Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından sağlanan Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemi 2012 yılından bu yana uygulanmaktadır. GSS sistemi, nüfusun tamamını kapsayan zorunlu kamu sağlık sigortasının uygulanmasını ifade etmektedir. GSS, ABD’nin, Barack Obama’nın ABD başkanlığı döneminde kısmen Türkiye’nin politikasını model olarak kullanarak Ekonomik Bakım Yasası (“Obamacare” olarak da bilinir) ile oluşturmaya çalıştığı sistemin çok daha kapsamlı bir versiyonudur. Sağlığın ve tedaviye erişimin bir insan hakkı olduğu bilincinden hareketle, halihazırda vatandaşlarımızın ve yabancı uyruklu vatandaşların %99’undan fazlasını kapsayan GSS, bireylerin geliri ne olursa olsun kaliteli sağlık hizmetlerini erişilebilir hale getiriyor.
GSS sistemi, dünya örneklerine benzer şekilde modern bir sağlık sigortası sistemi oluştursa da, farklılığı kapsamının genişliğidir. Bu durum hem kapsanan nüfus hem de sunulan sağlık hizmetleri açısından geçerlidir. Pek çok ülkede kronik hastalıklar kamu sağlık hizmetleri kapsamında yer almasa ya da astronomik cepten ödemelerle şartlı olarak karşılansa da Türkiye’de kanser, diyabet, kalp-damar hastalıkları, kronik böbrek yetmezliği, felç, sinir sistemi hastalıkları ve pek çok hastalık bu kapsamda yer alıyor. genetik ve nadir hastalıklar, bireyin cebinden bir kuruş fazla ödemeden karşılanıyor. Sistem aynı zamanda nitelikli bir altyapıya sahiptir. Türkiye’ye gelen Avrupalılar sıklıkla “Ülkeniz artık sosyal devlete geçiş yaptı” diyor. Her ne kadar bazı sosyal politika akademisyenleri bilerek, isteyerek ve elbette etik dışı bir şekilde bunu görmezden gelseler de gerçek budur.
SMA: Türkiye’deki zorluklar ve etkileri
Türkiye’nin GSS sistemi kapsamında yer alan Spinal Müsküler Atrofi (SMA), omurilikteki motor sinir hücrelerini hedef alarak hareket kabiliyetini etkileyen genetik bir kas hastalığıdır. Özellikle çocuklukta ortaya çıkan ve yutma, nefes alma ve desteksiz oturmada zorluklara yol açan en şiddetli şekli olan SMA Tip 1, hem hastalar hem de bakıcılar için önemli zorluklar yaratmaktadır. Şiddetli motor sinir hasarı nedeniyle, SMA’lı bireyler yalnızca birkaç yıl yaşam beklentisiyle ömür boyu bakıma bağımlı hale gelir.
Her 10.000 kişiden birinde görülen ve nadir görülen bu genetik hastalığın tedavisi zor olsa da, evlenmeden önce ebeveynlere genetik tarama yaptırılarak riski doğumdan önce bile kolaylıkla tespit edilebiliyor.
Kamu sağlık kuruluşu aynı zamanda SMA hastalarına ücretsiz tedavi de sağlıyor. Hastalığın tedavisinde yaygın olarak kullanılan ilaçlar, Sağlık Bakanlığı’nın yurt dışından getirebileceği ilaçlar listesinde yer alıyor ve doğrudan hastalara ücretsiz olarak ulaştırılıyor.
Zaman zaman kamuoyuna yapılan yanlış beyanın aksine, Türkiye’de kamu sağlık sigortasına sahip tüm bireylerin, normalde oldukça pahalı olan SMA ilaçlarına kolaylıkla erişebileceğinin açıklığa kavuşturulması önemlidir. Devlet, SMA hastaları ve ailelerine çeşitli muayene, tedavi ve ilaçlara ücretsiz erişim sağlıyor. Hastalığın kronik yapısı nedeniyle, Türkiye’deki sistem herhangi bir kronik hastalık için cepten ödeme almadığından hastalardan herhangi bir ek ücret veya katkı payı ödemesine gerek yoktur.
