Başlık: Türkiye, Avrupa Birliği’nin Ege ve Kıbrıs Haritalarına Neden Tepki Gösterdi?
Kaynak: Getty Images Avrupa Birliği’nin (AB) Mekansal Deniz Planlama çerçevesinde resmi web sitesinde yayınladığı Ege ve Kıbrıs haritaları, Ankara’nın tepkisini çekti. Türkiye, AB’nin deniz yetki alanlarıyla ilgili yargı yetkisine sahip olmadığını ve bu konularda görüş bildirmesinin uygun olmadığını ifade ediyor. Türkiye, söz konusu haritalarda belirlenen sınırların kendi çıkarları ve egemenlik haklarını ihlal ettiğini savunuyor. AB Komisyonu, deniz ekonomilerinin sürdürülebilir büyümesi ile deniz alanları ve kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak amacıyla 2014 yılında Mekansal Deniz Planlama yönergesini kabul etti. Bu yönerge, denizlere ve okyanusa kıyısı olan 22 üye devletin ulusal bir plan geliştirmesini zorunlu kılıyor. Ege’de yeni bir çözüm süreci mi başlıyor? AB liderleri, Türkiye ile ilgili hangi mesajları verdi? Dışişleri Bakanı Fidan’ın Brüksel ziyareti neden önemli, ve Türkiye ile AB’nin gündeminde hangi konular var? 28 yıl aradan sonra Beyaz Saray’da ilk kez Güney Kıbrıs lideri: ABD denge politikasından vaz mı geçiyor? Bu konuda detaylı bilgi, Komisyonun konuyla ilgili internet sitesinde bu ülkelerin Mekansal Deniz Planlama sürecindeki durumu ve çeşitli kaynaklardan elde edilen haritaları içeriyor. Türkiye’nin tepki gösterdiği Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyetiyle ilgili haritalar burada yayınlandı ve son dönemlerde güncellendiği belirtiliyor.
Ege’deki çözüm için yeni bir süreç mi başlıyor? Ankara, AB’nin yetkisinin bulunmadığını belirtiyor. Dışişleri Bakanlığı, 16 Kasım’da yayımladığı yazılı açıklamada, “Egemen ülkeler arasındaki deniz yetki alanları uyuşmazlıkları konusunda AB’nin görüş bildirme yetkisi yoktur. AB’nin bu tür girişimlere taraf olması, sorunların çözümünü zorlaştırıyor,” dedi. Ege Denizi ve Akdeniz’deki sorunlar nedeniyle Türkiye ve Yunanistan arasında en son 2019 yılında ciddi bir gerginlik yaşanmış ve bu süreçte Brüksel, Yunanistan’ın yanında yer almıştı. Türkiye – Yunanistan arasındaki en uzun süreli gerginlik ise 2019-2020 döneminde yaşandı.
AB, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de gerçekleştirmek istediği sondaj faaliyetlerini yasadışı olarak tanımladı ve yaptırım uygulanması kararı aldı. Türkiye, AB’nin iki egemen devlet arasındaki deniz yetkilendirme sorunu ile ilgili herhangi bir yargıda bulunma veya görüş beyan etme hakkı olmadığını vurguluyor.
Kıbrıs haritası da tepki çekti. Sitede verilen bilgiye göre Yunanistan, henüz kendi kara sularında geçerli olacak bir mekansal deniz planlamasını onaylamadı, ancak Kıbrıs Cumhuriyeti kendi mekansal deniz planlamasını oluşturup onayladı. Haritada, adanın kuzeyindeki Türk yönetiminin kontrolundaki kara suları da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemen sahası olarak tanımlanıyor. Türkiye ise bu bölgede Kıbrıs Türklerinin haklarının olduğunu savunmakta. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Bu çalışmada Ege ve Akdeniz için kullanılan haritalar Türkiye bakımından geçersizdir ve onların hukuki veya fiili bir sonucu olamaz,” denildi. Ayrıca, “Hakların korunması için gerekli uyarılar yapılmış ve tüm önlemler alınmıştır,” bilgisi verildi. Kıbrıs adasının kuzeyindeki Türk yönetimi yalnızca Ankara tarafından tanınıyor.
Ankara’nın dikkat çektiği diğer bir unsur ise zamanlama. Dışişleri açıklamasında, “Deniz yetki alanlarına dair tek taraflı tasarrufların kabul edilmesi mümkün değildir. Bu tür girişimler, Ege sorunlarının kapsamlı, adil ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşması yönündeki çabalara zarar verecektir,” denildi. Bu ifadeler, Ankara ile Atina arasında süregeldiği söylenen normalleşme sürecine atıfta bulunuyor. Ayrıca, AB Komisyonu’nun attığı adımın olumsuz sonuçlar doğurabileceği uyarısı yapılıyor.
Sevilla Haritası Krizi
Bu bağlamda, Ankara ve Brüksel arasında daha önce yaşanan başka bir harita sorunu Sevilla Haritası nedeniyle ortaya çıkmıştı. AB, 2000’li yılların başında Sevilla Üniversitesi’nden akademisyenler tarafından Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs arasındaki Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmazlığının çözümü için bir çalışma yaptırmıştı. Türkiye’nin tepkisini çeken harita, Yunanistan’ın kıta sahanlığını Türkiye’ye ne kadar yakın olursa olsun, Yunan adalarının sınırlarına göre çiziliyordu. Bu haritaya göre, Meis Adası’ndan başlayan Yunan kıta sahanlığı güneyde Akdeniz’in ortasına kadar uzanıyor ve Türkiye’ye Antalya Körfezi dışında bir çıkış imkanı tanımıyordu. Türkiye, Meis gibi adaların karasuları hakkını kabul etmekle birlikte, bu adaların kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge (MEB) bağlamında deniz yetki alanı oluşturmadığını vurguladı. AB Komisyonu, Türkiye’nin büyük tepkisine neden olan bu harita hakkında, “Kurumlar tarafından hazırlanan harici raporlar, AB’nin resmi belgeleri değildir ve AB için hukuki ya da siyasi bir yeri yoktur,” açıklamasını yapmıştı.
MDP ile ilgili Yunanistan sayfasında yayınlanan mevcut haritanın da Sevilla Haritası’na benzer bir şekilde çizildiği dikkat çekiyor.
Normalleşme Adımları Devam Ediyor
Türkiye ve Yunanistan, son iki yılda geliştirdikleri diyalog ile önemli bir normalleşme süreci yürütüyorlar. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 8 Kasım’da Atina’da Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Gerapetritis ile gerçekleştirilen görüşmede iki ülke yetkililerinin Ege ve Akdeniz kaynaklı sorunların çözüme yönelik ön koşulları ele aldıklarını bildirdi. Taraflar, sorun tanımlama konusunda bile büyük görüş ayrılıkları yaşasalar da sürecin devamı için kararlıdırlar. Türkiye ve Yunanistan, 2-3 Aralık tarihlerinde Atina’da bir araya gelecek ve bu konuları ele almaları bekleniyor. Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis’in ocak ya da şubat ayında gerçekleştirilmesi öngörülen Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısına katılmak üzere Türkiye’ye gelmesi planlanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mitsotakis’in görüşmelerinde Ege sorunlarının da ele alınması bekleniyor.