Orijinal Başlık: Türkiye, Suriye’de iktidarın devrilmesine nasıl yaklaşıyor? Suriye’de Beşar Esad yönetiminin Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki gruplar tarafından düşürülmesinin ardından, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Suriye’de yeni bir dönem başlamıştır, artık geleceğe odaklanmak gerekmektedir” şeklinde açıklama yaptı. Ankara’da düzenlenen 15. Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan Fidan, “Zor zamanlarda Suriyeli kardeşlerine yardım eli uzatmış olan Türkiye, Şam’da açılan yeni sayfada da onların yanında olacaktır” dedi. Fidan, Suriyelilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönüşlerinin sağlanması ve ülkenin yeniden inşası için çalışmalarını sürdüreceklerini de ifade etti. Ayrıca, IŞİD ve PKK’nın mevcut koşullardan fayda sağlamasının engelleneceğini, “Suriye’yi teröristlerin güvenli limanı olmaktan çıkaracaklarını” söyledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 8 Aralık’ta uluslararası toplumu ve kuruluşları “yeniden inşa sürecine destek vermeye” davet etti. Yılmaz, “Suriyeli Kürt kardeşlerimizin terör örgütünün baskılarından kurtularak Suriye’nin bütünlüğü içinde huzurlu bir ortam bulacaklarına inanıyorum” dedi. Esad’ın ülkeden ayrılmasının ardından, Ankara’dan ilk ve en kapsamlı resmi açıklama da 8 Aralık’ta Fidan tarafından yapılmıştı. Fidan, Katar’daki Doha Forumu’nda yaptığı konuşmada, gelişmelerin Esad yönetiminin 2016’dan bu yana sahip olduğu “değerli fırsatı” değerlendirememesinden kaynaklandığını belirtti. Tüm uluslararası ve bölgesel aktörleri “dikkatli ve sakin” davranmaya çağıran Fidan, geçiş döneminde milyonlarca Suriyelinin ülkelerine geri dönmesinin önceliklerden biri olduğunu vurguladı. Ayrıca Türkiye’nin, “her tür kapasiteyi ve imkanı kullanarak” Suriye’nin ekonomik ve diğer sorunlarını çözmek için “yeni yönetimle birlikte çalışmaya devam edeceğini” kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye konusuyla ilgili olarak, “Hiçbir ülkenin topraklarında dahi gözümüz yok” açıklamasında bulundu. Fidan, konuşmasında Suriye’nin kuzeyinde son günlerde artan gerilimin kendileri için beklenen bir gelişme olduğunu ifade etti. 2016’daki Astana sürecinin savaşın dondurulmasından sonra rejime önemli bir zaman tanıdığını belirten Fidan, “Bu süre, rejim tarafından halkıyla barış sağlamak için değerlendirilmeliydi, ancak fırsatı kaçırdılar ve tüm girişimler başarısız oldu” dedi. Fidan, “Sayın Cumhurbaşkanımız bir çağrıda bulundu, fakat bu da bir sonuç vermedi. Rejim, halkın temel ihtiyaçlarına yanıt veremedi, bunun sonucunda halkın yarısı yerinden edildi. Bu durum komşu ülkeler üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Rejim iktidarını sürdürebilmek için uyuşturucu gelirlerine bağımlı hale geldi. Yavaş bir çürüme ile rejimin çöküşünü gördük; bu, Halep’in mermi atılmadan nasıl düştüğünü ve diğer şehirlerin de benzer şekilde etkilendiğini açıklar.” ABD ile özellikle “terörizm ve güvenlik” konularında iletişimlerini sürdürdüklerini ifade eden Fidan, Türkiye’nin, Suriye’de üçüncü bir devletin kurulması olasılığına karşı dikkatli davrandığını ve bu konuda ABD ile temas halinde olduklarını belirtti. Fidan, Türkiye’nin bu gruplara karşı herhangi bir tehdide hızlı bir şekilde cevap vereceğini vurguladı. Fidan, Suriye’nin kuzeyinde “son derece meşru Kürt taraflar” olduğuna, ancak “herhangi bir PKK uzantısının meşru bir taraf olarak değerlendirilemeneceğine” dikkat çekti. “Uluslararası terör savaşçıları var, İran ve Irak’tan terörist gruplar, SDF’yi yönetiyor; eğer kendileriyle ilgili bir değişiklik yapmazlarsa, onları meşru göremeyiz” dedi. Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDF/SDG) omurgasını, Suriye’deki Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) silahlı kanadı olan Halk Koruma Birlikleri (YPG) oluşturuyor. Ankara, YPG’nin PKK ile aynı örgüt olduğunu savunuyor.
Eski Mossad ajanları, çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirilen saldırıların arka planını açıkladı. Kaynak: Getty Images. Lübnan'da Hizbullah'a yönelik yapılan saldırılarda kullanılan çağrı cihazlarının patlatılmasıyla ilgili bilgi veren...
Devamını Oku..