Dışişleri Bakanı Hakan Fidan geçtiğimiz günlerde Çin’i ziyaret etti. Fidan, Çinli mevkidaşı Wang Yi ile Pekin’de yaptığı görüşmelerin ardından, Avrupa Birliği ile gümrük birliği bulunan Türkiye’nin, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Brezilya) dahil olmak üzere farklı platformlarda çeşitli ortaklarla yeni iş birliği fırsatları aramaya devam ettiğini belirtti. Çin ve Güney Afrika). Gelecek hafta Rusya’da yapılması planlanan BRICS toplantısına da katılacağını duyurdu.
2001 yılında, Goldman Sachs yatırım bankasında çalışan ekonomist Jim O’Neill, başlangıçta Güney Afrika’yı kapsamayan “BRIC” kısaltmasını icat etti. O zamanlar bu ülkeler geniş arazi alanları, orta gelir seviyeleri ve hızla büyüyen ekonomilerle karakterize ediliyordu. O’Neill, bu ülkelerin 2050 yılına kadar dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alacağını öngördü. 2006 yılında dört ülke BRIC’i kurmaya karar verdi; daha sonra 2010 yılında Güney Afrika’nın da eklenmesiyle BRICS adını aldı.
Bugün BRICS ülkeleri toplu olarak dünya nüfusunun %45’ini temsil ediyor. Birleşik ulusal ekonomik çıktıları toplam 28,5 trilyon dolar olup, küresel ekonominin %28’ini oluşturmaktadır. BRICS ülkeleri ayrıca Uluslararası Para Fonu’ndaki (IMF) oy gücünün %15’ini elinde tutuyor. Ayrıca bu ülkeler dünya ham petrolünün %45’ini üretiyor.
BRICS’in temel amacı, gelişmekte olan ekonomiler için daha fazla temsil ve söz hakkı sağlamak amacıyla IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarının yerleşik yapısını yeniden düzenlemektir. BRICS, 2014 yılında gelişmekte olan ülkelerdeki kalkınma projelerine kredi sağlamayı amaçlayan 250 milyar dolar sermayeli Yeni Kalkınma Bankası’nı (NDB) kurdu. Ayrıca BRICS ülkeleri, AB’nin kullandığı euroya benzer bir ortak para birimi benimseme hedefi belirledi.
Ekonomik bloktan daha fazlası
BRICS yalnızca ekonomik bir organizasyon değildir; aynı zamanda Batı bloğunun önderlik ettiği İkinci Dünya Savaşı sonrası paradigmanın sarsılmaya başlamasıyla birlikte siyasi bir boşluğu da dolduruyor. İsrail’in Gazze’de devam eden soykırımı, savaş sonrası mekanizmaların çöktüğünü açıkça ortaya koyarak mevcut dünya düzeninin sürdürülemezliğini ortaya koydu. AB gibi ABD’nin arka bahçesine dönüşen siyasi platformlar artık pek umut vermiyor.
Bu bağlamda BRICS, AB ile gümrük birliği anlaşması bulunan G-20 üyesi Türkiye için tamamlayıcı bir alternatif işlevi görebilir.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ocak ayında Mısır, İran, Etiyopya, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) de aralarında bulunduğu BRICS üye sayısının 10’a çıktığını açıklamıştı. Ukrayna krizinde eşsiz bir arabulucu ve Batı ile Doğu arasında bir köprü olduğunu kanıtlayan Türkiye’nin olası üyeliğinin de şüphesiz BRICS’e katkısı olacaktır.
Türkiye, Narendra Modi yönetiminin liderliğini yaptığı ve çoğu zaman ABD ile aynı safta olan Hindistan’a karşı dengeleyici bir unsur olabilir. Ayrıca Türkiye’nin üyeliği, birleşik bir dünya arzusunu dile getiren Brezilya ve Güney Afrika’nın endişelerini ve terörle ilgili endişelerini hafifletebilir. BRICS “Batı karşıtı bir ittifak” haline geliyor.
Neden?