İsrail, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından bu yana ısrarla Filistin’i hedef alıyor. Gazze Sağlık Bakanlığı’nın son raporuna göre İsrail’in saldırılarında ölen sivillerin sayısı 16 bine yaklaşıyor. İkinci ayına giren bu saldırılarda hayatını kaybeden çocukların sayısı endişe verici bir rakam olan 6 bini aştı. Şüphesiz bu bir rekordur(!).
Buna karşılık, UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell’ın açıkladığı gibi, iki yıl süren Rusya-Ukrayna savaşında hayatını kaybeden çocukların sayısı 500’ün üzerine çıktı.
Russell, Gazze’ye yaptığı son ziyaretin ardından sert bir şekilde şunları söyledi: “Gazze bir kez daha bir çocuğun var olması için en tehlikeli yer.”
Ancak İsrail’in rekor kıran eylemleri bu trajik ölümün ötesine geçiyor.
Gazze’de hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısı 281’e ulaştı. Daha var mı?
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’ndan (UNRWA) yapılan açıklamada, İsrail’in 104 BM personelinin hayatını kaybettiği açıklandı. Bu, tarihindeki bir çatışmada öldürülen en yüksek BM yardım çalışanı sayısına işaret ediyor.
İsrail öldürüyor Günde 1 gazeteci
Kendi savaş suçlarını ve soykırıma varan eylemlerini aydınlatmaya çalışan uluslararası dokunulmazlığa sahip gazetecileri öldürmekten çekinmeyen İsrail, endişe verici bir istatistikle de ön sıralarda yer alıyor.
Durum hızla tırmanıyor ve küresel ölçekte gazetecilere ve ifade özgürlüğüne ciddi tehlikeler oluşturuyor.
Gazze Medya Ofisi’nin haberine göre sadece 55 günde 73 medya çalışanı hayatını kaybetti. Bu acı gerçek, İsrail’in hem Filistin’de hem de Lübnan’da her gün en az bir gazetecinin öldürülmesinden sorumlu olduğunu gösteriyor.
Basın özgürlüğünü savunan Washington merkezli bir kuruluş olan Özgürlük Forumu’ndan elde edilen veriler, üzücü bir karşılaştırmayı ortaya koyuyor: İsrail tarafından yaklaşık iki ayda öldürülen medya çalışanlarının sayısı, altı yıllık süre boyunca öldürülen gazetecilerin toplam sayısını aşıyor (69) Dünya Savaşı’nın.
20 yıl süren Vietnam Savaşı’nda (1955-1975) 63 gazeteci, üç yıl süren Kore Savaşı’nda (1950-1953) ise 17 medya çalışanı hayatını kaybetti.
Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi’ne (CPJ) göre, Rusya ile Ukrayna arasında Şubat 2022’de başlayan ve yaklaşık iki yıldır devam eden savaşta şu ana kadar toplam 17 gazeteci hayatını kaybetti.
Gazze’de mesele sadece cinayet değil. Bölgedeki gazeteciler İsrail tarafından tutuklanma, sansür, aile bireylerinin öldürülmesi gibi korkunç olaylarla karşı karşıya kalıyor.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), İsrail’in Filistin’deki şiddeti nedeniyle gazetecilere karşı işlenen savaş suçlarının soruşturulması için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICC) şikayette bulunduğunu duyurdu. İsrail ICC’ye taraf olmasa da yaptırımlardan muaf değil.
Ancak meslektaşım Cemal Kaşıkçı vahşice öldürüldüğünde aylarca kapsamlı tartışmalar yaptık. Ancak ABD ve Avrupa’da ana akım medya, onlarca gazetecinin pervasızca öldürülmesine artık göz yumuyor. Küresel gazetecilik örgütleri, sansürü savunan İsrail lobisinden gelen tehditleri rahatlıkla görmezden geliyor. Bu tehditleri cesurca ortadan kaldıran Elon Musk’un eski adıyla Twitter X’i hariç, sosyal medya platformlarının performansı da farklı değil.
Bunun nedeni reklam verenlerin ve sahiplerinin tanınmış olmasıdır.
Emin olun, bugünün “beyaz medya” tarihinde kasvetli bir kayıt tutan utanmazlığı, ikiyüzlülüğü ve otosansürü yarın çok geçmeden yeniden su yüzüne çıkacak ve bize bir kez daha basın ve ifade özgürlüğü konusunda ders verecek.
Ancak hepsi boşuna. İster Kovid-19 salgını sırasında, ister ABD seçimleri, ister Rusya-Ukrayna Savaşı sırasında, mesleğin evrensel ilkelerini hiçe sayarak itibarlarını zaten zedelemişlerdi. Gazze sınavında cılız bir “fakat 7 Ekim” diyerek mazur gösterdikleri her ölen gazeteci tabuta çakılan bir çivi daha oluyor.
