İzmir’in Karşıyaka ilçesinde deniz çarpıcı bir yeşil renge bürünürken, Balçova ilçesinde ise kahverenginin rahatsız edici bir tonuna dönüştü. Renkteki bu ani değişiklik, sakinleri şaşkına çevirdi ve bölgeye hoş olmayan bir koku yayıldı.
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu üyesi Profesör Doğan Yaşar, bu durumu son dönemdeki sıcaklık artışlarının plankton çoğalmasına yol açmasına bağladı.
Yaşar, “Bu plankton çoğalmaları nedeniyle Karşıyaka civarındaki sular yeşile dönerken, Balçova ilçesindeki Çakalburnu Dalyanı da kahverengiye döndü. Bu renk değişiminde kirliliğin de büyük katkısı var” dedi.
Son yıllardaki endişe verici çevresel ihmal eğilimine dikkat çekerek şunları söyledi: “2007’den sonra dere yataklarının betonlanması ve fabrikalardaki arıtma tesislerinin kapatılmasıyla kirlilik yoğunlaştı. 2011-2012’ye gelindiğinde körfez, 2000 öncesi koşulları hatırlatan kötü kokular yaymaya başladı. Hatta bunun sonucunda geçen yıl toplu balık ölümlerine bile tanık olduk.”
Geçmişteki çalışmalara değinen Yaşar, şöyle konuştu: “İzmir Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın görev yaptığı dönemde deniz kirliliğiyle mücadele konusunda çok ciddi çalışmalar yapıldı. Ancak sonraki yönetimler bu çalışmaları ihmal etti. 2000’li yılların ortalarında yakın zamanda bu mücadeleye başlayacağımız yönünde bir iyimserlik hakimdi. Körfezin gözle görülür şekilde maviye döndüğü Göztepe ve Güzelyalı çevresinde yeniden daha temiz sularda yüzüyoruz. Ne yazık ki bu ivme sürdürülemedi.”
“Deniz suyunda her litrede yaklaşık 1 milyon organizma bulunuyor. Artan sıcaklıklar ve kirlilikle birlikte deniz suyunda bu sayı 2 milyon civarına çıkıyor. 2 milyona ulaştıklarında ise ortamdaki tüm oksijeni tüketip ölüyorlar. Bazen mavi görüyorsunuz, Yeşil, kırmızımsı veya beyazımsı renkler planktonun türüne göre değişiklik gösteriyor, dolayısıyla bu renkler ölü planktondan kaynaklanıyor” dedi.
“Ülkemizin şu anda en büyük sorunlarından biri ne yazık ki denizlerin foseptik olarak kullanılmasıdır. Türkiye denizlerinde ilk kez 1955 yılında İzmir iç körfezinde muazzam bir plankton çoğalması yaşandı. Bunun sonucunda binlerce balık öldü, ” ekledi.
Uzman, temiz su akışı ihtiyacını vurgulayan ve körfezdeki akarsulardaki beton engellerin kaldırılması gerektiğini vurgulayan bir eylem çağrısıyla son buldu: “Bu önlemler, ekolojik dengeyi yeniden sağlamak ve deniz biyolojik çeşitliliğimizi korumak için gereklidir.”
İzmir’in Karşıyaka ilçesinde deniz çarpıcı bir yeşil renge bürünürken, Balçova ilçesinde ise kahverenginin rahatsız edici bir tonuna dönüştü. Renkteki bu ani değişiklik, sakinleri şaşkına çevirdi ve bölgeye hoş olmayan bir koku yayıldı.
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu üyesi Profesör Doğan Yaşar, bu durumu son dönemdeki sıcaklık artışlarının plankton çoğalmasına yol açmasına bağladı.
Yaşar, “Bu plankton çoğalmaları nedeniyle Karşıyaka civarındaki sular yeşile dönerken, Balçova ilçesindeki Çakalburnu Dalyanı da kahverengiye döndü. Bu renk değişiminde kirliliğin de büyük katkısı var” dedi.
Son yıllardaki endişe verici çevresel ihmal eğilimine dikkat çekerek şunları söyledi: “2007’den sonra dere yataklarının betonlanması ve fabrikalardaki arıtma tesislerinin kapatılmasıyla kirlilik yoğunlaştı. 2011-2012’ye gelindiğinde körfez, 2000 öncesi koşulları hatırlatan kötü kokular yaymaya başladı. Hatta bunun sonucunda geçen yıl toplu balık ölümlerine bile tanık olduk.”
Geçmişteki çalışmalara değinen Yaşar, şöyle konuştu: “İzmir Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın görev yaptığı dönemde deniz kirliliğiyle mücadele konusunda çok ciddi çalışmalar yapıldı. Ancak sonraki yönetimler bu çalışmaları ihmal etti. 2000’li yılların ortalarında yakın zamanda bu mücadeleye başlayacağımız yönünde bir iyimserlik hakimdi. Körfezin gözle görülür şekilde maviye döndüğü Göztepe ve Güzelyalı çevresinde yeniden daha temiz sularda yüzüyoruz. Ne yazık ki bu ivme sürdürülemedi.”
“Deniz suyunda her litrede yaklaşık 1 milyon organizma bulunuyor. Artan sıcaklıklar ve kirlilikle birlikte deniz suyunda bu sayı 2 milyon civarına çıkıyor. 2 milyona ulaştıklarında ise ortamdaki tüm oksijeni tüketip ölüyorlar. Bazen mavi görüyorsunuz, Yeşil, kırmızımsı veya beyazımsı renkler planktonun türüne göre değişiklik gösteriyor, dolayısıyla bu renkler ölü planktondan kaynaklanıyor” dedi.
“Ülkemizin şu anda en büyük sorunlarından biri ne yazık ki denizlerin foseptik olarak kullanılmasıdır. Türkiye denizlerinde ilk kez 1955 yılında İzmir iç körfezinde muazzam bir plankton çoğalması yaşandı. Bunun sonucunda binlerce balık öldü, ” ekledi.
Uzman, temiz su akışı ihtiyacını vurgulayan ve körfezdeki akarsulardaki beton engellerin kaldırılması gerektiğini vurgulayan bir eylem çağrısıyla son buldu: “Bu önlemler, ekolojik dengeyi yeniden sağlamak ve deniz biyolojik çeşitliliğimizi korumak için gereklidir.”