Başlık: Türkiye, Suriye’de İktidar Değişimine Nasıl Yaklaşıyor?
Kaynak: Getty Images Suriye’deki Beşar Esad yönetiminin Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki güçler tarafından devrilmesinin ardından Ankara’dan gelen ilk ve detaylı resmi açıklama Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan geldi. Fidan, Katar’da düzenlenen Doha Forumu’nda yaptığı konuşmada HTŞ’nin Şam’da kontrolü ele geçirdiğini ve Esad’ın ülkeyi terk ettiğini doğruladı. Gelişmelerin, Esad yönetiminin 2016’dan bu yana karşılaştığı ‘çok değerli fırsatı’ değerlendirememesinden kaynaklandığını ifade etti. Fidan, uluslararası ve bölgesel aktörleri ‘dikkatli ve sakin’ olmaya çağırdı. Hakan Fidan, geçiş döneminde önceliklerden birinin milyonlarca Suriyelinin ülkelerine geri dönmesi olduğunu vurguladı. Ayrıca, IŞİD ve PKK’nın bu durumdan faydalanmaması için ABD ile temas halinde olduklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Suriye ile ilgili açıklama: ‘Hiçbir ülkenin en küçük toprağında dahi gözümüz yok.’ ‘Esad Süreyi Kullanamadı’ Fidan, Suriye’nin kuzeyinde son günlerde artan gerilimin kendileri açısından öngörülen bir durum olduğunu söyledi. Fidan, ‘2016’daki Astana süreciyle savaşın dondurulmasının ardından rejim için yüksek bir adrenalinle yönetim sağlandı, ancak kurumsal kapasite eksikliği vardı’ dedi ve ekledi: ‘Astana süreci ile gerilimleri azalttık, savaşı durdurduk. Bu süre rejim tarafından halkıyla barış sağlamak için kullanılmalıydı. Ancak fırsatı kaçırdı ve tüm çabalar başarısız oldu.’ ‘Cumhurbaşkanımızın yaptığı çağrı sonuçsuz kaldı.’ ‘Rejim, halkın temel ihtiyaçlarına cevap veremedi; yarısı yerinden edildi ve bu durum komşu ülkeler üzerinde baskı oluşturdu. Rejim iktidarda kalmak için uyuşturucu gelirlerine bağımlı hale geldi. ‘Yavaş bir çürüme ile rejimin çöküşünü gözlemliyoruz. ‘Bu, Halep’in mermisiz nasıl düştüğünü ve diğer şehirlerin onu takip ettiğini açıklıyor.’ Türk, Rus ve İranlı dışişleri bakanları Doha’da: Astana Süreci Tekrar Canlanıyor mu? ‘Milyonlarca Suriyeli Ülkelerine Dönebilir’ Hakan Fidan, Suriye halkının ‘geleceğini yeniden şekillendireceğini’ ancak bunu tek başına gerçekleştiremeyeceğini, uluslararası topluluğun desteğine ihtiyaç duyduğunu belirtti. Türkiye’nin Suriye’nin ‘istikrarı’ için uzun bir süredir çaba sarf ettiğini, sorunları ve aktörleri ‘yakından’ tanıdığını vurguladı ve ülkenin yeniden inşası için her türlü kapasitesini kullanacağını açıkladı. Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye’nin önceliklerinden birinin Suriyeli mültecilerin ülkeye dönüşü olduğunu ifade etti: ‘Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne önem veriyoruz. Ülkelerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyeli artık geri dönebilir. Kapsayıcılık ilkesinden asla taviz verilmemeli, intikam hisleri güdülmemelidir.’ Türkiye, Suriye’deki son olaylarla ilgili hem bölgesel hem de uluslararası aktörlerle yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyor. Astana süreci çerçevesinde İran ve Rusya dışişleri bakanlarıyla bir araya gelen Fidan, bu görüşmelerde her iki ülkenin ‘yapıcı’ yaklaşımlarına önem verdiklerini belirtti. Fidan, Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen’ın ‘çabalarını takdir ettiklerini’ söyledi. Türkiye’nin Mısır, Katar, Suudi Arabistan ve Ürdün ile olan görüşmelerinin yapıcı yönde olduğunu ifade etti. Hakan Fidan, 8 Aralık’ta AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve Suriye’deki son gelişmeleri görüştüklerini aktardı. ‘Herhangi Bir PKK Uzantısı Meşru Olamaz’ Dışişleri Bakanı, sorunsuz bir geçiş dönemi için Suriye’deki tüm tarafların sürece dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, yeni idarenin ‘komşuları için tehdit oluşturmayan bir yapı olarak görülmesinin ve olası tehditlerin engellenmesinin’ önemine dikkat çekti. Türkiye’nin ABD ile özellikle ‘terörizm ve güvenlik’ konularında temasları sürdüğünü ve işbirliğini devam ettireceklerini belirtti. Hakan Fidan, Türkiye’nin Suriye’de üçüncü bir devletin kurulma olasılığıyla ilgili tepkisi sorulduğunda, ‘DAEŞ ve PKK’nın bu süreci kötüye kullanmadığından emin olmak için dikkatli olmamız gerektiğini ve ABD ile iletişimde bulunduğumuzu’ ifade etti. Türkiye, bu gruplardan gelebilecek her türlü tehdide karşı önlem alacağını belirtti. Fidan, Suriye’nin kuzeyinde ‘son derece meşru Kürt taraflar’ olduğunu, ancak ‘herhangi bir PKK uzantısının meşru bir taraf olarak değerlendirilemeyeceğini’ vurguladı. ‘Uluslararası terörist gruplar var; İran ve Irak’tan gelen terör kadroları SDF’yi yönetiyor. Eğer kendileriyle ilgili bir değişiklik yapmazlarsa, onları meşru olarak göremeyiz.’ Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDF) omurgasını, Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) silahlı kanadı YPG oluşturmaktadır. Ankara, YPG’nin PKK ile aynı örgüt olduğunu savunmaktadır. Menbiç’teki operasyonun son durumu ne? Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Suriye’de dar ve çatışmacı bir yaklaşım değil, kapsayıcı ve yapıcı bir yaklaşım esas olmalıdır. Kaynak: Getty Images Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Suriye’de HTŞ liderliğindeki muhalif güçlerin iktidarı ele geçirmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, ‘Bölge dışı güçler, bir şekilde acı çekmiş Suriye’nin istikrarına zarar verecek eylemlerden kaçınmalı; uluslararası toplum ve kurumlar yeniden inşa sürecine destek olmalıdır’ dedi. Yılmaz, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada yeni iktidara kapsayıcı bir çağrı yaptı: ‘Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliği korunarak, tüm dinler, mezhepler ve etnik kimliklerden Suriye vatandaşlarının barış içinde bir arada yaşaması için gerekli koşullar hızla sağlanmalıdır.’ Yılmaz, Suriye’de ‘güvenli ve ekonomik açıdan uygun bir ortamın yaratılmasının’ yıllardır vatanlarından uzak olan Suriyelilerin ‘onurlu, güvenli ve gönüllü’ geri dönüşlerini sağlayacağını savundu. Ayrıca, Suriye’deki Kürtler ile ilgili olarak, ‘Suriyeli Kürt kardeşlerimizin terör örgütünün vesayetinden ve baskılarından kurtulup, Suriye bütünlüğü içinde huzurlu bir ortamda yaşayacaklarına inanıyorum’ mesajını verdi.