Seçim sonrası gerçekler muhalefet bloğunu sarstı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için muhalefet partileri Erdoğan karşıtlığını tek siyasi söylem olarak benimsediler ve yeni siyaset yapmayı ihmal ettiler. Kampanya dönemini, seçimi büyük farkla kazanacaklarına dair yanlış algının büyüsü altında geçirdiler.
İlk bakışta iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) politikalarına somut alternatif politikalar üretemeyen muhalefet partilerinin, parti içi çekişmeler nedeniyle siyasi vizyondan yoksun oldukları görülüyor. Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) iç çatışmalarının bugünkü içler acısı durumu göz önüne alındığında, bu bozulmanın nedenlerini dikkatle sıralamak gerektiğini düşünüyorum.
Muhalefetin çıkmazı
Muhalefet partileri önceki yerel seçimlerdeki başarılarının genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak için yeterli olacağına inanırken hangi konularda yanılgıya düştüler?
Muhalefet liderleri uluslararası politikada yaşanan paradigma değişimini okuyamıyorlardı. Sömürge döneminin sona ermesi ve ardından gelen Soğuk Savaş döneminin ardından Batılı devletler, özellikle de ABD, yeni dönemin uluslararası ilişkilerinde eskisi kadar güçlü olmadıklarını fark ettiler. Bu arada Türkiye gibi bölgesel güçler de artık eskisi kadar zayıf değildi.
Batılı başkentlerin ve büyükelçiliklerin koridorlarında siyasi güç arayan muhalefet liderleri, ülkenin son yirmi yılda gösterdiği gelişmeyi, yeni Türkiye’nin kapasitesini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın akılcı siyasi vizyonunu doğru okuyamadılar.
CHP elitleri çalışmak yerine siyasi şov yapma konusunda usta olduklarını kanıtladılar ve medyada saldırgan bir siyasi dil kullandılar. Bu sade diyalog parti üyelerini memnun etse de Türk halkını muhalefetin siyasi söylemlerini benimsemeye ikna edemedi.
İyi Parti (İP) Genel Başkanı Meral Akşener’in son genel kurultaydaki konuşması siyasi anlamda tek bir somut cümle içermiyordu. Siyasi deneyime sahip aktörlerin çoğu partiden elendi ve IP depolitize edildi. IP açısından bakıldığında Akşener’in muhalefet bloğundan ayrılıp tekrar geri dönmesi kolay atlatılacak bir travma değil gibi görünüyor.
Ayrıca yakın zamanda IP’nin yerel seçimlere ittifak olmadan tek başına katılacağı açıklandı. İP Genel Başkanı, 4 yıldır ittifak yaparak seçime katıldığı ortağı CHP hakkında sert açıklamalarda bulunuyor. Pozisyonunu tekrar değiştirirse gözlerinin içine nasıl bakabilir? “Zigzaglar” Akşener’in politik karakteri haline geldi. Kasım ayında yapılacak CHP kurultayı sonrasında bu tutumundan geri adım atarsa kimse şaşırmayacaktır. Seçmenlerin bu tür güvenilmezliği ne kadar desteklemeye devam edeceğini zaman gösterecek.
CHP’de çalkantı
Ne CHP’ye ideoloji geliştirenler ne de İstanbul’daki zenginler kulübü partiye ilham verebilir. Medyada CHP’yi destekleyen gazeteciler siyasetçilere göre daha umutsuz. Seçmenin kalbini ve aklını kazanmaya vesile olabilecek muhalif sanatçılar, halkın gerçekliğinden kopuk, zaman zaman kamuoyunu tehdit eden üsluplarıyla CHP ile halk arasındaki uçurumu derinleştiriyorlar.
CHP’nin geleneksel toplum, din ve tarih algısı, partinin siyasi sığlığını daha da etkiliyor. Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında CHP’nin öncülüğünde muhalefet bloğunu oluşturan diğer muhalefet partileri, CHP’nin tek parti döneminden kalma zihniyetini kopyaladılar.
Akademisyenlerin ana muhalefet partisinde olup biteni daha iyi anlayabilmek için CHP içinde devam eden iktidar mücadelesini örnek olay olarak incelemesi gerekiyor.
CHP içindeki çalkantılar kasım ayında yapılacak genel kurultaya kadar devam edecek gibi görünüyor. Yeni parti liderliği bundan sonra Mart 2024’e kadar dört ay içinde siyaset inşa edebilecek mi? Son seçimlerde dört yıldır bunu başaramadılar.
AK Parti geçmişte siyasete hep temkinli yaklaşmış, cumhurbaşkanlığı seçimi bittikten sonra bir sonraki yerel seçim için hemen çalışmalara başlamıştı. İttifak tabanı, eski muhalefet bloğunun kaotik, zikzaklı partilerinden çok daha sağlam.