Türkiye, tarihi bir yüzüncü yıl dönümünü kutlarken, ülkeyi olağanüstü biçimlerde yeniden şekillendiren baş döndürücü ve dönüştürücü bir yolculuğun eşiğinde duruyor.
Teknolojik yeniliğe olan kararlı bağlılığından spor alanında yükselen başarılara kadar ülke, küresel öneme sahip yeni keşfedilen bir güç ve amaç sergiliyor. Vizyoner liderlik ve sarsılmaz adanmışlığın desteklediği bu evrim, Türkiye’yi değişim ve gelişimin ön saflarına taşımıştır.
Gençliği ve sporu canlandırıyoruz
Türkiye’nin ilerlemesinin temel taşlarından biri genç demografisinde yatmaktadır. Şaşırtıcı bir ortalama olan 33,5 yaş, ülkenin ortanca yaşıdır; bu, nüfusunun yarısından fazlasının bu canlı yaşın altında olduğunu gösterir. Bu dinamik gençlik gücü, Türkiye’nin geleceğinin üzerine inşa edildiği temeldir. Ülkeyi dönüştüren endüstriyel, bilimsel, teknolojik, eğitimsel ve gelişimsel projelerin arkasındaki itici güçtür. Bu önemli demografinin bilincinde olarak hükümet gençlik sektörüne yoğun yatırımlar yaptı.
Devlet tarafından işletilen 850’den fazla yurt şu anda yaklaşık 1 milyon üniversite öğrencisini barındırmakta ve akademik hayallerini gerçekleştirmeleri için elverişli bir ortama sahip olmalarını sağlamaktadır. Yeni kurulan Aile ve Gençlik Bankası, gençlere daha fazla destek olmak amacıyla evlenmek isteyenlere faizsiz kredi imkanı sunuyor. Ayda 10 GB’a kadar ücretsiz mobil internet, genç öğrenciler için onları küresel bilgi alanına bağlayan bir cankurtaran halatı haline geldi. Geleceğe yatırım yapmak isteyen gençler ise telefon, tablet, bilgisayar gibi elektronik cihazları alırken tek seferlik vergisiz alışveriş fırsatından yararlanıyor. Bu girişimler, Türkiye’nin gençlerini güçlendirme ve yaşamın her alanında ilerlemeyi teşvik etme konusundaki sarsılmaz kararlılığının simgesidir.
Spor alanında ise Türkiye’nin mükemmelliği, ülke tarihindeki en yüksek madalya sayısına ulaşan Tokyo 2020 Yaz Olimpiyatları’nda göz kamaştırdı. Artık Türkiye’nin sporcularının yüzmeden atletizme, futboldan basketbola ve voleybola kadar pek çok spor dalında her yıl madalya rekorları kıracağı Paris 2024 Olimpiyatları’na hazırlanıyor. Sportif yetenekteki bu artış, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın öncülük ettiği kapsamlı altyapı ve tesis geliştirme girişimleriyle destekleniyor.
Milli teknolojinin yükselişi ve Teknofest
Türkiye’nin son yirmi yıldaki teknoloji ve inovasyon yolculuğu bir devrimden başka bir şey değildi. Bu dönüşümün merkezinde, Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmaya yönelik cesur bir program olan “Milli Teknoloji Hamlesi” yani “Milli Teknoloji Hamlesi” yer alıyor. Çeşitli teknolojik alanlarda önemli atılımlara yol açarak inovasyon kültürünü ve insan sermayesine yatırımı teşvik etti. Bu ses getiren kararlılık, Türk üniversitelerini ve araştırma kurumlarını yapay zeka, biyoteknoloji ve yenilenebilir enerji araştırmalarında ön sıralara taşıdı. Sonuç olarak Türkiye teknolojik olarak kendine yeterlilik yolunda ilerlemektedir.
