Uluslararası okul ağı açısından dünyada ilk beş arasında yer alan Türkiye Maarif Vakfı (TMV), yeni yapay zeka müfredatını 2024-2025 eğitim-öğretim yılında pilot okullarda uygulamaya başlayacak.
Vakfın yeni girişimlerini AA muhabirine anlatan TMV Başkanı Birol Akgün, Türkiye’yi yurtdışında temsil eden, kalıcı, sürdürülebilir ve kaliteli eğitim veren uluslararası bir eğitim markası olmayı hedeflediklerini anlattı.
Vakfın faaliyetlerini iki kanal üzerinden yürüttüğünü belirten Akgün, vakfın ilk olarak Gülen Terör Örgütü (FETÖ) bağlantılı okulları TMV’ye devrettiğini ve Türkiye’nin dış politikası ve stratejik hedefleri doğrultusunda kendi okullarını açtığını vurguladı.
“Vakıf olarak 21 ülkede 230’un üzerinde okulu FETÖ’den devraldık. Açtığımız okullarda elde ettiğimiz eğitim başarılarıyla yurt dışında ‘Türk okulları’ denilince artık TMV’nin okulları anlaşılıyor. Türkiye’yi temsil eden bu okullara Türk bayrağı asılıyor ve Maarif Vakfı okulları, büyükelçiliklerimiz de dahil olmak üzere her türlü ulusal bayram kutlamaları ve temsilleri için resmi mekan olarak kullanılıyor. FETÖ ile mücadelede yurt dışında eğitim hizmetleri açısından son 10 yılda okullarımız küresel bir güç olan Türkiye’nin uluslararası alanda her türlü ilişkiyi geliştirmesi için büyük bir fırsat sunuyor.” dedi.
Ayrıca, Türkiye’nin komşu bölgelerine ve ötesine odaklanarak kapsamlı eğitim varlığını vurguladı. Balkanlar, Irak, Gürcistan, Orta Asya, ABD ve 26 Afrika ülkesinde okullar işletmekte olup, 447 okul, bir üniversite ve çeşitli eğitim merkezleri ve yurtlar aracılığıyla küresel olarak 53.000’den fazla öğrenciye hizmet vermektedir.
Vakfın Uluslararası Maarif Programı’nı (IM) ve 10 yıl içinde benzersiz bir uluslararası eğitim müfredatı oluşturma hedefini vurguladı. Avrupa Birliği Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nün yakın tarihli “Türkiye’nin Küresel Etkisi” başlıklı raporunda, 26 ülkede 20.000 Afrikalı öğrenciye yönelik modern eğitim girişimleri de dahil olmak üzere TMV’nin uluslararası katkıları ayrıntılı olarak anlatılıyor. Akgün, başarı hikayelerinden gurur duyduklarını ifade ederek, işbirliği ve bilgi paylaşımına uluslararası ilginin olduğuna dikkat çekti.
TMV okullarının uluslararası alanda en önemli ayırt edici özelliklerinden birinin Türkçe öğretimi olduğuna işaret eden Akgün, şöyle konuştu: “Örgün eğitimde Türkçenin yabancı dil olarak öğretilmesi konusunda birçok çalışma yaptık, özel bir birim kurduk. Avrupa Konseyi’nin uluslararası dil eğitimi standartları çerçevesinde bir müfredat hazırladık, ardından kitap ve ders materyalleri üretmeye başladık. Halihazırda 152’ye yakın eğitim materyalimiz var ve Türkiye’nin ‘eğitim diplomasisi’nin en önemli unsurlarından biri. Türkçenin yurtdışında yaygınlaştırılmasıdır ve Maarif Vakfı bu görevi başarıyla yürütmektedir.”
Yapay zekanın önemi
Uluslararası alanda çalışan bir kurum olarak yapay zeka alanındaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirten Akgün, pandemi döneminde mevcut tüm teknolojik kaynakları kullanarak online eğitim yöntemlerini kullandıklarını ve eğitim kayıplarının önüne geçtiklerini söyledi.
“Dünyadaki gelişmeleri gördükten sonra Maarif Vakfı genel merkezinde yapay zeka çalışma grubu oluşturduk. 2024-2025 yılında bazı pilot okullarımızda kullanılmak üzere liselere yönelik yapay zeka ders müfredatı ve ders materyalleri oluşturuyoruz. Ayrıca ABD’den uzman bir ekiple de yakın işbirliği içinde çalışıyoruz. Müfredatı, ders kitaplarını ve öğretmen el kitaplarını ortaklaşa hazırlıyoruz ve Eylül ayı başında öğretmenlerin bu kursa yönelik eğitimlerine başlayacağız” diye konuştu.
“Gelecek yıldan itibaren yapay zeka müfredatını liselerden ortaokul seviyesine taşıyacağız ve dijital yeterliliği ve yapay zeka eğitimini tüm eğitim kademelerine yaygınlaştırmak istiyoruz. Mesela bunun nasıl olabileceğini öğretmemiz lazım. Matematik derslerinde teknolojiye aktarılan ve sosyal bilgiler derslerindeki algoritmik düşünme mantığı, yapay zekanın mantığı teknolojik tasarımdan çok farklıdır ve dijital dünya kendine özgü bir zihinsel hazırlık gerektirmektedir.
“Yapay zeka alanında da Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni müfredat çalışmaları çerçevesinde Talim ve Terbiye Kurulu ile yakın işbirliği içinde çalışıyoruz. Türkiye olarak dijital çağa ayak uydurmamız gerekiyor. Yapay zeka alanında İnsanlık en az Sanayi Devrimi kadar önemli bir dönemden geçiyor” diye vurguladı.
Akgün, geleneksel eğitimin yapay zeka ile bütünleştirilmesinin önemine de vurgu yaparak, şöyle konuştu: “Geleneksel eğitim yöntemleri, eleştirel düşünceyi ve felsefeyi, yani temel temelleri besler. Ancak gelecek nesilleri de yarının eğitim taleplerine hazırlamalıyız. Matematiksel yöntemleri ve kodlamayı öğretmezsek, riske gireriz. mevcut teknolojinin yalnızca tüketicileri.”
Ulusal rekabet gücünü artırmak için teknolojiyi, özellikle de yapay zekayı tasarlayabilen yeni nesiller yetiştirme ihtiyacını vurguladı. Akgün, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) yapay zeka bölümleri kurma yönündeki çabalarına dikkat çekerek, Türkiye’nin küresel sahnedeki yapay zeka gelişmelerinde güncel kalma konusundaki kararlılığına dikkat çekti.