Gelişen sağlık hizmetleri kapsamı
Hatta 2000’li yılların başında ülkenin eski sağlık sisteminde bırakın SMA gibi nadir ve genetik hastalıkları, göz tedavisi, diş tedavisi ve diyaliz gibi basit ve temel sağlık hizmetleri bile karşılanmıyordu. O dönemde hastanın kaçınılmaz olarak özel sektöre yönelmesi gerekecekti. 2008 yılında gerçekleştirilen Sosyal Güvenlik Reformu ve 2012 yılında hayata geçirilen GSS sistemi, sağlık sigortası kapsamını neredeyse tüm nüfusa yaygınlaştırarak dünyadaki en geniş teminatlardan birini sunmuştur.
SMA tedavisinde dünyada en yaygın kullanılan ilaç olan Nusinersen Sodyum etken maddesini içeren ilaç, SMA Tip 1 hastaları için 5 Temmuz 2017’den itibaren, 1 Şubat’tan itibaren ise SGK tarafından ücretsiz karşılanıyor. 2019 yılı SMA Tip 2 ve Tip 3 hastaları için Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında. Üstelik bu ilacın bir kutusunun fiyatı 73.000 avro (79.000 doların üzerinde) (önceden 90.000 avro) olmasına rağmen, bu ilacın her ay kullanılması gerekiyor ve yıllık tedavi milyonlarca avroya ulaşabiliyor. Bu tedavi SGK tarafından sağlanmaktadır.
SGK’nın SMA ilacı kapsamında 2017 yılından bu yana ödediği tutarın 3 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Ülkemizde 1.500 civarında hasta bu tedaviden faydalanabilmektedir. SMA tedavisinde kullanılan ilaçlar dünyadaki pek çok gelişmiş sağlık sisteminde bile karşılanmıyor, ancak Türkiye bu çok pahalı ilacı sağlıyor. Aynı şekilde hem SMA hem de tüm hastalıklara yönelik yeni ilaçların, tetkiklerin ve tedavi yöntemlerinin etkinliği ilgili kurumlar tarafından yakından takip edilmeye ve gözlemlenmeye devam ediyor.
Tedavi edilemez bir hastalık
Peki SMA ile ilgili sorun nedir? Sorun şu ki, ne Türkiye’de bulunan SMA ilacı, ne de dünyada bugüne kadar keşfedilen hiçbir ilaç bu hastalığa çare olamıyor. Ne yazık ki mevcut modern tıpla SMA hastası bir çocuğun tamamen iyileşerek yetişkinliğe ulaşmasını beklemek mümkün değildir. Ancak semptomların tedavisi sağlanarak hastaların yaşam kalitesi artırılabilir.
Esasen Nusinersen Sodyum etken maddesini içeren ilaç, yalnızca hastalığın ilerlemesini ve daha kötü bir duruma dönüşmesini engelliyor; hastayı tamamen iyileştirmez. Ancak dünya genelinde iki ilaç daha deneme aşamasında. Ancak Sağlık Bakanlığı ve SGK, bu ilaçların Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından onaylanmış olmasına rağmen, tek kür maliyeti 2 milyon doları bulan bu ilaçların etkinliğinin yüksek olduğunu savunuyor. Hastanın tamamen iyileşmesi henüz geniş çapta kanıtlanmamıştır.
Şu anda SMA’ya kesin bir tedavi bulmak için iki tür çalışmanın yürütüldüğünü belirtmek gerekir. Bunlardan biri gen terapisidir. Bu terapi hastalığın temel nedenlerini ortadan kaldırmaya çalışır. Diğer tedavi şekli ise ölü hücrelerin veya ölmeye başlayan hücrelerin değiştirildiği hücresel replasman tedavisidir. SMA Tip 1 hastası gençlerde motor nöronlar yenilenmeye daha uygundur. Ancak omurilik hasarına bağlı SMA bozukluklarında etkili olduğu henüz belirlenmemiştir. SMA Tip 1 hastası bebeklere omuriliğe kök hücre enjekte edilmesi faydalı olabilir. Ancak tıbbi otoritelere göre tüm bu tedaviler hâlâ ezber bozan olmaktan ziyade deneysel ve palyatif olarak değerlendiriliyor.
