Geçtiğimiz günlerde Fransa Eğitim Bakanlığı, bazı Müslüman öğrencilerin giydiği bol ve tam boy bir tunik olan ve “abaya” olarak bilinen kıyafetin ülkedeki devlet okullarında yasaklanmasına karar verdi. Yeni eğitim-öğretim yılının ilk günü olan 4 Eylül’den itibaren ferace giymek ve derslere katılmak ihlal sayılacak.
Bu daha önce Fransa’da da olmuştu. Fransa, 2004 yılında eğitim kurumlarında tartışmalı bir başörtüsü yasağı getirmiş, 2010 yılında ise yüzü kapatan peçeyi kamusal alanda yasaklamış ve 5 milyonluk Müslüman toplumunda öfkeye yol açmıştı. Devlet okullarında başörtüsünün yanı sıra Hıristiyan sembolleri ve kipa (yarmulke) giymek de yasaktır. 2010 yılında Müslüman kadınların kamusal alanlarda peçe takmasını yasaklayan başka bir yasa çıkarıldı.
Yasaklama taraftarlarından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Eğitim Bakanı Gabriel Attal, yakın tarihli bir televizyon röportajında şöyle dedi: “Laiklik, okul aracılığıyla kişinin kendini özgürleştirme özgürlüğü anlamına gelir.”
Abayayı “okulun oluşturması gereken laik sığınağa karşı cumhuriyetin direncini test etmeyi amaçlayan dini bir jest” olarak nitelendiren Erdoğan, şunları ekledi: “Bir sınıfa giriyorsunuz, öğrencilerin dinini ona bakarak tespit edememelisiniz. onlara.”
Bu açıklamaların sığlığını inceleyebilir misiniz?
“Laiklik, okul yoluyla özgürleşme özgürlüğü demektir” demek ne anlama geliyor?
34 yaşındaki bakanın canlı yayın stresi nedeniyle bu açıklamaları anında doğaçlama yapmış olması mümkün mü?
Bir Macron özentisi mi?
Bakanın felsefe öğrencilerinin aforizma girişimlerine benzeyen sözleriyle sayfalarca alay konusu olabiliyorduk. Atell’in Macron benzeri tarzı işimizi daha da kolaylaştırıyor.
Ancak, bu cahil faşistlerin saçmalıklarını andıran bu cahilce açıklamaların bir eğitim bakanının ağzından çıkması ve milyonlarca Müslümanın hayatını etkilemesi nedeniyle, gelinen konu son derece önemlidir. Attel’in Fransa’nın gelecekteki potansiyel siyasi lideri olarak övdüğü sözler, yarın sabah okula ayak basacak binlerce genç kız öğrenciyi ilgilendirecek.
Niyetiniz nedir efendim?
Cumhuriyetin vatandaşlarının giyim tarzlarını belirleme hakkına sahip olması gerekiyor mu? Farklı bakış açılarına sahip olanlar, farklı kıyafetler seçenler yok mu olmalı? Kendilerini evlerine kapatmaları ve halkın gözünden çekilmeleri Fransız demokrasisini gerçekten güçlendirir mi?
Laiklik anlayışı anayasal haklarını kullanan vatandaşların kıyafet tercihlerine müdahale etmek midir?
Eğer öyleyse, hangi kriterlere göre?
Buradaki norm nedir?
İdeal bir laik devlet giyinme ve örtünme hususlarına ne ölçüde izin verir?
Bu konuyla ilgili kaynak önerebilir misiniz?
Geçmişinizi inceliyorum efendim ve sol ideolojilere bağlı olduğunuzu fark ettim. Özgürlüğü savunma geçmişinizi, görünürdeki rahatsızlığınızla, bir sınıfta çeşitlilik ve renklerin varlığından dolayı farklı giyinmiş öğrencilerin görülmesinden rahatsız olduğunuzu açıkça itiraf etmenizle nasıl bağdaştırırsınız? Bu tür incelemelerin dünya çapında faşistler tarafından gözlemlendiğini bilmelisiniz.
Rol modeliniz Macron’un kendine özgü bakış açılarından etkilendiniz mi?
BBC bildiğimiz gibi
Bu arada, yasak haberini yayınlayan BBC kanalı için de birkaç söz söylemek istiyorum: Özgürlükleri ve azınlık haklarını savunduğunu iddia eden bir medya kuruluşunda bile bu haberin, yaşanan trajik olayı hatırlatacak şekilde sunulduğunu belirtmekte yarar var. 2020’de öğrencilerine Hz. Muhammed’in karikatürlerini gösteren bir öğretmenin öldürüldüğü yıl.
Yıllardır tutkuyla savunduğunuz gazeteciliğin evrensel ilkelerinden bu kadar uzaklaştığınıza göre, daha net bir açıklama yapabilir misiniz? Ne anlatmaya çalışıyorsun?
Aslında bu yıl Fransa’da 50 yaşındaki bir kadın öğretmenin ölümcül bıçaklanması olayını üç yıl önce yaşanan bir cinayetle ilişkilendirerek bir mesaj vermeye çalıştığınız açıkça görülüyor.
Bu başörtülü kız öğrencilerin de bir şekilde şüpheli olduğunu mu ima ediyorsunuz?
Ah, sizi kurnaz faşistler.