslerin kaybı, Rusya için ne anlama geliyor? Bu askeri üsler, Rusya için yalnızca Beşar Esad rejimini desteklemekten öte, hayati bir önem taşıyor. Üsler, Orta Doğu’daki Rus askeri varlığını güçlendiriyor ve son yıllarda Rusya’nın çıkarlarını peşinde koştuğu Afrika’ya personel ve malzeme taşınmasını sağlıyordu. Rus hükümeti, Tartus’taki tesisin tam donanımlı bir üs olarak nitelendirilemeyeceğini, yalnızca bir gemi bakım istasyonu olduğunu savunuyor. Ne var ki, bu üs, Amerikan 6. filosuna kıyasla daha küçük olmasına rağmen, Akdeniz’deki Rus Donanması’nın varlığını garanti ediyor. Hmeymim Hava Üssü, özellikle de Rusya’nın Wagner Grubu gibi paralı askerlerin Afrika’daki projeleri için önemli bir ikmal merkezi işlevi görüyor.
Eğer Rusya, yeni Suriye yönetimiyle üsleri elinde tutmak için bir anlaşma yapabilirse, bu muhtemelen farklı bir şekil ve içerikte olacaktır. Beşar Esad yönetimi, Rusya ve Suriye’deki Rus askeri varlıklarına büyük ölçüde bağımlıydı; şimdi ise Rusya’nın Şam’dan izin alabilmesi için farklı teklifler sunması gerekecek. 2015 yılında Esad’a destek vermek üzere ülkeye binlerce askerin gönderilmesi, Putin tarafından Rusya’nın global bir güç olarak kendini göstermesi için bir fırsat olarak görülüyordu. Rusya’nın Orta Doğu’daki varlığı, Putin’in Batı dünyasına karşı verdikleri ilk meydan okuma ve Sovyet etki alanının ötesindeki ilk egemenlik çabası olarak öne çıkıyordu. Bir dönem Suriye’deki Rus askeri misyonu başarılı gibi görünse de, şu an Rusya’nın Suriye’deki uzun süreli askeri varlığının askeri ve diplomatik kazanımları sorgulanıyor.