Başlık: Ukrayna-Rusya Savaşı: Gerilimin Artmasıyla Barış Şansı Var mı?
Kaynak: Getty Images
Seçilen ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’daki çatışmayı “bir günde” sona erdirmeyi vaat etmişti. Ancak, cephede çatışmalar şiddetlenirken ve Batılı ülkeler, Ukrayna’nın Rus topraklarında taktik füzeler kullanmasına izin verirken, hızla bir barış anlaşmasının imzalanma olasılığı ne kadar yüksektir? Rusya’nın Ukrayna’nın Dnipro şehrine yeni nesil balistik füzelerle saldırması gerilimi iyice arttırdı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu yeni füzenin sesin 10 katı hızla hareket ettiğini ve gerekirse Ukrayna’ya silah gönderen Batılı ülkelerin askeri tesislerini hedef almak için kullanılabileceğini belirtti. Kiev, Trump’ın göreve başlamasını takiben Ukrayna ve Rusya arasında müzakere süreçlerinin başlatılmasını bekliyor.
Ukrayna, Kuzey Kore askerleriyle savaşma durumu yaşadığını ilk kez duyurdu. Zelenskiy, ‘Zelenskiy tarihin en büyük pazarlamacısı, ABD’ye her gelişinde 60 milyar dolar ile dönüyor’ dedi. Rusya’da ise askerler, savaşın dehşetini eve taşıyor; toplamda 242 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Ukrayna ve Rusya karşılıklı SİHA saldırıları gerçekleştirirken, Moskova’da da hedef alındı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, savaşın 2025’te “diplomatik yollarla” sona erdirilmesi konusunda niyetini açıkladı. Ancak bu açıklamanın zamanlaması, müzakerelerden ne gibi sonuçlar çıkabileceği ve 1.200 kilometrelik cephe hattındaki gelişmelerin neler getireceği konusunda belirsizlikler oluşturuyor.
Rusya, cephede ilerleyişini sürdürüyor. Rus güçleri, Ukrayna’nın doğusundaki Donbass bölgesindeki ilerlemelerini artırırken, kuzeydoğudaki Harkov’un Kupyansk kentine ve güneydoğudaki Zaporijya şehrine de yaklaşıyor. Ekim ayında Rusya, 500 kilometrekarelik Ukrayna toprağını ele geçirerek, Mart 2022’den bu yana elde ettiği en büyük kazanımı sağlamış oldu. Ukrayna’nın uluslararası alanda tanınan topraklarının yüzde 27’sinin Rus işgali altında olduğunu belirten Zelenskiy, buna Kırım yarımadası ve 2014’ten beri işgal altında olan toprakları da ekliyor. Ayrıca, Rusya’nın Kursk bölgesinde, Kuzey Koreli askerlerin desteğiyle büyük çaplı bir karşı taarruz hazırlığı içinde olduğu söyleniyor. Ukrayna, Ağustos’ta başlattığı harekatla buradaki belirli sınır yerleşimlerini olası barış müzakereleri için pazarlık payı olarak kullanmak üzere işgal etmişti. BBC’ye konuşan askeri temsilciler, Kremlin’in Trump’ın 20 Ocak 2025’te göreve gelmesinden önce mümkün olduğunca çok toprak ele geçirmeye çalıştığını belirtti. Uzmanlar, ‘Eğer Rusya bu hızla devam ederse, Ukrayna’nın doğu cephesi çökecek’ şeklinde uyarılarda bulundular.
ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Ukrayna’nın Rus topraklarında ABD yapımı ATACMS füzelerini kullanmasına izin verdi. Çatışmanın ilk dönemlerinde bu füzelerin yalnızca Kırım ve işgal altındaki Ukrayna topraklarında kullanılmasına izin verilmişti. ATACMS’lerin Rus topraklarına yönelik kullanımı, savaşın dinamiklerine yeni bir etki katmaktadır. Rusya, bu izni “ateşi körüklemek” olarak tanımlayarak eleştirdi. Uzmanlar, bu füzelerin 300 kilometre menzilinin Ukrayna’ya fayda sağlayacağını, ancak cephedeki durumu büyük ölçüde etkilemeyeceğini ifade ediyor. Analistler, Rusya’nın bu duruma çoktan hazırlandığını ve füzelerin etkisi altındaki tesislerini sınır bölgelerinden iç kısımlara taşıdığını ileri sürdü. Ukrayna’nın Rusya topraklarında bu füzeleri kullandığı ilk saldırıda, sınırdan 100 kilometre uzaklıktaki bir silah deposunu vurduğu düşünülüyor. ABD, füze iznine ek olarak Ukrayna’ya kara mayınları göndereceğini de duyurdu. Ancak bu mayınların sadece Ukrayna topraklarında ve sivil yerleşimlerden uzakta kullanılabileceği belirtildi. Rusya, savaşın başından beri piyade karşıtı mayınları kullanıyor. Rus mayınları etkisiz hale getirilene kadar bir risk unsuru taşımaktadır. ABD’nin Ukrayna’ya sağlayacağı mayınlar ise birkaç hafta içinde etkisiz hale gelecektir. Son iki buçuk yılda, 300’e yakın Ukraynalı sivilin mayınlardan dolayı ölümüne neden olunduğu tahmin edilmektedir. Kızıl Haç gibi birçok uluslararası kuruluş, mayınların kullanımına karşı kampanyalar düzenliyor. ABD, şimdiye kadar Ukrayna’ya mayın gönderme konusunda temkinliydi, ancak Washington, daha önce Kiev’e tanksavar mayınlar teslim etmiştir. ATACMS füzeleri gibi bu mayınların da Ukrayna güçlerinin savunma hatlarını güçlendirmesine yardımcı olması bekleniyor.
