Başlık: Suriyeli Kürtlerin Geleceği: PYD ve HTŞ İlişkileri
Suriye’deki Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) eski eş genel başkanı ve şu an Başkanlık Konseyi üyesi olan Salih Müslim, yeni dönemde Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ile diyaloğa açık olduklarını ifade etti. BBC Türkçe’ye telefonla verdiği demeçte Müslim, “HTŞ’nin güzel sözler söylediğini ve bu söylemleri hayata geçirmesini beklediklerini” vurguladı. Müslim, “Eğer HTŞ bize bir adım atarsa, biz iki adım atarız” dedi.
Müslim, Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından Menbiç gibi bölgelerdeki Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) yönelik saldırıları nedeniyle Türkiye’ye tepki gösterse de, Ankara ile iletişim kurmaya hazır olduklarını da belirtti. Türkiye, PYD ve silahlı kanadı YPG’yi PKK’nın Suriye’deki bir uzantısı olarak görüyor ve bu grupları “terör örgütü” olarak nitelendiriyor. YPG, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) temelini oluşturmaktadır.
Müslim, 2012 ile 2015 yılları arasında Türk yetkililerle irtibat kurduğunu ve başkent Ankara’ya gittiğini kaydetti. 2018’de ise Müslim, İçişleri Bakanlığı’nın “terör arananlar” listesinde kırmızı kategoriye alındı. HTŞ de birçok ülke gibi Türkiye tarafından “terör örgütü” olarak tanımlanmaktadır. 2012’de başlayan süreçle birlikte, PYD’nin merkezinde olduğu Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) ülkenin kuzeydoğusunun büyük bir kısmını kontrol etmekte.
Müslim, HTŞ’ye yönelik geçmişte Nusra Cephesi ile olan çatışmalarını hatırlatarak, “Biz onları Nusra Cephesi iken tanıyoruz; Kobani, Serekaniye ve Afrin’de çatışıyorduk. Birbirimizi iyi tanıyoruz. Teknik görüşmeler yapıyorduk” dedi. Müslim, son dönemlerde HTŞ’nin Halep operasyonu sırasında YPG’ye ilettiği olumlu mesajlar olduğunu belirtti: “Halep meselesinde bize saldırmak istemediklerini ilettiler, bu olumlu bir yaklaşım. Umarım devam eder. Ancak şimdiye kadar Suriye’nin genel politik çözümüne dair bir görüşmemiz olmadı.”
Müslim, HTŞ’yi Suriye’nin bir parçası olarak gördüklerini ifade etti ve diyaloga açık olduklarını belirtti: “Onlar da Suriye’nin parçasıdır. Biz Suriye içerisinde istikrar içinde yaşamak istiyoruz; herkes kendi yerinde kalsın.” Ayrıca, kendi varlıklarının kabul edilmesinin kendileri için önemli olduğuna dikkat çekti: “Dilimize, kültürümüze saygı gösterirlerse, biz de saygı gösteririz. Şu ana kadar rejimle savaşıyorduk çünkü bir Kürt realitysi vardı ve bunu kabul etmiyorlardı. Bu nedenle demokratik özerklik sistemi kurduk. Bu proje tüm Suriye’ye örnek olabilir, umarız gidişat olumlu olur.”
Müslim, HTŞ’nin geçmişine ilişkin kaygılarını dile getirerek, “Güzel sözler ediyorlar, ama bunların pratiğe dökülmesi konusunda endişelerimiz var. Geçmişe baktığımızda kaygılarımız var, pratikte bunları kanıtlamaları gerekiyor” dedi. HTŞ hakkında birçok ülkenin onu terör örgütü olarak tanıdığını hatırlatıldığında ise, “Şu anda söylem olarak buna katılmıyoruz. Eğer birlikte yaşayabilirsek, sorunları çözmek adına bir adım atarlar ve samimi olurlarsa biz de uygun adımlar atarız. Ama aksi takdirde, sorunlar devam eder.” dedi.
Suriye’de geçen dönemde yaşananların Suriye’deki genel geçiş sürecine dair önemine dikkat çeken Müslim, PYD’nin Cenevre görüşmelerine davet edilmediğini ve bunun bir hata olduğunu belirtti. Müslim, Suriye’deki tüm tarafların müzakere masasında yer alması gerektiğini vurguladı: “Eğer bir çözüm arıyorsanız, tüm tarafları bir masada toplamanız gerekiyor.”
Müslim, SMO’ya yönelik eleştirilerde de bulunarak, “Menbiç’teki saldırılar neden yapılıyor? Biz, 120 bin kişiyi başka alanlara yerleştirmek zorunda kaldık. Bu saldırılar Türkiye’nin yönlendirmesiyle oluyor” şeklinde konuştu.
Son olarak, Türkiye ile iletişim imkanlarının varlığının altını çizen Müslim, “Türkiye isterse biz varız. Ankara ile iletişim sağlanabilir, iyi niyetle adımlar atılırsa neden olmasın?” dedi. Ayrıca, ABD güçlerinin Suriye’deki varlığının devamıyla ilgili de, “Çekilebilirler ama bu bizim yok olmamız anlamına gelmez. ABD’nin politikaları uzun dönemli ve değişiklik göstermez” ifadelerini kullandı.