CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 12 Eylül darbe döneminde hayatını kaybeden gazeteci İlhan Erdost’u anma etkinliğine katıldı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, Esenyurt’a kayyum atanmasının ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne de kayyum atanacağına dair iddialara değindi. Özel, “Esenyurt’ta kayyum atamak mahkeme ile halkı yok saymaktır. Şimdi de Ankara ile ilgili bu tür girişimlerde bulunuyorlar. Saray’dan bazı kişilerin, ‘Ankara Büyükşehir’i araştırın, bu işlere karıştırın’ şeklinde bir yaklaşım sergilediklerini duyuyorum. Bu konuda MİT Başkanı’ndan en kısa sürede bilgi bekliyorum.” dedi. Özel, “İçişleri Bakanlığı, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan hakkında bir konuşması nedeniyle soruşturma açtı. Bu konuda bir açıklama alabilir miyiz?” sorusuna şu şekilde yanıt verdi: “Dün de söyledim, Sayın Bakırhan’ın görüşlerine katılmıyorum. Ancak, bu görüşlere karşı çıkmak ve bunu dile getirmek hakkıdır. Bir siyasi partinin genel başkanına ifadeleri nedeniyle soruşturma açmak ve ardından dokunulmazlık tartışmalarına yol açmak, ülkeyi bu şekilde yönetmenin Türkiye’yi ne hale getirdiğini göstermektedir. Tartışılan ifadelerle ilgili benim hiçbir mutabakatım yoktur ve bunlara en sert şekilde karşı çıkıyorum. O gün ben otobüsün üzerinde bulunduğumda bu ifadelerden haberim yoktu. Benden önce birisi konuşmuştu. Eğer haberdar olsaydım, orası Ahmet Türk’le dayanışma alanıydı. Ömer Çelik’in, Devlet Bahçeli’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuya dair söyleyecek sözleri yok mu? Güçlerini yargıyla mı yoksa baskılarla mı sağlıyorlar? Bu duruma temel bir itirazım var.” Özel, “Esenyurt Belediyesi’nde kayyum atamalarının diğer belediyelere de yayılacağına yönelik iddialar var. Özellikle Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne dair sosyal medyada çeşitli spekülasyonlar dolaşıyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?” sorusuna ise şöyle cevap verdi: “Soruşturmanın başladığı gün kayyum atamak, mahkemeyi ve halkı hiçe saymaktır. Bu çok yanlış bir yaklaşımdır. Hatta Melih Gökçek’in troll hesapları ve bazı operasyonel kişilerin, önceki hafta da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız üzerine yoğunlaşan bir baskısı olmuştu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız hakkında geçmişteki bir soruşturmayı yeniden açmak ve belirli hususları araştırmakta bir yandan da MİT’e verilmiş bir talimat var… ‘Aman dikkat edin, bir şeyler bulun; mümkünse ilişkilendirmeler yapalım’ deniyor. Bu tür girişimlere girmemelidirler. Takipteyiz. Bu arada MİT Başkanına daha önce bir yazı iletmiştim. AK Parti Genel Merkezi’nde bir sunum yapmışlardı. “Ne sundunuz? Onların bilmesi gereken ama bizim bilmediğimiz ne var? Eğer AK Parti’nin FETÖ meselesinde kendi bilmesi gereken zafiyetleri varsa, bunu belirtin; yok, istihbaratla ilgili bir bilgi varsa, ülkenin ikinci büyük partisiyle neden paylaşılmıyor?” şeklinde bir talepte bulundum. MİT Başkanı da 29 Ekim törenlerinde yazımı aldığını ve hızlı bir dönüş yapacağını belirtmişti. O geri dönüşü bekliyorum. Ayrıca MİT’in hiyerarşisi içinde böyle bir durumun olmasını olası görmüyorum ama Saray’dan gelen ‘Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni karıştırın’ şeklinde bir yaklaşım olduğunu duydum. Bu konuda MİT Başkanı’nın duyarlılık göstererek, hem partimi hem de bilgilendirilmesi gereken tüm siyasi partileri bilgilendirmesini bekliyorum.” Özgür Özel, “Dilruba Kayserilioğlu hakkında söyledikleriniz olmuştu. Onun protokolde yer almasını yanlış bulduğunuzu belirttiniz. Bu konudaki görüşmelerden sonra Kayserilioğlu’ndan gelen yalanlamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Aslında yalanlama değil, doğrulama gibi bir şey. Ben ‘Dilruba burada’ demedim. İzmir’de organizasyonu düzenleyen arkadaşlarımız Dilruba’yı ziyaret ettiğimiz gün yanımdaki koltuğa getirdiler, o yüzden yanlış bir görüntü oluştu. Eğer Dilruba’dan bir düzeltme gelseydi, bu sorun olmazdı. İçeride kaydettiğimiz itirazlar oldu, çok yakında serbest kalacaksın; belki söylediklerini net ifade edemedin, bazıları üzüldü, kalpleri kırıldıysa ‘ifadelerin daha dikkatli olmalıdır’ demiştim. Ancak Dilruba’nın programda ne kadarını duyduğu veya izlediği ve yalanladığı şeyler beni doğruluyor. Ben zaten onun kendi gönlünden gelerek geldiğini söylemedim. Dilruba’nın söz söyleme özgürlüğüne sahip çıktım. Onun tutukluluğuna itiraz ettim ama protokolde yanımda oturması imza atmışım gibi algılanıyor.” Özel, “Süleyman Soylu’nun, İçişleri Bakanı olduğu dönemde CHP’ye yönelik olarak ‘CHP’ye oy verirseniz Apo’yu serbest bırakacaklar’ demişti. Hafta sonu yaptığı bir röportajda Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadelerine ‘Bahçeli’nin ortaya koyduğu son çıkış, Türkiye’nin önüne konulmuş büyük bir fırsattır, samimidir’ dedi. Bu açıklamalarınızı nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Süleyman Soylu tam olarak budur. Süleyman Soylu, siyasi bir bukalemundur. Geçmişte Erdoğan’a neler söylemişti, yanına çağırdığında hemen koşarak gitti. Erdoğan’ı en çok destekleyen de oydu. Çözüm süreci hakkında önce olumlu görüşleri varken, daha sonra o sürecin sona ermesinin hemen ardından en sert ve hak ihlalleriyle dolu uygulamaları savunan kişilerden biri oldu. Seçim dönemlerinde de ‘Ankara’yı Mansur Yavaş kazanırsa su faturalarını DHKP-C’liler dağıtacak’ diyordu. ‘İstanbul’u Ekrem İmamoğlu kazanırsa İSPARK’ı PKK’ye verecekler’ diyordu. En son seçimde de, ‘Eğer CHP iktidara gelirse, Apo’yu serbest bırakma planları var’ dedi. Bugün kimlerin söz verdiğini net görüyoruz. Sayın Bahçeli’nin sözlerini şimdi de Süleyman Soylu dile getiriyor. Soylu, siyasi bukalemundur. Bu duruma şaşıracak bir şey yok. Hayvanat bahçesinde gezerken atın renginin değiştiğini görürseniz şaşırırsınız ama bukalemunların renk değiştirmesine kimse niçin şaşırmalıdır ki?
Oyuncu Şoray Uzun, HGS sisteminde yaşanan bir hata nedeniyle mağduriyetini dile getirdi. Uzun, HGS hesabına yüklediği miktarın yeterli olmasına rağmen, geçiş ücretinin yeniden çekildiğini ve bu nedenle ceza...
Devamını Oku..