Artvin Yusufeli Barajı ve HES, Yeni Bağlantı Yolları ve Tünelleri, Yeni Yerleşim Alanı Açılış Törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki bakanlar katıldı. Yusufeli Barajı'nın ülkemizde birinci, dünyada kendi sınıfında 5.'si olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ülkemizde enerji açığı olsa da burası bir buçuk yıl enerji ihtiyacımızı karşılayacak. " söz konusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
“Doğup büyüdükleri evlerini, işyerlerini ve geçmişlerini geride bıraktılar”
Bugün Cumhuriyet tarihinin en gurur verici eserlerinden biri olan Yusufeli Barajı’nın yanı sıra ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüz bağlantı yolları ve tünellerle yeni yerleşim alanının açılış töreni vesilesiyle sizlerle birlikteyiz. bu işin Barajımızın, yollarımızın, tünellerimizin, yerleşim yerimizin ülkemize, milletimize ve özellikle siz Yusufeli kardeşlerime hayırlı olmasını diliyorum.
Yusufeli kardeşlerimiz bu işi ülkemize getirmek için evlerini, işyerlerini ve doğup büyüdüğü geçmişlerini geride bıraktılar. Onlar için daha modern evler, işyerleri ve yepyeni bir semt inşa etsek de biliyoruz ki bunların hiçbiri Yusufeli kardeşlerimizin fedakarlıklarının karşılığı olmayacak. Öncelikle ülkemizin ve milletimizin geleceği için gösterdikleri takdire şayan fedakarlıkları için Yusufeli kardeşlerimin her birine şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
“Köy yollarındakilerle birlikte Yusufeli’nde 62 kilometre tünel yaptık”
Yeni Yusufeli, 2698 konut, 507 köy evi, 296 işyeri, 37 dükkanlı sanayi sitesi, 25 yataklı hastane, anaokulundan liseye 9 okul, yurtlar, spor salonları, 7 köy ve tüm kamu kurumlarıyla sıfırdan inşa edildi. ve hizmet binaları. Her türlü altyapı ve üstyapısı ile oldukça ferah bir şekilde tasarlanan yeni Yusufeli, eskisinin iki katı büyüklüğünde bir alana sahip. İlçenin ulaşım ihtiyacı için 39 tünel ve 21 köprü ile 110 kilometrelik yeni yol yapıldı. 20 yıl önce Türkiye’nin toplam tünel uzunluğu 50 kilometre iken, köy yollarındaki tünellerle birlikte sadece Yusufeli’nde 62 kilometre tünel yaptık.
“İlçenin hiçbir fırsatı boşa gitmedi”
Yusufeli için yaptığımız yollarla Kafkaslar ve Karadeniz Bölgesi’nin kuzey-güney aksında trafik güvenliğini ve konforunu da artırdık. Dikilen 20 bin ağaç, 75 bini aşkın fidan ve 40 bin metrekareyi aşan çimlerle yemyeşil bir Yusufeli ortaya çıktı. Baraj gölünde kalan 800 bin metreküp verimli toprak yeni yerleşim yerine taşınarak ilçenin hiçbir fırsatı boşa gitmedi. Elbette bu kadar büyük bir projede bazı eksiklikler olabilir. Bunların hızla çözüleceğinden emin olabilirsiniz. Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali, 100 katlı bir gökdelene denk gelen 275 metre yüksekliği ile ülkemizde birinci, dünyada ise sınıfında beşincidir. 558 megavat kurulu güce sahip bu barajda üretilecek yıllık 1 milyar 900 milyon kilovatsaat enerji ekonomimize yılda 5 milyar lira katma değer sağlayacak.
“Enerji sıkıntısı olursa 1,5 yıl sadece burası enerji verir”
Allah göstermesin enerji sıkıntısı olsa 1.5 yıl sadece burası enerji verir. Bu baraj aynı zamanda Çoruh Nehri’nin devamında yer alan Artvin, Deriner, Borçka ve Muratlı barajlarının da en yüksek verimle çalışmasını sağlayacaktır. 2,3 milyar metreküp su depolama kapasitesine sahip olan Yusufeli Barajı’nın enerji üretim kapasitesi tek başına 2,5 milyon konutun veya 750 bin Togg arabanın enerji ihtiyacını karşılayabilecek düzeydedir.