Üstelik ilgili otoritelerin defalarca belirttiği gibi SMA tedavisinde etkinliği kanıtlanırsa veya dünyada başka bir ilacın SMA’yı tedavi edebileceği ortaya çıkarsa SGK bedeli ne olursa olsun bunu karşılamaya hazır. Türkiye’nin dünyadaki en gelişmiş sosyal güvenlik ve sağlık sistemlerinden birine sahip olduğunu güvenle söyleyebileceğimizi Kovid-19 salgını sırasında da gördük. Bu nedenle ilaç tedarikçilerinin, yeni ilaçlarının etkinliğini hem SGK’ya hem de Sağlık Bakanlığı’na kanıtlamaları, nadir görülen ve yaşamı tehdit eden nörolojik genetik hastalıklar nedeniyle perişan olan hastaların ve ailelerinin yaşamlarını olumlu yönde etkileme potansiyelini göstermeleri gerekiyor. Ülkedeki ilaç geri ödeme sistemine ilişkin mevcut tartışmalara rağmen, Türk kamu sigorta sistemi için fiyat bir sorun değildir.
Genetik tarama: Kesin çözüm
Çözüm nedir? SMA hastası çocuğu olan bir anne için çözüm elbette çocuğunu kurtarmaktır. Modern tıbbın yakın zamanda kalıcı bir çözüm bulacağını umuyoruz. Emin olun böyle bir tedavi geliştirilirse Türkiye Cumhuriyeti bunu vatandaşlarına ilk uygulayan ülkelerden biri olacaktır.
Ancak daha önemli olan SMA’yı önlemek, yani çocukların bu hastalıkla doğmamasını sağlamaktır. Toplumdaki ortalama 50 kişiden birinin SMA’ya neden olan genin taşıyıcısı olabileceği göz önüne alındığında, genetik testlerin önemi büyüktür. Çocuk ancak kusurlu genin her iki ebeveynden de aktarılması durumunda SMA’ya sahip olabilir. Yalnızca anneden veya yalnızca babadan alınan hatalı gen aktarımı çocukta hastalığa neden olmaz ancak taşıyıcılık durumuna neden olabilir. Evlenen her çifte genetik tarama yaptırmak ve başta SMA olmak üzere genetik hastalık risklerini baştan tespit etmek mümkün. Bu kesin çözümdür.
Türkiye, 2021 yılından bu yana her yeni evlilik öncesi zorunlu tarama testlerine SMA’yı da ekledi. Sağlık Bakanlığı, 2023 yılından bu yana ülke genelinde taşıyıcıların tespitine odaklanan SMA Taşıyıcı Tarama Programı uyguluyor. Özetle hastalıkla mücadelede önleyici bir strateji benimsenmiştir.
Türk sağlık sisteminin gücü
SMA gibi nadir ve maliyetli bir hastalığın Türk sağlık sistemi kapsamında yer alması, Türkiye’nin sosyal sağlık sisteminin ne kadar kapsamlı olduğunun bir simgesidir. Bu durum Türkiye’nin sağlık sisteminin kapsamının gelişmiş dünyayla rekabet ettiğini ortaya koyuyor. Burada örneklerini verdiğimiz SMA’nın yanı sıra Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS), Duchenne Musküler Distrofi (DMD), Multipl Skleroz (MS) gibi hastalıkların ve kesin tedavisi bilinmeyen diğer genetik ve kronik hastalıkların tedavisi , Türkiye’de kapsanmaktadır.
Aynı şekilde Türk halk sağlık sisteminde sadece SMA tedavisinde kullanılan ilaçlar değil, aynı zamanda kronik ve nadir hastalıkların tedavisinde kullanılan Chenodeoksikolik Asit, Dupilumab, Asparaginaz, Ponatinib, Alemtuzumab, gibi etken maddeleri içeren oldukça pahalı ilaçlar da bulunmaktadır. Gemtuzumab, Ponatinib, Dinutuximab Beta, Elapegademase, Ataluren, Tafamidis ve Vorinostat da kapsanmaktadır. Sistemin kapsamı oldukça geniş ve bir ilacın geri ödeme kapsamına alınması durumunda masraf endişesinden ziyade vatandaşın sağlığı endişesiyle hareket ediliyor. Özetle, Türk sağlık sistemi, hızla büyüyen büyüyen pazarda, tüm vatandaşlara en ileri tetkik ve tedavileri sunan, özel ve kamu sektörünün birlikte faaliyet gösterdiği bir ağ sunan bir sistemi içermektedir.
Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından sağlanan Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemi 2012 yılından bu yana uygulanmaktadır. GSS sistemi, nüfusun tamamını kapsayan zorunlu kamu sağlık sigortasının uygulanmasını ifade etmektedir. GSS, ABD’nin, Barack Obama’nın ABD başkanlığı döneminde kısmen Türkiye’nin politikasını model olarak kullanarak Ekonomik Bakım Yasası (“Obamacare” olarak da bilinir) ile oluşturmaya çalıştığı sistemin çok daha kapsamlı bir versiyonudur. Sağlığın ve tedaviye erişimin bir insan hakkı olduğu bilincinden hareketle, halihazırda vatandaşlarımızın ve yabancı uyruklu vatandaşların %99’undan fazlasını kapsayan GSS, bireylerin geliri ne olursa olsun kaliteli sağlık hizmetlerini erişilebilir hale getiriyor.
GSS sistemi, dünya örneklerine benzer şekilde modern bir sağlık sigortası sistemi oluştursa da, farklılığı kapsamının genişliğidir. Bu durum hem kapsanan nüfus hem de sunulan sağlık hizmetleri açısından geçerlidir. Pek çok ülkede kronik hastalıklar kamu sağlık hizmetleri kapsamında yer almasa ya da astronomik cepten ödemelerle şartlı olarak karşılansa da Türkiye’de kanser, diyabet, kalp-damar hastalıkları, kronik böbrek yetmezliği, felç, sinir sistemi hastalıkları ve pek çok hastalık bu kapsamda yer alıyor. genetik ve nadir hastalıklar, bireyin cebinden bir kuruş fazla ödemeden karşılanıyor. Sistem aynı zamanda nitelikli bir altyapıya sahiptir. Türkiye’ye gelen Avrupalılar sıklıkla “Ülkeniz artık sosyal devlete geçiş yaptı” diyor. Her ne kadar bazı sosyal politika akademisyenleri bilerek, isteyerek ve elbette etik dışı bir şekilde bunu görmezden gelseler de gerçek budur.
SMA: Türkiye’deki zorluklar ve etkileri
Türkiye’nin GSS sistemi kapsamında yer alan Spinal Müsküler Atrofi (SMA), omurilikteki motor sinir hücrelerini hedef alarak hareket kabiliyetini etkileyen genetik bir kas hastalığıdır. Özellikle çocuklukta ortaya çıkan ve yutma, nefes alma ve desteksiz oturmada zorluklara yol açan en şiddetli şekli olan SMA Tip 1, hem hastalar hem de bakıcılar için önemli zorluklar yaratmaktadır. Şiddetli motor sinir hasarı nedeniyle, SMA’lı bireyler yalnızca birkaç yıl yaşam beklentisiyle ömür boyu bakıma bağımlı hale gelir.
Her 10.000 kişiden birinde görülen ve nadir görülen bu genetik hastalığın tedavisi zor olsa da, evlenmeden önce ebeveynlere genetik tarama yaptırılarak riski doğumdan önce bile kolaylıkla tespit edilebiliyor.
Kamu sağlık kuruluşu aynı zamanda SMA hastalarına ücretsiz tedavi de sağlıyor. Hastalığın tedavisinde yaygın olarak kullanılan ilaçlar, Sağlık Bakanlığı’nın yurt dışından getirebileceği ilaçlar listesinde yer alıyor ve doğrudan hastalara ücretsiz olarak ulaştırılıyor.
Zaman zaman kamuoyuna yapılan yanlış beyanın aksine, Türkiye’de kamu sağlık sigortasına sahip tüm bireylerin, normalde oldukça pahalı olan SMA ilaçlarına kolaylıkla erişebileceğinin açıklığa kavuşturulması önemlidir. Devlet, SMA hastaları ve ailelerine çeşitli muayene, tedavi ve ilaçlara ücretsiz erişim sağlıyor. Hastalığın kronik yapısı nedeniyle, Türkiye’deki sistem herhangi bir kronik hastalık için cepten ödeme almadığından hastalardan herhangi bir ek ücret veya katkı payı ödemesine gerek yoktur.