Saldırı sırasında Dnipro’da bulunan BBC muhabiri Paul Adams, füzelerin yerel saatte sabah beşte başlayan ve yaklaşık üç saat süren bir hava saldırısının parçası olduğunu belirtti. BBC’ye bilgi veren askeri kaynaklar, neredeyse 10 bin kilometre menzile ve birden fazla savaş başlığına sahip bir füzenin Hazar Denizi yakınlarındaki Astrahan’dan fırlatıldığını aktardı. Hedefin ne olduğu ise belirsizliğini koruyor, ancak saldırı sırasında şehir merkezine yakın bir sanayi tesisinde dört patlama meydana geldi. Zelenskiy, Rusya’nın Ukrayna’yı vurduğunu ve bu füzenin kıtalararası balistik füze olabileceğini söyledi. Putin, Oreşnik adı verilen füzenin orta menzilli olduğunu ve test amaçlı fırlatıldığını açıkladı. Putin, bu füzelerin nükleer başlık taşımadığını ve Mach 10 hızında, yani ses hızının 10 katı olduğunu, saatte 12.250 kilometre süratle hareket ettiğini iddia etti. Ayrıca, bu saldırının İngiltere ve ABD füzelerinin Rusya topraklarında kullanımına dair verilmiş onurlara karşı bir yanıt olduğunu belirtti.
Ukrayna’da yapılan anketlerde halk arasında görüşmeler değişmeye başladı. Üç yıldır kesintisiz bombalar, elektrik kesintileri ve uykusuz gecelerle karşı karşıya kalan ve yaklaşan kış için endişe duyan Ukraynalılar, savaştan yorulmuş durumdalar. Anket sonuçlarına göre, toprak kaybı ve uzun vadeli belirsizlikler anlamına gelse de, halk artık Rusya ile barış müzakerelere daha yakın hissetmeye başlamış durumda. Razumkov Centre tarafından Ekim ayında yayınlanan bir ankete göre, her üç Ukraynalıdan biri müzakereleri desteklemekte. Geçtiğimiz yıl bu oran beşte birdi. Bir diğer Ekim anketine göre ise, Ukraynalılar, ülkelerinin savaşı kazanma ihtimali konusunda eskiye göre daha az iyimser. Ancak yine de çoğunluk, Ukrayna’nın Rusya’yı yeneceğine dair inancını koruyor.
Gözler, Trump’ın barış planında. Donald Trump’ın ABD seçimlerini kazanmasının ardından, birçok uzman kapsamlı bir barış planının detaylarını öğrenmeyi bekliyor. Trump, başkanlık seçiminden sonra yaptığı açıklamalarda “Rusya ve Ukrayna ile yoğun çalışacağız”, “Bu durmalı”, “Rusya ve Ukrayna durmalı” gibi spesifik olmayan ifadeler kullandı. ABD basını, Trump’ın Vladimir Putin ile telefon görüşmesi yaptığını ve onu, savaşı daha da kızıştırmama konusunda uyardığını belirtse de, Kremlin bu iddiaları redetti. Ukraynalı uzmanlar, Trump’ın planının henüz geliştirilme aşamasında olduğunu ve ekibinin fikirlere dayalı çalışmalar yürüttüğünü düşünmektedir. New Europe isimli düşünce kuruluşundan Alyona Hetmanchuk, bu fikirlerin ya bu ya da şu şekilde çatışmayı dondurmaya yol açacağını belirtti. Hetmanchuk, “savaşın cephesi dondurulacak, NATO üyeliği meselesi dondurulacak, finansal yardımlar dondurulacak, her şey duraklatılacak” şeklinde ifade geçmektedir. Bu uzman, Trump’ın Demokratlardan ayrıldığı bir noktanın, Ukrayna’daki müzakere sürecini yürütmek için özel bir temsilci atama niyetinde olduğunu vurguladı. Kiev, bu kararı olumlu bir adım olarak değerlendirmektedir. Trump, önceki döneminde deneyimli diplomat Kurt Volker’i bu pozisyona atamıştı. Alyona Hetmanchuk, “Sürekli Trump’a ulaşım sağlayabilecek, etkili bir ‘Bay Ukrayna’ figürüne ihtiyacımız var” şeklinde görüş belirtti. Ukrayna ve Rusya, yeni ABD yönetiminin atacağı adımları beklerken, barış müzakerelerinin karmaşık ve uzun süreli olacağı kesin olarak görülmektedir. Savaşın nasıl sonlanacağı; Ukrayna, Rusya ve iki ülkenin liderleri Zelenskiy ve Putin için belirleyici bir unsur olacaktır. Söz konusu iki ülkenin ve liderlerin geleceğinin, görüşmelerin sonuçlarıyla şekilleneceği aşikardır.