İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirdiği basın toplantısında, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ın 2025 yılı için asgari ücret beklentilerini ele aldı. Çömez, asgari ücretin 1 Ocak’tan itibaren en az 28 bin lira olması gerektiğini, bunun çalışanların 2024 başındaki satın alma gücüne erişmeleri açısından kritik olduğunu vurguladı. Çömez, “Asgari ücretin 1 Ocak’tan itibaren en az 28 bin lira olması gerekmektedir. Eğer bu gerçekleşirse, asgari ücretliler 2024’ün başındaki satın alma gücüne yeniden kavuşacaklar. Saha koşullarında gözlemlenen gerçek enflasyon çok daha yüksek. 2024’ün başındaki satın alma gücüne ulaşabilmeleri için gereken zam açıktır ve bu konuda iktidardan adım atmasını bekliyoruz,” ifadelerini kullandı.
Çömez, Meclis’te yaptığı basın toplantısında daha geniş bir değerlendirme yaptı. Konuşmasında şunları söyledi: “Haftalardır gündemde Suriye var. Suriye artık bambaşka bir noktaya geldi. Türkiye, ABD, İsrail ve Avrupa’nın olaylara bakışı farklı; ancak özellikle Sayın Erdoğan’ın perspektifi oldukça farklı. Yakın zamanda yaptığı açıklamalarda ‘Türkiye, Türkiye’den büyüktür’ sözlerini kullanmıştı. Sanki bir fetih kazanmış gibi muzaffer bir tavırla bölgedeki planlarını ve hedeflerini kısmen paylaşmıştır. Suriye’deki durum nedir? 2002 yılında 1 Mart tezkeresine şiddetle itiraz eden bir milletvekili olarak ifade ediyorum; o dönemde Irak için bir plan varsa, ve itiraz ettiysek, bugün Suriye’deki duruma ve muhtemel gelişmelere de itiraz ediyoruz. O günlerde Sayın Erdoğan, ‘Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanlarından biri olduğunu belirtmişti. Geçtiğimiz günlerde de, ‘Bizim bir misyonumuz var’ dedi. Zamanla Irak’ın bölündüğünü ve federatif bir yapının ortaya çıktığını gördük. 2011 yılına kadar Erdoğan ve Esad yakın dosttu; fakat bir anda düşman oldular. Ardından gelişen olaylar ve iç çatışmalar, Türkiye’nin üzerine ciddi bir tehdit bıraktı. 2011’den önce, her ne kadar otokratik bir rejim olsa da Suriye istikrarlı bir süreç içindeydi. Keşke o dönemde Türkiye, oradaki demokrasiye katkıda bulunabilseydi. Geriye dönüp baktığımızda ne oldu? İktidarın açıkladığı verilere göre, 3.4-4 milyon civarında Suriyeli var; ancak bana göre bu sayı yaklaşık 10 milyon civarında. Suriye nüfusunun bu kadar fazla olduğunu belirtmek gerekiyor.
“Meclis Başkanı ve Sayın Erdoğan, ‘Başımızın üstünde yerleri var’ dediklerinde, nüfus artış hızları, evlilik oranları ve diğer etkenlere bakıldığında bu durumun önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin demografik yapısını bozma riskini taşıdığını vurgulamak gerekir. Erdoğan’ın iktidarı döneminde Irak’ın kuzeyinde Peşmergelerin Türkiye üzerinden geçişi sırasında, kırmızı bültenle aradığımız Salih Müslim, devlet yetkilileri tarafından karşılandı. Bu sayede birçok Peşmerge, Suriye’nin kuzeyine geçirildi. Bugün orada de facto bir yapı oluştu. Suriye’de, çeşitli ülkelerden gelen ve sayıları 50-60 bin arasında değişen bir grup, terör örgütü olarak adlandırılan yapının hakimiyetinde bulunuyor. ABD, HTŞ lideri Colani için 10 milyon dolar ödül koymuşken, Türkiye’nin MİT Başkanı onunla aynı araçta seyahat ediyor ve sonrasında camide bir araya geliyorlar. MİT Başkanının bu tür görüşmeler yapmasında bir sakınca yok; devlettir, böyle şeyler yapması beklenir. Ancak bunun usulü ve yöntemi vardır. MİT Başkanının tercih ettiği bu yöntemi kabul etmiyoruz ve kendisini sert bir şekilde eleştiriyoruz.
“Sonuç olarak, karar, saraydan verilecek. Asgari ücret ile ilgili asıl açıklamanın önümüzdeki hafta yapılmasını bekliyorum. Asgari ücrete baktığımızda, TÜRK-İŞ’in açıkladığı rakam ile bizim önerdiğimiz rakam birbirine oldukça yakın. Genel bir hesaplama yaptığımızda, 1 Ocak 2024’te asgari ücret 17 bin 2 lira olarak açıklanmıştı. O günden bu yana enflasyon yüzde 42 olarak hesaplandı. Yine oldukça iyimser bir tahminle, önümüzdeki dönem enflasyonun yüzde 17-18 civarında olması bekleniyor. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda, asgari ücretin 1 Ocak’tan itibaren en düşük 28 bin lira olması zorunludur. Eğer bu gerçekleşirse, asgari ücretliler 2024 başındaki satın alma gücüne ulaşacaklar. Gerçek saha enflasyonunu incelediğimizde, bunun daha da fazla olduğunu görüyoruz. 2024 başındaki satın alma gücüne ulaşabilmeleri için yapılması gereken zam açıktır ve bunu iktidardan bekliyoruz. Ancak iktidar çevresinden ilginç açıklamalar geliyor; asgari ücrete yapılacak zammın enflasyonu artıracağını söylüyorlar. Bugün Türkiye’deki yüksek enflasyonun sorumlusu, emeği ile çalışan asgari ücretli değil. Enflasyonun yüksek olmasının temel nedeni, beceriksiz bir iktidar, yetersiz bir ekonomik yönetim ve yaygınlaşan yolsuzluk anlayışıdır.”