Gelişen sağlık hizmetleri kapsamı
Hatta 2000’li yılların başında ülkenin eski sağlık sisteminde bırakın SMA gibi nadir ve genetik hastalıkları, göz tedavisi, diş tedavisi ve diyaliz gibi basit ve temel sağlık hizmetleri bile karşılanmıyordu. O dönemde hastanın kaçınılmaz olarak özel sektöre yönelmesi gerekecekti. 2008 yılında gerçekleştirilen Sosyal Güvenlik Reformu ve 2012 yılında hayata geçirilen GSS sistemi, sağlık sigortası kapsamını neredeyse tüm nüfusa yaygınlaştırarak dünyadaki en geniş teminatlardan birini sunmuştur.
SMA tedavisinde dünyada en yaygın kullanılan ilaç olan Nusinersen Sodyum etken maddesini içeren ilaç, SMA Tip 1 hastaları için 5 Temmuz 2017’den itibaren, 1 Şubat’tan itibaren ise SGK tarafından ücretsiz karşılanıyor. 2019 yılı SMA Tip 2 ve Tip 3 hastaları için Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında. Üstelik bu ilacın bir kutusunun fiyatı 73.000 avro (79.000 doların üzerinde) (önceden 90.000 avro) olmasına rağmen, bu ilacın her ay kullanılması gerekiyor ve yıllık tedavi milyonlarca avroya ulaşabiliyor. Bu tedavi SGK tarafından sağlanmaktadır.
SGK’nın SMA ilacı kapsamında 2017 yılından bu yana ödediği tutarın 3 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Ülkemizde 1.500 civarında hasta bu tedaviden faydalanabilmektedir. SMA tedavisinde kullanılan ilaçlar dünyadaki pek çok gelişmiş sağlık sisteminde bile karşılanmıyor, ancak Türkiye bu çok pahalı ilacı sağlıyor. Aynı şekilde hem SMA hem de tüm hastalıklara yönelik yeni ilaçların, tetkiklerin ve tedavi yöntemlerinin etkinliği ilgili kurumlar tarafından yakından takip edilmeye ve gözlemlenmeye devam ediyor.
Tedavi edilemez bir hastalık
Peki SMA ile ilgili sorun nedir? Sorun şu ki, ne Türkiye’de bulunan SMA ilacı, ne de dünyada bugüne kadar keşfedilen hiçbir ilaç bu hastalığa çare olamıyor. Ne yazık ki mevcut modern tıpla SMA hastası bir çocuğun tamamen iyileşerek yetişkinliğe ulaşmasını beklemek mümkün değildir. Ancak semptomların tedavisi sağlanarak hastaların yaşam kalitesi artırılabilir.
Esasen Nusinersen Sodyum etken maddesini içeren ilaç, yalnızca hastalığın ilerlemesini ve daha kötü bir duruma dönüşmesini engelliyor; hastayı tamamen iyileştirmez. Ancak dünya genelinde iki ilaç daha deneme aşamasında. Ancak Sağlık Bakanlığı ve SGK, bu ilaçların Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından onaylanmış olmasına rağmen, tek kür maliyeti 2 milyon doları bulan bu ilaçların etkinliğinin yüksek olduğunu savunuyor. Hastanın tamamen iyileşmesi henüz geniş çapta kanıtlanmamıştır.
Şu anda SMA’ya kesin bir tedavi bulmak için iki tür çalışmanın yürütüldüğünü belirtmek gerekir. Bunlardan biri gen terapisidir. Bu terapi hastalığın temel nedenlerini ortadan kaldırmaya çalışır. Diğer tedavi şekli ise ölü hücrelerin veya ölmeye başlayan hücrelerin değiştirildiği hücresel replasman tedavisidir. SMA Tip 1 hastası gençlerde motor nöronlar yenilenmeye daha uygundur. Ancak omurilik hasarına bağlı SMA bozukluklarında etkili olduğu henüz belirlenmemiştir. SMA Tip 1 hastası bebeklere omuriliğe kök hücre enjekte edilmesi faydalı olabilir. Ancak tıbbi otoritelere göre tüm bu tedaviler hâlâ ezber bozan olmaktan ziyade deneysel ve palyatif olarak değerlendiriliyor.