“Barajımızın hikayesi bu akşam TRT ekranlarında yayınlanacak”
Kısacası Türkiye’nin en zorlu coğrafyasında barajı, santrali, yeni yerleşim yeri ve yolları dahil 34 milyar liraya mal oldu dikkat edin biz buraya ne yatırım yaptık biliyor musunuz? 34 milyar lira… Böyle bir yatırımla Türk asrına yakışır bir eseri milli bütçeden temin ederek Artvin’imize, Yusufeli’mize kazandırdık. Her aşaması kayıt altına alınarak belgesel haline getirilen Barajımızın hikayesi bu akşam TRT ekranlarında yayınlanacak. Projelendirmesinden yapımına kadar tamamı yerli ve milli tasarım ile projelendirilmesi ve üretilmesi ile ortaya çıkan bu eserin gururu tüm milletimize aittir. Böylesine devasa bir eserin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen bakanlarımızı, bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, müteahhitlerimizi, mühendislerimizi ve işçilerimizi canı gönülden kutluyorum.
“Önümüzdeki yıl toplam tünel uzunluğumuz 720 kilometreye ulaşacak”
Son 20 yılda ülkemize kazandırdığımız iş ve hizmetlerle asırlık eksiklikleri tamamlamanın yanı sıra ülkemizi daha büyük hedefler hedeflediğimiz bir geleceğe hazırladık. Dikkat ederseniz hemen hemen her konuşmamda 2002 Türkiye’si ile günümüz Türkiye’si arasında rakamlarla ve örneklerle karşılaştırmalar yapmaya ayrı bir önem veririm.
Eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaşımdan enerjiye, tarımdan spora, şehircilikten sosyal desteğe uzanan karşılaştırmalı anlatım kimilerine sıkıcı gelebilir ama işte size bir örnek. Bu ülkenin ilk 80 yılında sahip olabileceği toplam tünel uzunluğu 50 kilometre idi. Bugün sadece Yusufeli ilçemizin yeni yerleşimi için yaptığımız tünellerin uzunluğu 62 kilometreyi buluyor. Fark o kadar bariz ki. İnşallah seneye toplam tünel uzunluğumuz 720 kilometreye ulaşacak. Hangi alana bakarsanız bakın, benzer seviyelerde artışlar göreceksiniz.
“Hangi tuzakların kurulduğunu en iyi siz bilirsiniz”
Peki bunca yatırımı, bunca çabayı, bunca emeği neden içine koyduk? Seni seviyoruz. Bu milleti seviyoruz… Bu milleti seviyoruz. Biz bu ülke için, bu millet için varız. Türkiye için, Türkiye sevdalısı olarak bu yolda yürüdük ve yürüyoruz. Üstelik sadece altyapı ile de kalmadık. Biz de demokrasimizi, hak ve özgürlüklerimizi geliştirmek için destansı bir mücadele yürüttük. Ancak bundan önceki 80 yılda hep yaptığımız gibi günlerimizi, aylarımızı, yıllarımızı sadece siyasi polemiklerle, çekişmelerle, sohbetlerle geçirebilir, risk almadan hayatımızı sürdürebilirdik. Aksine ülkemizin demokrasi ve kalkınma hamlelerinde önümüze hangi engellerin konulduğunu, hangi tuzakların kurulduğunu en iyi siz bilirsiniz.
“Türkiye küresel düzeyde söz sahibi konuma geldi”
2023 hedefleri vaadiyle milletimizin karşısına çıkarken birileri kendileriyle alay edip alaya aldılar. Aradan geçen yıllarda birileri sürekli enerjimizi ve zamanımızı boşa harcamaya çalışsa da Türkiye bölgesel liderliği geride bırakarak dünya lideri konumuna geldi. Çeyrek asır önce hayal bile edemediğimiz demokrasi ve kalkınma standartları, bugün günlük hayatımızın doğal bir parçası. Dünyanın gündeminde sadece krizler ve bunların getirdiği ekonomik, toplumsal ve siyasi sorunlar var. Öte yandan ülkemizde yatırımların, üretimin, istihdamın, turizmin ve ihracatın olumlu yönde artmasından bahsediyoruz.
Türkiye artık bırakın kendi bünyesinde gelişenleri, küresel dalgalanmalar karşısında dahi dimdik ayakta durabilecek bir altyapıya sahip. Gittiğimiz ülkelerde ülkemizin bu başarıyı nasıl elde ettiği soruluyor. Her ne kadar muhataplarımıza diplomatik cevaplar versek de bu başarıyı milletimizle bir olmaya, büyük olmaya, diri olmaya, kardeş olmaya, birlikte Türkiye olmaya borçlu olduğumuzu biliyoruz.
