Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) yirmi yıldır Türk siyasi ortamındaki önemli konumunu korudu ve şimdi iktidardaki ikinci 20 yılına giriyor. Bu konuyla ilgili daha önce bir yazı kaleme alarak AK Parti’nin muhalefete karşı elinde tuttuğu kalıcı avantajları kapsamlı bir bakış açısıyla dile getirmiştim.
Geçtiğimiz günlerde AK Parti’den üst düzey bir yetkiliyle yaptığımız sohbette AK Parti’nin nasıl bu kadar uzun süre iktidarda kaldığına dair bir söylemde bulunduk. Bu görüş alışverişinde ortaya çıkan dikkat çekici bir nokta, bu makalenin itici gücü olarak hizmet etmektedir.
“Biz 20 yıldır iktidarda olan bir parti olarak kongreye gidiyoruz ve bu kongremizde de hâlâ değişimin peşindeyiz, yenilik arıyoruz. Toplumun hem fikir hem de fikir olarak değişim taleplerini karşılamaya çalışıyoruz. AK Parti yetkilisi, “Kadrolarımızı yeni gelenlerle değiştirerek” dedi.
Aslında toplumun değişim taleplerini karşılamak AK Parti için bugünün meselesi değil. AK Parti, kuruluşundan bu yana zamana, zemine, şartlara ve ruha göre hareket ederek kendisini sürekli yenilemiştir. AK Parti toplumun taleplerini karşılamaya devam ederken seçmeninin desteğini de korumaya devam etti.
Muhalefetin değişime direnci
Son dönemde muhalefetin dört kritik hazırlık yılı vardı. Hükümeti değiştireceklerine inanıyorlardı. Öte yandan net politikalar üretemediler. Tek bir meseleye odaklandılar: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yenmek ve ondan kurtulmak.
Büyük umutlar besledikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirme düşüncesi, altı yedi yıldır politika üretememeleri nedeniyle gerçekleşmeyince, bu onları çok etkiledi ve artık politikasız kaldılar.
Alışılmadık olan ise muhalefet partilerinin değişime direnmesidir. Normal şartlarda iktidar, hükümet işleri ve güçler dengesiyle meşgulken, muhalefet ise halkın değişim talebi doğrultusunda gelişip daha iyi biçimlere dönüşebiliyor. Bir ülkedeki siyasi muhalefet değişimi temsil etmelidir. Ancak AK Parti son seçimden sonra Türkiye’de değişim arayışına devam edecek gibi görünüyor.
İktidar partisinde dönüşüm sürüyor
Son seçimlere doğru Recep Tayyip Erdoğan, daha önce seçilenlerin yerine yeni gelenlerin getirilmesini tercih ederek yaklaşık 190 milletvekilinin yeniden seçilmesinden yanaydı. Toplumun geneli tarafından kabul edilen sahabelerden oluşan bir Bakanlar Kurulu oluşturdu. Önümüzdeki kongrenin yeni ideolojilere, bakış açılarına ve bireylere ışık tutacağına inanıyorum. Bir anlamda muhalefetin yapması gereken değişim trendini AK Parti sürdürüyor.
Kısaca muhalefet partilerinin durumunu inceleyeyim. Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde içerikten yoksun reformcularla gelenekçiler arasında bir mücadele var. İyi Parti (IP) sağlam bir entelektüel temel oluşturmayı başaramadı. Son seçimlerde CHP’yi destekleyen ve onunla siyaset yapan muhalefet ittifakının üç partisi de bir bakıma CHP’nin klasik, kaçınılmaz kaderini paylaşmaya başladı.
AK Parti’yi muhalefet partileriyle karşılaştırdığımızda iktidar partisinin sistemli ve rasyonel temellere dayanan bir politika yürüttüğünü, politikalarını kamuoyunun talepleri, kendi vizyonu ve siyaset biliminin ilkeleriyle uyumlu hale getirdiğini görüyoruz.
Muhalefet partileri ise daha ideolojik, daha içe dönük ve daha dışlayıcıydı. Sonunda her zamanki gibi rasyonel ve gerçekçi olan, muhafazakar ve ideolojik olana karşı galip geldi.
Çarpıcı olan, koşullar ne kadar değişirse değişsin iktidar taraftarı, muhalefetin ise kapalı ve değişime direnmesi.