Yenidoğan Krizinin Ardındaki Gerçek: Erdoğan mı Sorumlu?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa Büyükşehir Belediyesi ve Vestel’in işbirliğiyle bu yıl üçüncüsü düzenlenen ‘Vestel Manisa Yarı Maratonu’na katıldı. Özel, Manisa Valisi Enver Ünlü ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ile birlikte maratonun açılışını gerçekleştirdi. Burada basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özel, gündemine yenidoğan çetesi ve sığınma konularını aldı. Yenidoğan skandalındaki sorumluluğun önceden Sağlık Bakanı olan Fahrettin Koca mı yoksa eski İstanbul İl Sağlık Müdürü ve mevcut Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu mu olduğu konusuna da değinen Özel, asıl sorumlinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ifade etti. “Manisa’nın tanınması için önemli bir etkinlik” Maratonla ilgili olarak Özel, “Manisa Yarı Maratonu, Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin sponsorluğunda düzenleniyor ve Manisa’nın tanınmasını sağlayan oldukça önemli bir etkinlik. Bu nedenle kendi memleketim ve seçim bölgem olduğu için belediye başkanlarının daveti üzerine buradayım. Biraz önce yarı maratonun açılışını gerçekleştirdik ve şimdi halk koşusunun açılışını yapmaya hazırlanıyoruz.” dedi. “Ülkeyi yönetenlerden sorumluluktan kaçamazlar” Yenidoğan çetesi ile işbirliği yapan hastanelerin kamulaştırılmasını yineleyen Özel, caydırıcı önlemler alınması gerektiğini belirterek en ağır tedbirlerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’deki yenidoğanlara yönelik yaşanan utanç verici olaylarla karşı karşıya olduklarını ve kimsenin bu çete ile aynı ülkede yaşamaya tahammül edemediğini belirtti. Özel, “Bugün bir kez daha Manisa’dan çağrıda bulunuyorum; ülkeyi yönetenler sorumluluktan kaçamazlar. Bu skandaldan sorumlu olan herkes, görev suçu işledikleri düşünülerek yargılanmamalı, bu kişiler bilerek, isteyerek ve örgütlü bir şekilde ölüme sebep verme suçundan yargılanmalıdır.” dedi. “Kamulaştırma şart” Bu hastanelerin kamulaştırılması gerektiğini vurgulayan Özel, “Bu duruma karışan tüm hastanelerin ruhsatlarını askıya almak ya da iptal etmek yeterli değil. Bu hastanelerin tamamının kamulaştırılması, varlıkları, binaları ve ekipmanlarına kamu adına el konulması gerekiyor. 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi sonrası tüm cemaat varlıklarına el konuldu. Şu anda 15 Temmuz’dan sonra Meclis’in yetkileri kullanılarak ben ana muhalefet partisi olarak bu öneriyi sunuyorum. Bu olaya karışmış olan tüm hastanelerin tüm varlıklarına kamu adına el koyalım ve ibret olsun. Bir daha böyle bir durum yaşanırsa, hastane sahipleri bu durumun sonuçlarına katlanmalı.” ifadesini kullandı. “Gerçek sorumlu Erdoğan” Yenidoğan skandalında asıl sorumlu olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı nitelendiren Özel, “Mevcut Sağlık Bakanı o dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürüydü. Biz, yaşananlardan 19 ay sonra haberdar olduk. Burada ciddi bir ihmal söz konusu. O günün İstanbul İl Sağlık Müdürü, bugünkü Bakan. Sorumluluğu burada. O dönemin Sağlık Bakanı da konunun üzerine yeterince gitmediyse, o da sorumlu. Ancak bunlar dışında bir gerçek sorumlu var. ‘Benim ben’ diyerek kendini işaret eden kişi, her iki Bakanı atayan aynı kişi. Gerçek sorumlu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Diğer sorumlulara da gerekenin yapılması lazım. Ama onların yanında ikinci dereceden sorumlular. Bu ülkede sağlık sistemini ticari bir yapıya dönüştüren, hastanelerin performansa dayalı çalışmalarını sağlayan ve bu çocukların özel hastanelere yönlendirilmesinin nedeni olan sistemin yaratıcısı yine Erdoğan. Gerçek sorumlu o. “Erdoğan dışında kim böyle düşünüyor?” Dolmabahçe’de Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan’dan gelecek mültecilere kapılarının açık olduğunu belirtti. Erdoğan, “Suriye’den gelen mülteciler konusunda kapımız her zaman açık. Eğer Lübnan’dan mülteciler gelirse, onlara da kapımız açık olacak.” dedi. Özel, Erdoğan’ın bu açıklamalarına tepki göstererek, “Recep Tayyip Erdoğan, özellikle Almanya Başbakanı Olaf Scholz’u uğurlarken yaptığı açıklamada, ‘Lübnan’dan yeni mülteciler gelirse kapımız açık’ dedi. Bu durumu hep birlikte sorgulamak gerekiyor. Bu ülkede Recep Tayyip Erdoğan dışında kim böyle bir düşünceye sahip? Hangi işsizimiz ya da hanelerimiz böyle düşünüyor? AK Parti’ye, MHP’ye oy verenler bu nedenle mi oy verdiler? Savaş sonrası Suriyelilere yönelik ‘kapımız açık’ denilmesini duymak oldukça üzücü. Hızla dönmeleri teşvik edilirken, Esad ile görüşüp durumu çözmesi gerekirken yeni mülteci konusunu gündeme getiriyorlar. Çıldırmamak elde değil.” “Almanya’dan her gün uçaklar dolusu sığınmacı gelecek” Özel, Erdoğan’a oy verenlere bu durumu şikayet ederek, “Almanya’dan her gün bir uçak sığınmacı gelecek. Ben Almanya’daki durumu çok iyi takip eden, Olaf Scholz ile birçok kez görüşen biriyim. Almanya’daki birçok kişi çok memnun. Şunu söylüyorlar; ‘Erdoğan, Almanya’daki sığınmacıları kabul etmeye de anlaştık.’ Lübnan’dan gelen mültecileri de Türkiye’de barındıracak şimdi. Bu durum dün de ifade edildi.” dedi. “Tayyip Erdoğan’ın ekmeğini mi yiyorlar?” Özel, temel meselenin ne olduğunu açıklayarak, “Almanya’dan sığınmacı almanın sebebi Eurofighter uçak alımının karşılığı olarak oluyor. Önceden F35 projesindeyiz ama Türkiye o projeden çıkarıldı. Yeterince tepki verilemedi, F16’lar için yalvararak, el açarak sonuç alamadık. Şimdi Eurofighter için Almanya’dan sığınmacılar alacak. Ayrıca da ‘Lübnan’dan gelecek mültecilere de kapımız açık’ diyor. Eğer birkaç milyon Lübnanlı mülteci gelirse, ne yapacağız? Bunlar, Tayyip Erdoğan’ın ekmeğini mi yiyor? Ülkenin yoksulluğunu artırmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Biz üzülmekten bıktık ama bu durum karşısında sessiz kalınmamalı. Ben Erdoğan’ın Olaf Scholz ile yeni sığınmacı akışı üzerinde mutabakata varması yerine, Esad ile konuşup, mevcut sığınmacıları ülkelerine göndermesini bekliyorum. Bu çağrımı bir kez daha yineliyorum. Kendisine oy veren seçmenleri de bu tutumunu şikayet ediyorum. Geçmişte yaşananlar göz önünde ve bugün durumu çok iyi görebiliyoruz. Bu yüzden bu yanlış tavırdan bir an önce vazgeçmesi gerekiyor.