Üstelik ilgili otoritelerin defalarca belirttiği gibi SMA tedavisinde etkinliği kanıtlanırsa veya dünyada başka bir ilacın SMA’yı tedavi edebileceği ortaya çıkarsa SGK bedeli ne olursa olsun bunu karşılamaya hazır. Türkiye’nin dünyadaki en gelişmiş sosyal güvenlik ve sağlık sistemlerinden birine sahip olduğunu güvenle söyleyebileceğimizi Kovid-19 salgını sırasında da gördük. Bu nedenle ilaç tedarikçilerinin, yeni ilaçlarının etkinliğini hem SGK’ya hem de Sağlık Bakanlığı’na kanıtlamaları, nadir görülen ve yaşamı tehdit eden nörolojik genetik hastalıklar nedeniyle perişan olan hastaların ve ailelerinin yaşamlarını olumlu yönde etkileme potansiyelini göstermeleri gerekiyor. Ülkedeki ilaç geri ödeme sistemine ilişkin mevcut tartışmalara rağmen, Türk kamu sigorta sistemi için fiyat bir sorun değildir.
Genetik tarama: Kesin çözüm
Çözüm nedir? SMA hastası çocuğu olan bir anne için çözüm elbette çocuğunu kurtarmaktır. Modern tıbbın yakın zamanda kalıcı bir çözüm bulacağını umuyoruz. Emin olun böyle bir tedavi geliştirilirse Türkiye Cumhuriyeti bunu vatandaşlarına ilk uygulayan ülkelerden biri olacaktır.
Ancak daha önemli olan SMA’yı önlemek, yani çocukların bu hastalıkla doğmamasını sağlamaktır. Toplumdaki ortalama 50 kişiden birinin SMA’ya neden olan genin taşıyıcısı olabileceği göz önüne alındığında, genetik testlerin önemi büyüktür. Çocuk ancak kusurlu genin her iki ebeveynden de aktarılması durumunda SMA’ya sahip olabilir. Yalnızca anneden veya yalnızca babadan alınan hatalı gen aktarımı çocukta hastalığa neden olmaz ancak taşıyıcılık durumuna neden olabilir. Evlenen her çifte genetik tarama yaptırmak ve başta SMA olmak üzere genetik hastalık risklerini baştan tespit etmek mümkün. Bu kesin çözümdür.
Türkiye, 2021 yılından bu yana her yeni evlilik öncesi zorunlu tarama testlerine SMA’yı da ekledi. Sağlık Bakanlığı, 2023 yılından bu yana ülke genelinde taşıyıcıların tespitine odaklanan SMA Taşıyıcı Tarama Programı uyguluyor. Özetle hastalıkla mücadelede önleyici bir strateji benimsenmiştir.
Türk sağlık sisteminin gücü
SMA gibi nadir ve maliyetli bir hastalığın Türk sağlık sistemi kapsamında yer alması, Türkiye’nin sosyal sağlık sisteminin ne kadar kapsamlı olduğunun bir simgesidir. Bu durum Türkiye’nin sağlık sisteminin kapsamının gelişmiş dünyayla rekabet ettiğini ortaya koyuyor. Burada örneklerini verdiğimiz SMA’nın yanı sıra Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS), Duchenne Musküler Distrofi (DMD), Multipl Skleroz (MS) gibi hastalıkların ve kesin tedavisi bilinmeyen diğer genetik ve kronik hastalıkların tedavisi , Türkiye’de kapsanmaktadır.
Aynı şekilde Türk halk sağlık sisteminde sadece SMA tedavisinde kullanılan ilaçlar değil, aynı zamanda kronik ve nadir hastalıkların tedavisinde kullanılan Chenodeoksikolik Asit, Dupilumab, Asparaginaz, Ponatinib, Alemtuzumab, gibi etken maddeleri içeren oldukça pahalı ilaçlar da bulunmaktadır. Gemtuzumab, Ponatinib, Dinutuximab Beta, Elapegademase, Ataluren, Tafamidis ve Vorinostat da kapsanmaktadır. Sistemin kapsamı oldukça geniş ve bir ilacın geri ödeme kapsamına alınması durumunda masraf endişesinden ziyade vatandaşın sağlığı endişesiyle hareket ediliyor. Özetle, Türk sağlık sistemi, hızla büyüyen büyüyen pazarda, tüm vatandaşlara en ileri tetkik ve tedavileri sunan, özel ve kamu sektörünün birlikte faaliyet gösterdiği bir ağ sunan bir sistemi içermektedir.