İsrail, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından bu yana ısrarla Filistin’i hedef alıyor. Gazze Sağlık Bakanlığı’nın son raporuna göre İsrail’in saldırılarında ölen sivillerin sayısı 16 bine yaklaşıyor. İkinci ayına giren bu saldırılarda hayatını kaybeden çocukların sayısı endişe verici bir rakam olan 6 bini aştı. Şüphesiz bu bir rekordur(!).
Buna karşılık, UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell’ın açıkladığı gibi, iki yıl süren Rusya-Ukrayna savaşında hayatını kaybeden çocukların sayısı 500’ün üzerine çıktı.
Russell, Gazze’ye yaptığı son ziyaretin ardından sert bir şekilde şunları söyledi: “Gazze bir kez daha bir çocuğun var olması için en tehlikeli yer.”
Ancak İsrail’in rekor kıran eylemleri bu trajik ölümün ötesine geçiyor.
Gazze’de hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısı 281’e ulaştı. Daha var mı?
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’ndan (UNRWA) yapılan açıklamada, İsrail’in 104 BM personelinin hayatını kaybettiği açıklandı. Bu, tarihindeki bir çatışmada öldürülen en yüksek BM yardım çalışanı sayısına işaret ediyor.
İsrail öldürüyor Günde 1 gazeteci
Kendi savaş suçlarını ve soykırıma varan eylemlerini aydınlatmaya çalışan uluslararası dokunulmazlığa sahip gazetecileri öldürmekten çekinmeyen İsrail, endişe verici bir istatistikle de ön sıralarda yer alıyor.
Durum hızla tırmanıyor ve küresel ölçekte gazetecilere ve ifade özgürlüğüne ciddi tehlikeler oluşturuyor.
Gazze Medya Ofisi’nin haberine göre sadece 55 günde 73 medya çalışanı hayatını kaybetti. Bu acı gerçek, İsrail’in hem Filistin’de hem de Lübnan’da her gün en az bir gazetecinin öldürülmesinden sorumlu olduğunu gösteriyor.
Basın özgürlüğünü savunan Washington merkezli bir kuruluş olan Özgürlük Forumu’ndan elde edilen veriler, üzücü bir karşılaştırmayı ortaya koyuyor: İsrail tarafından yaklaşık iki ayda öldürülen medya çalışanlarının sayısı, altı yıllık süre boyunca öldürülen gazetecilerin toplam sayısını aşıyor (69) Dünya Savaşı’nın.
20 yıl süren Vietnam Savaşı’nda (1955-1975) 63 gazeteci, üç yıl süren Kore Savaşı’nda (1950-1953) ise 17 medya çalışanı hayatını kaybetti.
Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi’ne (CPJ) göre, Rusya ile Ukrayna arasında Şubat 2022’de başlayan ve yaklaşık iki yıldır devam eden savaşta şu ana kadar toplam 17 gazeteci hayatını kaybetti.
Gazze’de mesele sadece cinayet değil. Bölgedeki gazeteciler İsrail tarafından tutuklanma, sansür, aile bireylerinin öldürülmesi gibi korkunç olaylarla karşı karşıya kalıyor.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), İsrail’in Filistin’deki şiddeti nedeniyle gazetecilere karşı işlenen savaş suçlarının soruşturulması için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICC) şikayette bulunduğunu duyurdu. İsrail ICC’ye taraf olmasa da yaptırımlardan muaf değil.
Ancak meslektaşım Cemal Kaşıkçı vahşice öldürüldüğünde aylarca kapsamlı tartışmalar yaptık. Ancak ABD ve Avrupa’da ana akım medya, onlarca gazetecinin pervasızca öldürülmesine artık göz yumuyor. Küresel gazetecilik örgütleri, sansürü savunan İsrail lobisinden gelen tehditleri rahatlıkla görmezden geliyor. Bu tehditleri cesurca ortadan kaldıran Elon Musk’un eski adıyla Twitter X’i hariç, sosyal medya platformlarının performansı da farklı değil.
Bunun nedeni reklam verenlerin ve sahiplerinin tanınmış olmasıdır.
Emin olun, bugünün “beyaz medya” tarihinde kasvetli bir kayıt tutan utanmazlığı, ikiyüzlülüğü ve otosansürü yarın çok geçmeden yeniden su yüzüne çıkacak ve bize bir kez daha basın ve ifade özgürlüğü konusunda ders verecek.
Ancak hepsi boşuna. İster Kovid-19 salgını sırasında, ister ABD seçimleri, ister Rusya-Ukrayna Savaşı sırasında, mesleğin evrensel ilkelerini hiçe sayarak itibarlarını zaten zedelemişlerdi. Gazze sınavında cılız bir “fakat 7 Ekim” diyerek mazur gösterdikleri her ölen gazeteci tabuta çakılan bir çivi daha oluyor.