Orijinal Başlık: Türkiye’deki bazı Suriyeliler kutlama yapıyor: ‘Artık bizim için gitme zamanı’
Yazar: Fundanur Öztürk, BBC Türkçe, Ankara, 8 Aralık 2024.
Islıklar, halaylar, şarkılar ve tekbirlerle dolu yüzlerce Suriyeli… Suriye iç savaşından bu yana Türkiye’de en fazla Suriyeli mültecinin yaşadığı Altındağ’da büyük bir sevinç yaşanıyor. İlçedeki kutlamalar, sabahın erken saatlerinden beri devam ediyor. Görüştüğümüz Suriyeliler, geceden beri uyumadıklarını ve gelişmeleri takip ettiklerini ifade ediyor. Nihayetinde kutlama için sokaklara dökülmüşler. Polisin kontrollü geçiş sağladığı meydanda coşku saatler boyunca hiç azalmıyor. Kadın, erkek, genç, yaşlı tüm Suriyelilerin ağzında aynı sözler var: “Artık bizim için gitme zamanı.” Suriyeliler, ülkelerine dönmeyi büyük bir mutlulukla karşılamış durumda. Görüştüğümüz hemen her Suriyeli, artık Suriye’nin dönmek için güvenli olduğunu ve birçok kişinin Türkiye’ye döneceği inancında.
İki gençle sohbet ediyoruz; ellerinde hem Türkiye hem de Suriye muhalefet bayrağı var. Hama’dan gelen 20’lerindeki Asif, “Çok mutluyum, hayatımda ilk kez bu kadar sevinçliyim,” diyor. “Dün geceden beri uyumadık. Duygularımı kelimelerle ifade edemiyorum. Burada artık kimse kalmayacak. Ülkemizdeki savaş sona erdiği için herkes dönmek istiyor. Türkiye’ye çok teşekkür ederiz.” Arkadaşı Halep’li Ayham da evinin ve işinin onu beklediğini belirterek, “Orada her şeyimiz var; evimiz ve işimiz duruyor. Esad’ın zulmü yüzünden dönemiyorduk. Esad’ın zulmünden kaçmıştık. Kendi vatandaşlarımızı korumak için ülkemizi terk etmek zorunda kalmıştık. Artık her şey bitti, dönüyoruz,” diyor.
Halep’teki evinin yıkıldığını söyleyen Maher ise, “Olsun, gideceğiz ve her şeyi yeniden inşa edeceğiz” ifadesini kullanıyor. Akıcı bir şekilde Türkçe konuşan 10 yaşındaki İslam, “Abla, biz çok mutluyuz,” diyerek katılıyor: “Erdoğan’a teşekkür ederiz, Türkiye’yi çok seviyorum. Bize çok yardım ettiler.” Türkiye’de 14 yıldır yaşayan başka bir genç ise dönme isteğinin çok güçlü olduğunu belirtiyor: “Daha önce hiç bu kadar güvenli hissetmemiştik. Hemen gideriz, artık Suriye’de bir şey kalmadı. Geri dönme vakti geldi. Her şeyi hallederiz, gerekirse sıfırdan başlarız. Bugün evleneceğim ve evlenmeyi planladığım günde Suriye de özgür kalacak. Bu tarihi anı asla unutmam.”
“Bir yıl içinde tüm Suriyeliler geri dönecek” diyor gençlerle sohbet eden başka bir kadın, sevgiyle: “Şükürler olsun ki Esad artık gitti. Evlerimize dönebiliriz,” sözlerini ekliyor. Başka bir Suriyeli kadın ise, burada bir Türkle evlendiği için Suriye’ye dönmeyeceğini ancak en kısa sürede Halep’teki akrabalarını ziyaret etmeyi umduğunu belirtiyor. Altındağ’daki Suriyeli mülteciler arasında saygı gören isimlerden Abu Hudeyfe, Suriyelilerin geri dönebilmesi için önce güvenliğin sağlanması gerektiğini ifade ediyor: “İlk talebimiz Suriye’nin hepimiz için güvenli olmasıydı. Güven sağlandıktan sonra, altyapı hizmetleri de verildiğinde adım adım Suriyeliler vatanlarına dönecek. Bence bir yıl içinde tüm Suriyeliler Suriye’ye geri dönecek.”
İstanbul’da da benzer kutlamalar var. Orada yaşayan yüzlerce Suriyeli, Beşar Esad yönetiminin sona ermesinin ardından Saraçhane’deki Fatih Anıtı’nın önünde toplanmış. Üzerinde Suriye bayrağı, Türk bayrağı ve Türkmen bayrağıyla gösteri yapan kalabalık tekbir getiriyor, “Yaşasın Hürriyet, Beşar Esad’a Lanet” diye slogan atıyor. Kalabalığın önünde bayraklarıyla poz veren Halepli Reyhan ve Münir kardeşlerle konuşuyoruz. Reyhan, “12 yıldır buradayız, şu an yaşadığımız duyguyu anlatmamız mümkün değil,” diyor. Münir ise gece boyunca uyumadıklarını, Suriye’deki gelişmeleri sürekli takip ettiklerini ekliyor. Ablası da, “Bir aya kalmaz temelli gidiyoruz” diyerek sevincini dile getiriyor ve şu cümleyi ekliyor: “Umarım Türklerin turist olarak bizi ziyaret ettiğini görürüz.”