Her yıl düzenlenen havacılık ve teknoloji fuarı Teknofest, artık Türkiye’nin teknolojik gücünü simgeliyor. Dünyanın dört bir yanından katılımcıların ilgisini çeken Teknofest, savunma sanayisinden havacılık ve robot bilimine kadar yenilikçi teknolojilerin sergilendiği çok sayıda yarışma, çalıştay ve sergiye ev sahipliği yapıyor. Her yıl her yaştan 1 milyona yakın müzik tutkunu Teknofest’e akın ederek teknoloji harikası bir dünyaya kapılıyor.
Türkiye’nin sürdürülebilir ulaşım ve inovasyona yönelik atağı, Türk elektrikli otomobili Togg’a verdiği destekle örneklendiriliyor. Türkiye’de tasarlanıp üretilen, çığır açan bu tamamen elektrikli araç, Türkiye’nin yeşil teknoloji ve mobilite çözümleri merkezi olarak gelişen itibarının bir örneğidir. Bu girişimler toplu olarak Türkiye’nin teknolojik yükselişinin ve küresel bir teknolojik güç merkezi olarak ortaya çıkışının altını çiziyor.
Savunma sanayi devi, drone yenilikçisi olarak ortaya çıkıyor
Türkiye’nin savunma sanayii, geçmişteki yabancı silah ithalatına bağımlılığının çok ötesinde, muazzam bir dönüşüm geçirdi. Son yıllarda kendi kendine yeterliliğe ve yerli inovasyona doğru bir paradigma değişimine tanık olduk. Türkiye, Altay Ana Muharebe Tankı, MİLGEM korvetleri ve T129 ATAK helikopterleri de dahil olmak üzere çok sayıda önemli savunma projesi başlatmış olup, ülkenin kendi ürettiği savunma sistemlerini geliştirme ve yabancı tedarikçilere olan bağımlılığı azaltma konusundaki sarsılmaz kararlılığını ortaya koymaktadır.
Ayrıca Türkiye, drone teknolojilerinde çarpıcı bir ilerleme kaydetti; Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI) ve Baykar bu rönesansta önemli rol oynuyor. Bayraktar TB2, savaş kabiliyetleri ve uygun maliyetiyle birçok ülkede büyük ilgi gören Türkiye’nin drone teknolojisindeki küresel tanınırlığının bir kanıtıdır. Bayraktar TB2, Türk askeri operasyonlarında önemli bir rol oynayarak Türkiye’nin bölgesel nüfuzunu güçlendirdi.
Altyapıda dönüşüm
Geçtiğimiz on yılda Türkiye, ulaşım ağları, enerji altyapısı ve kentsel yenileme projelerine yapılan önemli yatırımların kolaylaştırdığı, altyapısında dikkate değer bir dönüşüme tanık oldu. Yeni İstanbul Havalimanı, hızlı tren hatları, Osman Gazi ve Yavuz Sultan Selim Köprüleri, Marmaray tüneli, Kuzey Marmara Otoyolu ve İstanbul-İzmir Otoyolu gibi projeler sadece ulaşımı geliştirmekle kalmamış, aynı zamanda Türkiye’yi önemli bir geçiş noktası olarak konumlandırmıştır. Avrupa, Asya ve Afrika’yı birbirine bağlayan merkez. Bu iyileştirilmiş altyapı, ekonomik büyümeyi teşvik etmiş, turizmi artırmış ve yabancı yatırımcıların ilgisini çekerek Türkiye’nin küresel sahnede önde gelen bir iş destinasyonu olarak konumunu sağlamlaştırmıştır.
Türkiye bir yüzyıllık ilerlemeyi kutlarken, ulus, vizyonun, adanmışlığın ve ilerlemeye olan sarsılmaz bağlılığın dönüştürücü gücünün canlı bir kanıtı olarak duruyor. Geleceği yakalamaya hazır genç nüfusu, gelişen teknolojik sektörü ve gelişen savunma sanayisiyle Türkiye, halkına ve dünyaya umut veren, heyecan verici, dinamik bir geleceğe hazırlanıyor.