Başlık: Türkiye’de İktidar ve Muhalefet Suriye’deki Gelişmelere Nasıl Yaklaşıyor?
27 Kasım’da Suriye’nin kuzeybatısında yeniden artan çatışmalar, Türkiye’nin beş yıldır devam eden statükonun değişmesi için Şam yönetimi ile beraber Rusya ve İran’a yaptığı çağrılarla çelişiyor. Türkiye, çatışmalara müdahil olmadığını ifade ederken, Astana Süreci ortakları olan Rusya ve İran ile diplomatik ilişkilerini sürdürmekte. Türkiye’nin bu süreçte öncelikle yer verdiği konular arasında, Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) Suriye hükümetinin kontrolünü kaybettiği stratejik noktalara yerleşim yapması ve bu durumun sınırlarına yeni bir göç akışına yol açma olasılığı öne çıkıyor.
27 Kasım’da muhalif cihatçı grup Heyet Tahrir eş-Şam ile hükümet güçleri arasında başlayan çatışmaların ardından Türkiye’nin tutumuna ilişkin son açıklama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan 2 Kasım’da geldi. Erdoğan, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak, istikrarsızlığın Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda uzlaşı yoluyla sona ermesi en büyük dileğimizdir” dedi. Aynı gün İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi’nin Ankara ziyareti sonrası düzenlenen basın toplantısında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, “Suriye’deki durumu herhangi bir dış müdahaleye atfetmek yanlıştır” şeklinde konuştu.
Son gelişmelere göre, Fidan, “Suriye’deki toprak bütünlüğünü desteklemeye devam edeceğiz” diyerek iç savaşın daha da tırmanmasını istemediklerini ve mülteci akışının durması gerektiğinin altını çizdi. Fidan, “Şam’ın kendi halkıyla uzlaşması gerektiğini” belirtirken, Astana sürecinin yakın zamanda yeniden gündeme geleceğini söyledi. 2017’de Türkiye ve Rusya’nın öncülüğünde başlatılan Astana toplantıları, Suriye’de ateşkes ve çatışma süreçlerinin kontrolü için düzenlenmekte olup, İran da bu sürece sonradan dahil olmuştur.
MHP lideri Devlet Bahçeli ise 3 Aralık’ta partisinin grup toplantısında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a, “Türkiye ile ön şartsız iletişim kurması durumunda, ülkesi ve kendi yararına olacaktır” çağrısında bulundu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, aynı gün yaptığı konuşmada, “HTŞ gibi terör örgütlerinin Suriye’yi geriletme çabalarına dikkat edilmelidir” dedi ve Erdoğan’ı Suriye’yi bölmeye yönelik planlardan uzak durması için uyardı. Özel, Esad’a da, “Suriye ve Türkiye arasında kardeşliği yeniden tesis etmek için diyalog başlatılmalıdır” önerisinde bulundu.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, 29 Kasım gecesi yaptığı açıklamada, İdlib bölgesindeki çatışmalara dikkat çekerek, bu alanda yaşanan saldırıların Astana ortakları tarafından dikkate alınmadığını vurguladı. Güvenlik kaynakları, söz konusu saldırıların Rusya ve Suriye hükümeti tarafından yürütüldüğünü bildirdi. 30 Kasım’da yapılan bir diğer açıklamada ise Bakan Fidan, Suriye’deki gelişmeleri dikkatle takip ettiklerini vurguladı ve “Yeni bir göç dalgasını tetikleyecek hiçbir adım atmayacağız” dedi.
2011’deki Suriye iç savaşından beri yaklaşık 3 milyon Suriyeli’ye ev sahipliği yapan Türkiye, İdlib bölgesinde yapılacak olası büyük bir operasyon nedeniyle yeni bir mülteci akınına yol açma kaygısını taşıyor. Astana sürecinin son dönemde işlevsizleşmesi, Türkiye’nin rahatsızlığına yol açtı. Fidan, 23 Kasım’da Türk basınına yaptığı açıklamada, İran ve Suriye’nin tutumlarından duyduğu çekincesini dile getirdi.
Fidan, “İran’ın öncelikleri arasında Türkiye ile Suriye’nin normalleşmesi yok” derken, Rusya’nın da mevcut ateşkes durumunda ciddi bir tehdit olmadığı için gündemde konu bulunmadığını belirtti.
Suriye’deki çatışmalar arttıkça, Türkiye-Rusya ve İran arasındaki diplomatik temaslar da yoğunlaştı. Fidan, 30 Kasım’da Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile telefonda görüştü. Dışişleri Bakanı, Katar, Lübnan ve Irak dışişleri bakanları ile de irtibat kurdu. Bu görüşmelerin amacı, çatışmaları engellemek ve mevcut anlaşmaların uygulanmasını sağlamaktır.
Fidan’ın “müdahil değiliz” açıklamasına rağmen, bölgede Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu’nun olduğu algısı devam ediyor. Türkiye, YPG’yi terör örgütü olarak tanımlamakta ve bu grubun Suriye’nin kuzeyinde kendi yönetimini kurma çabalarını eleştirmekte. Son günlerde, YPG’nin rejim güçlerinin boşalttığı bölgeleri ele geçirmesi yönünde bazı raporlar bulunmaktadır.
Alternatif Suriye Geçici Hükümet Başkanı Abdurrahman Mustafa, SMO’nun YPG’nin stratejik alanlarını ele geçirmesine müsaade etmeyeceğini kaydederken, hedeflerinin YPG’nin kontrolünde kalan Tel Rıfat olduğunu belirtti. Türkiye, YPG’nin durumu tehdit teşkil etmeye devam etmesi halinde askeri müdahalelerde bulunacağını daha önce ifade etmişti.