Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cuma günü Berlin’i ziyaret etti. O ülkenin hükümetinin davetiyle Alman başkentine, Başkan Frank-Walter Steinmeier ve Şansölye Olaf Scholz ile yaptığı görüşme, ikili ekonomik ilişkiler, vize serbestleşme, düzensiz göç, geri kabul anlaşması, NATO, Avrupa Birliği ve Binbaşı ile ilişkiler Ortadoğu’daki gelişmeler.
Erdoğan’ın ziyaretinden bir gün önce TBMM’de iki önemli gelişme yaşandı: Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Plan ve Bütçe Komisyonu’na Türkiye’nin 40 Eurofighter Typhoon savaş uçağı almayı planladığını bildirmesi üzerine Dışişleri Komisyonu İsveç’in NATO’ya kabulüne ilişkin görüşmeyi erteledi. . Bakan özellikle İngiltere ve İspanya ile anlaşmaya varıldığını belirterek, bu ülkelerin Almanya’yı ikna etmeye çalıştıklarını da sözlerine ekledi.
Gezinin ilk planlandığı yerdeki olumlu atmosfer, Erdoğan’ın Avrupa Birliği ile yeni bir sayfa açılması çağrısı ve yakın zamanda genişleme sürecini yeniden başlatan bu örgütün AB-AB konusunda stratejik ve ileriye dönük bir rapor hazırlama girişiminden kaynaklandı. Türkiye ilişkileri.
Ancak Türk cumhurbaşkanı Almanya’nın başkentini ziyaret ederken, iki ülke İsrail’in Gazze’deki katliamı konusunda ciddi fikir ayrılıkları yaşadı. Hatta bazı gözlemciler, bir avuç Alman medya kuruluşunun hükümete Erdoğan’ın ziyaretini ertelemesi ya da en azından ortak basın toplantısı yapmaması ve gazetecilerden soru almaması yönünde çağrıda bulunurken, bunu “hassas” ve “tehditkarlık” olarak nitelendirdi. Açıkçası, tüm bu tavsiyeler Ankara’nın zemin kazandığını gösteriyordu.
Erdoğan’dan İsrail’e eleştiri
Türk hükümetinin Gazze ve Hamas’a yönelik politikasının yanı sıra Türkiye Cumhurbaşkanı’nın İsrail’e yönelik eleştirilerinden duydukları hayal kırıklığını dile getiren Alman gazeteleri, yine de Ankara’nın Berlin için “zor ama vazgeçilmez bir ortak” olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. Sonuçta Ukrayna savaşı ve İsrail-Filistin çatışması iki hükümeti farklılıklarını bir kenara bırakıp birlikte çalışmaya zorladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan beş yıllık bir dönem için yeniden seçilirken, Almanya’nın kırılgan koalisyon hükümetinin süresi iki yıl içinde dolacak. Son anketlere göre aşırı sağa karşı büyük yenilgiler yaşayan Şansölye Scholz, yerel izleyici kitlesini yönetmekte giderek daha fazla zorluk yaşayabilir.
Bu çerçevede Ankara ve Berlin, bu yılın sonunda 50 milyar avroyu (54,6 milyar dolar) aşacak olan ikili ticaretin yanı sıra yatırımlar, göç, vize serbestisi ve AB’nin güncellenmesi konularında olumlu adımlar atmayı amaçlıyor. -Türkiye Gümrük Birliği.
Erdoğan’ın gündemindeki diğer konular arasında askeri konular, Rusya, Ukrayna ve Filistin sorunu yer aldı.
Geçen haftaki ziyaret öncesinde Alman medyası sert ifadelerle Türk lideri hedef alarak kriz yaratmayı kendine görev edinmişti. Erdoğan, Steinmeier ve Scholz ile yaptığı görüşmelerde İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarının durdurulması gerektiğini söyleyerek iki devletli çözümün önemine dikkat çekti.
Nitekim Almanya Başbakanı, konuğuna Türkiye’nin tahıl anlaşmasındaki yapıcı rolünden dolayı teşekkür etti. Erdoğan, Batı’yı ve Almanya’nın İsrail-Filistin çatışmasına yönelik tutumunu eleştirmeden önce Steinmeier ve Scholz’a misafirperverliklerinden dolayı teşekkür etti: “İsrail ile Filistin arasındaki savaşa suçluluk duygusuyla bakmamak gerekiyor. İsrail’e borcumuz yok. Ama borçlu olanlar özgürce konuşamazlar.”
Berlin’de İsrail’e yönelik geçmişteki eleştirilerini yineleyen Türkiye cumhurbaşkanı, 13 bin Filistinlinin hayatını kaybettiğini, Gazze’nin neredeyse yok olduğunu kaydetti. İsrail’in nükleer silahlara erişimini hatırlatarak, ibadet evlerini, kiliseleri ve hastaneleri hedeflemenin ve çocukları öldürmenin Tevrat ve insan haklarının ihlalini temsil ettiği konusunda ısrar etti. Erdoğan, ateşkes, insani yardım ve rehinelerin serbest bırakılması için Alman devlet adamlarıyla birlikte çalışma teklifinde bulunmadan önce, ülkesinin Batı’nın aksine İsrail’e Holokost konusunda borcu olmadığını vurguladı.
Son olarak bir Alman muhabire yanıt veren Türkiye cumhurbaşkanı, İsrail’in binlerce Filistinliyi öldürmesinden veya hastaneleri ve ibadethaneleri hedef almasından neden rahatsız olmadıklarını sordu. Erdoğan, Türkiye’nin Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının satışıyla tehdit edilmeyeceğini de belirtti.