Meydandaki bazı kişiler, çocuk yaşta iç savaş sebebiyle evlerinden ayrılmış ve memleketlerini hiç görmemiş. Kız kardeşler Lafif ve Serya ile görüşüyoruz. Afyonkarahisar’da doktor olarak çalışan Serya, “Artık Suriye’de doktorluk yapacağım,” diyor. Küçük kardeşi Lafif ise, “Ben de doktor olacağım. Şam’da büyük bir evimiz varmış, haberdar değildim” diye ekliyor. İki yaşında Türkiye’ye gelen Lafif, memleketini görmemiş. Zamanla kalabalık daha da artıyor.
Halepli Cafer yanımıza yaklaşıyor. 12 yıldır Türkiye’de yaşayan Cafer, dönüşünde ilk yapacağı şeyin “Suriye’nin her yerini gezmek” olduğunu belirtiyor. “İlk geldiğimde mülteciydim, bugün özgürlük hissediyorum, anlatılması zor,” diyor. Etrafında bulunanlar tekbir getiriyor. 2013’te Şam’dan Türkiye’ye gelen Hamza ve Reyhan kardeşler de ülkelerine dönme isteğiyle dolup taşıyorlar. Hamza, babasını ve dayısını savaşta kaybettiğinden söz ederken, Reyhan ise Suriye’de kendi güzellik salonunu açmayı hayal ediyor. Yıllardır sığınmacı olan Reyhan, dükkanının adını Arapça “Can” anlamına gelen “Roh” koymayı planlıyor. Kardeşler, Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da teşekkür ediyorlar.
Hamza ve Reyhan ile konuşurken, sırtında Türk bayrağı bulunan Merve dikkat çekiyor. Beş yaşında Halep’ten Türkiye’ye gelen Merve, Esad yönetiminin düştü haberini akrabalarından aldığını şu sözlerle anlatıyor: “Bu mutluluğu anlatamayız. Akrabalarımız, sabah ‘Suriye artık bize geri döndü’ dediklerinde öğrendik.” Merve sözlerine devam ediyor: “Yollara dökülmek istiyoruz ama bir yandan da Türk milleti bize bir şey yapar mı diye korkuyoruz.” Suriyeli kadın, çekincelerine rağmen Türkiye’ye teşekkür ediyor: “Bazı kötü insanlar vardı ama onları konuşmak istemiyorum.” Kutlama yapanlardan bazıları, Merve gibi endişeli ama bunu pek açığa vurmuyorlar. Başka bir genç kadın, Türkiye’ye geldiğinden beri ırkçılığa maruz kaldığını aktarıyor: “Irkçılık olsa bile her şey güzeldi. Eğitimime Halep’te devam etmeyi planlıyorum.”
Mikrofonu uzattığımız kimse, Suriye’yi terk ettiğini söyleyen Beşar Esad hakkında hislerini gizlemiyor. “İsmini zihnimde bile bulundurmak istemediğim o insandan kurtulduk,” diyor Halepli bir Türkmen olan Leyla. Gülümseyerek ekliyor: “Vatanımızı tekrar aldık. Sizleri, ülkemiz güzel hale geldiğinde bekliyoruz.”
Halepli Mahmud, öğretmenlerine teşekkür ediyor. Mahmud, Türkiye’de bilgisayar mühendisliği okuduğunu ve Suriye’de mühendislik yapmak istediğini belirtiyor: “Türkiye’nin yanımızda durduğunu asla unutmayacağız. Gelecek nesile bunu öğretmeliyiz.” Şam doğumlu Filistinli Tamara, hislerini anlatırken gözyaşlarını tutamıyor. Yedi yıldır Türkiye’de yaşadığını dile getiren kadın, “İlk annemin ve dedemin mezarlarını ziyaret edeceğim,” açıklamasını yapıyor ve ekliyor: “Gideceğiz, göreceğiz ve vatanımızda yaşayacağız.” Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaştan sonra milyonlarca insan Türkiye’ye geçiş yaptı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 20 Kasım’da yaptığı açıklamada, Suriyelilerin sayısının 2 milyon 935 bin 742 olduğunu bildirdi. Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli sayısının üç milyonun altına düştüğü ifade edildi. İstanbul, Türkiye’deki en büyük Suriyeli nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Şehirde 500 bin civarında geçici koruma statüsünde Suriyeli yaşamaktadır. İstanbul’u Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Adana, Mersin, Bursa, Konya, İzmir ve Ankara izliyor. Türkiye’de en az Suriyelinin bulunduğu kent ise sadece sekiz Suriyeli barındıran Hakkari’dir. Diğer az sayıda Suriyelinin yaşadığı yerler arasında Tunceli’de 28, Bayburt’ta 34, Iğdır’da 63, Artvin’de 75 Suriyeli yer alıyor.