DEM Parti’den Sağlık Bakanlığı önünde yapılan açıklama
DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, yenidoğan bebek ölümleri ve hastanelerdeki uygunsuzluklarla ilgili Sağlık Bakanlığı önünde basın toplantısı gerçekleştirdi. Koçyiğit, DEM Parti Hukuk Komisyonu’nun Sağlık Bakanlığı’nda ihmali bulunan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunduğunu aktardı ve sürecin yakından takip edileceğini söyledi. Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı: “Tam olarak piyasacı anlayışın bir sonucu olarak hastayı müşteri, insanı ise bir meta gibi gören bir zihniyetle şu an itibarıyla bildiğimiz kadarıyla 12 bebek hayatını kaybetti. Bunun nedenini birilerin para kazanma isteğine bağlıyoruz.
‘BAKAN MEMİŞOĞLU BU KATLİAMDAN SORUMLUDUR’ AKP hükümeti, 12 bebeğin ölümünden sorumludur. Sağlık Bakanı bu katliamdaki sorumluluğunu üstlenmelidir. Kemal Memişoğlu, yaşanan bu olaydan sorumludur ve derhal istifa etmesi gerekmektedir. Sağlık Bakanı, “Bu süreci çok iyi yürüttük” derken, kendisinin il sağlık müdürü olduğu dönemde, kendi ilinde 10 hastanenin bir suç örgütüne bağlandığı ve eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun hastanesinin de içinde bulunduğu bir çete yapılanmasının var olduğuna dikkat çekti. Sağlık Bakanı, olayı CİMER’e yapılan bir ihbar sonucu öğrendiğini belirterek bunu bir başarı olarak değerlendirmiştir.
‘DENETLEMEYEN İL SAĞLIK MÜDÜRÜ SORUMLUDUR’ İl sağlık müdürü olarak, İstanbul gibi büyük bir şehirde 10’dan fazla hastanenin sağlıklı bebekleri yoğun bakım ünitesine alarak orada ölümlerine göz yumması durumunu nasıl denetlemediniz? Tüm özel hastanelerin denetimsizliği bir sorun değil midir? Kamu kaynaklarını talan eden ve yeni doğan bebeklerin hayatını hiçe sayan bu çeteye karşı neden bir soruşturma başlatmadınız, zamanında bu durumu tespit etmediniz? Unutmayın ki bu işin arkasında siyasilerin de parmakları var.
‘KAPATILAN HASTANELER KAMULAŞTIRILMALI’ Sağlık Bakanı, “9 hastanenin ruhsatını iptal ettik” dedi. Peki, bu süreçte hiçbir suçu olmayan 9 hastanede görev yapan sağlık çalışanlarına ne olacak? Onların durumu bu bakanlığı interess etmiyor. Yapılması gereken tüm hastanelerin kamulaştırılmasıdır; ama öncelikle ruhsatı iptal edilen hastanelerin kamulaştırılması gerekmektedir ki orada çalışan sağlık emekçileri mağdur olmasın. Sağlık Bakanı ve İstanbul İl Sağlık Müdürü başta olmak üzere, bu hastanelerin bulunduğu ilçelerin sağlık müdürleri ve süreci denetleyen tüm bürokratik yapının görevden alınması elzemdir.
‘HASTANE SAHİBİ BAKANLAR BU TALANIN PARÇASI’ Sezai Temelli ise şu açıklamalarda bulundu: “Bu Bakan, önceki Bakanlar kimdir ki, hepsinin hastanesi var. Hastane sahibi olan bakanlar bu siyasi talanın bir parçası haline geldiler. Tıpkı okul sahibi olan bakanlar gibi. Evet, bu bir çeteleşme ama bunun ötesinde organ nakli ve ilaç sektöründe neler olduğunu da sorgulamak lazım. Sağlığın her alanında çeteleşme ve talan düzeninin olduğu bir gerçektir ve bunun üzerine gitmemiz gerekiyor.”