“Türk asrının önünü tamamen açacağız”
Bir süredir birlik ve beraberliğimizi daha doğrudan hedef almalarının nedeni budur. Şimdi soruyorum. Biz bir miyiz? Biz büyük müyüz? Yaşıyor muyuz? Biz kardeş miyiz? Türkiye’de hep birlikte miyiz? Mesele bu. Sindiremedikleri şey bu. Hatta son 20 yıldır vesayetle, terörle, darbeyle, ekonomik tetikçilikle, toplum ve siyaset mühendisliği çabalarıyla bunu defalarca denediler. Neyse ki, her seferinde başarısız oldular. Bu sefer başaramayacaklar. Çünkü artık tarihiyle barışık, toplumuyla barışık, siyasi ve ekonomik gücünün farkında, bölgesinde sesi duyulan, dünyada saygınlığı olan bir Türkiye var. Şimdi hep birlikte ülkemizi bir adım öteye taşıyarak yeni bir dönemin kapılarını aralamanın eşiğindeyiz. Buna hazır mıyız? Allah’ın izniyle bu süreci olaysız geride bıraktığımızda çocuklarımıza gönülden huzur bırakacağımız Türk asrının da önünü açmış olacağız.
Teknoloji ve markalaşma alanında Yusufeli Barajı’nı altyapıda Türk yüzyılına girmenin sembol projeleri olarak görüyorum.
Bu alçak saldırıya terör örgütünün hedeflerini yerle bir ederek karşılık verdik.
Değerli kardeşlerim, elbette biz bu kutlu mücadeleyi verirken, büyük ve güçlü bir Türkiye’nin inşasını engelleme çabaları da her geçen gün yeni tezahürleriyle kesintisiz devam ediyor. Aslında bu topraklar yüzyıllardır terör eylemleri kisvesi altında ihanete maruz kalmıştır. Balkanlardan Kafkasya’ya kadar geniş bir coğrafyada örnekleri görülen bu ihanetlerin bedelini belki de ödedik. Asırlardır kimsenin bu ülkeye ve bu millete ihanet edip sonra refaha ermediği bir gerçektir. Hala kapatılmamış hesaplar olabilir ama bunların da görüleceği günler mutlaka gelecektir.
Geçen hafta İstanbul’da meydana gelen bombalı saldırıyı, bizimle cesurca yüzleşmeye cesaret edemeyenlerin bir korkaklık eylemi olarak görüyorum. Aralarında çocukların da bulunduğu 6 masum insanın hayatına mal olan bu alçak saldırıya, Irak’ın kuzeyinde ve Suriye’de terör örgütünün hedeflerini yerle bir ederek karşılık verdik.
“Bu kardeşlerimizin döktüğü bir damla kan bile boşa gitmeyecek”
Kendini en güvende hissettiği yerde başına düşen bombaları sindiremeyen terör örgütü, bu kez sınır bölgelerimizde sivil yapıları ve insanları hedef aldı. Bu vesileyle Karkamış’ta hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. 4 yaşında bir çocuk. 4 yaşındaki şehidimiz ve 22 yaşındaki hocamız vefat etmiştir. İnşallah bu kardeşlerimizin döktüğü bir damla kan bile boşa gitmez.
“Bu teröristleri kimin silahlandırdığını biliyoruz”
Ülkemiz sınırlarına ve vatandaşlarına yönelik saldırıların kaynakları bellidir. Bu bölgedeki her bir teröristin kimliğini, yerini ve sicilini biliyoruz. Aynı şekilde bu teröristleri kimin himaye ettiğini, silahlandırdığını ve cesaretlendirdiğini de çok iyi biliyoruz. Sabrımız çaresizliğimizden ya da beceriksizliğimizden değil, sabrımız hukuk devleti olarak diplomasiye gösterdiğimiz hassasiyetten, yaptığımız anlaşmalardan ve ülke olarak bize verilen sözlerden kaynaklanmaktadır. Burada Yusufeli’nden açıkça ilan ediyorum. Suriye sınırlarımızın güvenliği konusunda verdiğimiz her sözü, verdiğimiz her anlaşmayı yerine getirerek üzerimize düşeni yaptık. Harf oyunlarıyla terör örgütünün adını değiştirerek, kendi askerlerini teröristlerin yanındaymış gibi göstererek Türkiye’nin dikkatini dağıtacağını sananların artık yolun sonu gelmiştir.
.