Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Uzmanı Doçent Bülent Özmen’in paylaştığı verilere göre, Türkiye’de 2024’ün ilk altı ayında 17 bin 343 deprem meydana geldi.
Özmen, Anadolu Ajansı’na (AA) verdiği röportajda, yılın ilk yarısına ait deprem verilerini değerlendirdi. Türkiye’nin, deprem üretebilecek bine yakın aktif faya ev sahipliği yaptığını ve sismik aktivitesi yüksek ülkeler arasında üst sıralarda yer aldığını belirtti.
Ayrıca Türkiye ve çevresinde meydana gelen depremlerin Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından işletilen 1.145 deprem gözlem istasyonu aracılığıyla gece gündüz izlendiğini belirtti. Bilgilerin kaydedildiğini ve daha sonra kullanıcıların erişimine sunulduğunu söyledi.
Özmen, deprem oluşumlarının, büyüklüklerinin, yerlerinin, derinliklerinin, enlem ve boylamlarının belirlenip kamuoyuyla paylaşıldığını vurguladı. Veriler istatistiksel yöntemlerle analiz edilerek gelecekteki depremlerin olası büyüklükleri tahmin ediliyor ve meydana gelebilecek bölgeler belirleniyor.
Bu çalışmalar, Türkiye’de deprem risklerinin etkin bir şekilde yönetilmesine katkı sağlayarak, gerekli tüm tedbirlerin daha yapılandırılmış ve etkin bir şekilde alınmasını sağlıyor.
Ayrıca, 1 Ocak – 30 Haziran 2024 tarihleri arasında Türkiye’nin, 4.0 ve 4.9 arasında büyüklükleri ve 5.0 ve 5.9 arasında büyüklüklü beş deprem de dahil olmak üzere toplam 17.343 deprem yaşadığını belirterek yıl için deprem istatistiklerini paylaştı.
Uzman ayrıca depremlerin en sık Ocak ve Şubat aylarında yaşandığını, Türkiye’nin bu dönemde günde ortalama 95 deprem yaşadığını belirtti. Bu depremlerde bir kişi hayatını kaybetti, yedi kişi yaralandı.
Yılın ilk yarısındaki en büyük depremi 18 Nisan’da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki Sulusaray-Tokat depremi olarak tanımladı. Bu deprem Tokat’ta beş kişinin yaralanmasına ve 20 ev, iki minare ve 283 binanın önemli hasar görmesine neden oldu. Yozgat’ta da bir binanın çökmesi ve 169 binanın etkilenmesiyle hasar yaşandı.
İllere göre depremleri değerlendiren Dr. Özmen, 2024’ün ilk yarısında en fazla depremin 3 bin 78 depremle Malatya’da yaşandığını, onu 2 bin 599 depremle Kahramanmaraş, bin 153 depremle Muğla, bin 100 depremle İzmir, 814 depremle Adıyaman ve 645 depremle Çanakkale’nin izlediğini kaydetti.
Özmen, 2003-2004 yıllarında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, geçen yıl ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde gerçekleştirilen deprem zirvelerini hatırlatarak, deprem risklerini azaltmak için yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Güncel sorunlara ve çözümlere yönelik bu stratejilerin yeniden ele alınmasının önemine dikkat çeken Başkan, 1959 yılında çıkarılan ve “Kamu Hayatını Etkileyen Afetler Dolayısıyla Alınacak Genel Tedbirler” olarak bilinen 7269 sayılı kanunun, çağdaş afet risk azaltma çabalarıyla daha uyumlu hale getirilmesi amacıyla güncellenmesi gerektiğini söyledi.
Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Uzmanı Doçent Bülent Özmen’in paylaştığı verilere göre, Türkiye’de 2024’ün ilk altı ayında 17 bin 343 deprem meydana geldi.
Özmen, Anadolu Ajansı’na (AA) verdiği röportajda, yılın ilk yarısına ait deprem verilerini değerlendirdi. Türkiye’nin, deprem üretebilecek bine yakın aktif faya ev sahipliği yaptığını ve sismik aktivitesi yüksek ülkeler arasında üst sıralarda yer aldığını belirtti.
Ayrıca Türkiye ve çevresinde meydana gelen depremlerin Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından işletilen 1.145 deprem gözlem istasyonu aracılığıyla gece gündüz izlendiğini belirtti. Bilgilerin kaydedildiğini ve daha sonra kullanıcıların erişimine sunulduğunu söyledi.
Özmen, deprem oluşumlarının, büyüklüklerinin, yerlerinin, derinliklerinin, enlem ve boylamlarının belirlenip kamuoyuyla paylaşıldığını vurguladı. Veriler istatistiksel yöntemlerle analiz edilerek gelecekteki depremlerin olası büyüklükleri tahmin ediliyor ve meydana gelebilecek bölgeler belirleniyor.
Bu çalışmalar, Türkiye’de deprem risklerinin etkin bir şekilde yönetilmesine katkı sağlayarak, gerekli tüm tedbirlerin daha yapılandırılmış ve etkin bir şekilde alınmasını sağlıyor.
Ayrıca, 1 Ocak – 30 Haziran 2024 tarihleri arasında Türkiye’nin, 4.0 ve 4.9 arasında büyüklükleri ve 5.0 ve 5.9 arasında büyüklüklü beş deprem de dahil olmak üzere toplam 17.343 deprem yaşadığını belirterek yıl için deprem istatistiklerini paylaştı.
Uzman ayrıca depremlerin en sık Ocak ve Şubat aylarında yaşandığını, Türkiye’nin bu dönemde günde ortalama 95 deprem yaşadığını belirtti. Bu depremlerde bir kişi hayatını kaybetti, yedi kişi yaralandı.
Yılın ilk yarısındaki en büyük depremi 18 Nisan’da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki Sulusaray-Tokat depremi olarak tanımladı. Bu deprem Tokat’ta beş kişinin yaralanmasına ve 20 ev, iki minare ve 283 binanın önemli hasar görmesine neden oldu. Yozgat’ta da bir binanın çökmesi ve 169 binanın etkilenmesiyle hasar yaşandı.
İllere göre depremleri değerlendiren Dr. Özmen, 2024’ün ilk yarısında en fazla depremin 3 bin 78 depremle Malatya’da yaşandığını, onu 2 bin 599 depremle Kahramanmaraş, bin 153 depremle Muğla, bin 100 depremle İzmir, 814 depremle Adıyaman ve 645 depremle Çanakkale’nin izlediğini kaydetti.
Özmen, 2003-2004 yıllarında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, geçen yıl ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde gerçekleştirilen deprem zirvelerini hatırlatarak, deprem risklerini azaltmak için yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Güncel sorunlara ve çözümlere yönelik bu stratejilerin yeniden ele alınmasının önemine dikkat çeken Başkan, 1959 yılında çıkarılan ve “Kamu Hayatını Etkileyen Afetler Dolayısıyla Alınacak Genel Tedbirler” olarak bilinen 7269 sayılı kanunun, çağdaş afet risk azaltma çabalarıyla daha uyumlu hale getirilmesi amacıyla güncellenmesi gerektiğini söyledi.
