Başlık: Ukrayna, NATO’ya katılma arzusunu sürdürüyor: Savaş devam ederken üyelik mümkün mü?
Yazar: Güven Özalp, Brüksel, Twitter: @GUVENOZALPBXL 4 Aralık 2024
Ukrayna, Rusya’ya karşı en etkili güvenlik garantisi olarak gördüğü NATO üyeliği konusunda son zamanlarda baskılarını artırıyor. Ülke, bu konuyu 3-4 Aralık tarihlerinde Brüksel’de gerçekleştirilen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı öncesinde ve sırasında bir kez daha gündeme getirdi. Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, toplantıya katılan NATO dışişleri bakanlarına göndermiş olduğu mektupta, Ukrayna’ya üyelik daveti yapılmasını talep etti. Bu konu, Dışişleri Bakanları Toplantısı çerçevesinde, çalışma yemeği formatında bir araya gelen NATO-Ukrayna Konseyi’nin de gündemindeydi. Ukrayna, bu tür bir davetin üyeliğin geri dönülemez olduğunu göstereceğine ve Rusya’ya karşı doğru bir yanıt olacağına inanıyor.
Ancak, NATO’nun tüm üyelerinin bu konuda hemfikir olduğunu söylemek oldukça zordur. NATO liderleri, Ukrayna’nın bir gün İttifak’a katılacağının vurgusunu ilk kez 2008’de Bükreş Zirvesi’nde yapmışlardı. Savaşın üzerinden geçen bin günde NATO’nun üyelik konusundaki en ileri noktası ise bu yıl 9-11 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilen Washington Zirvesi’ndeki ifadeler olmuştur: “Müttefiklerin mutabık kalması ve koşulların sağlanması durumunda Ukrayna’yı İttifak’a katılmaya davet edecek konumda olacağımızı bir kez daha teyit ediyoruz.”
Üyelik teklifi için en önemli şart, NATO üyelerinin oybirliği ile karar vermesidir. Ancak ittifak üyeleri henüz bu noktaya varamadı. Dikkate alınması gereken ülkelerden biri Macaristan’dır; bu ülkenin Ukrayna’nın üyeliğine sıcak baktığı söylenemez. Toplantı sonrası Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, “Savaş halindeki bir ülke İttifak’ın güvenliğine katkı sunamaz” şeklinde bir açıklama yaptı. Macaristan, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği konusunda da son ana kadar itirazlarını sürdürmüştü. NATO’nun en güçlü üyesi olan ABD ise zamanı doğru bulmadığını ifade ediyor. Aslında pek çok ülkenin bu görüşte olduğunu söylemek mümkün. Teorik şartların bir kenara bırakılması durumunda, NATO’nun şu an Ukrayna’ya üyelik davetinde bulunması pratikte oldukça zor görünmektedir. Bunun en temel nedeni, Ukrayna’nın hala savaşta olmasıdır. Ülkeye üyelik teklifi yapılması, savaşı daha da tırmandırma ihtimalini barındırıyor. Savaş sona ermeden yapılacak bir üyelik teklifi, İttifak’ın doğrudan savaşa taraf olmasına yol açabilir ki mevcut koşullarda bunun mümkün olduğu düşünülmüyor. Ukrayna’nın savaşta olduğu ülkenin, NATO’nun müttefiklerinin güvenliğine yönelik en önemli tehdit olarak kabul edilen Rusya olması, bu tür aceleci ve duygusal davranışların önünü kapatmaktadır. Bu risklere rağmen, Letonya ve Çekya gibi üyelik daveti yapılmasında sakınca görmeyen ülkeler de bulunmaktadır. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, önceliğin üyelik teklifinden ziyade, Ukrayna’nın barış görüşmelerine karar verdiğinde bunu güçlü bir temelle gerçekleştirmesini sağlamak olduğunu dile getirdi.
Türkiye’den beklenen tutum
Türkiye, Ukrayna’nın NATO üyeliğine prensip olarak karşı değildir. Ancak ülke, öne çıkan bir pozisyon almaktan uzak durmayı tercih etmektedir. Türkiye, kararını diğer ülkelerin hareketlerine göre şekillendirmeyi planlıyor. NATO üyeleri arasında uzlaşının sağlanamaması, Türkiye’nin net bir pozisyona geçişini engelleyen faktörlerden biridir. Ayrıca, Rusya ile olan ilişkiler ve Ukrayna’daki savaşın devam etmesi, Ankara’nın tutumunu da etkileyen unsurlar arasında yer almaktadır. Türkiye, Ukrayna konusunda savaşa dâhil olmadan elinden gelenin en iyisini sunma çabasında ve diplomasiye şans verilmesi gerektiği görüşündedir. Ukrayna’nın olası üyeliği için şartların henüz oluşmadığı ve bu adım için doğru zamanın gelmediği görüşü ağırlık kazanmaktadır. Toplantı için Brüksel’de bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, bugün Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha ile görüşmesi beklenmektedir.
Trump’ın potansiyel etkisi
ABD Başkanı Joe Biden’dan görevi 20 Ocak’ta devralacak olan Donald Trump’ın, Ukrayna konusundaki tutumu, NATO’daki dengeleri etkileyebilir. Bazı ülkelerin, yeni Amerikan yönetiminin pozisyon almasını beklediği biliniyor. Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Braze, toplantı öncesinde “Herkes yeni ABD yönetiminin göreve başlamasını bekliyor. Bu söylenen ya da söylenmeyen bir durum, ama gerçek” dedi. Trump, göreve geldiğinde savaşın bir günde sona ereceğini iddia ettiği belirtiliyor.
NATO’daki genel görüş, barış masasına oturmak için ne zaman ve hangi koşulların uygun olacağına karar verecek olanın Ukrayna olduğu yönündedir. Trump, ilk görev döneminde bazı hamleleriyle NATO’nun geleneksel işleyişini zorlamıştı. Şimdi ise “Ukrayna’yı zor durumda bırakacak bir adım atar mı?” sorusu gündeme geliyor. Trump’ın Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi olarak atadığı Keith Kellog, önceki aylarda ortak bir makalede, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin uzun bir süre ertelenmesi karşılığında güvenlik garantileri içeren bir barış anlaşması yapılması çağrısında bulunmuştu.