Başlık: Suriye’nin Alevi Nüfusunun Yoğun Olduğu Lazkiye’de Korku ve Belirsizlik Egemen
Kaynak: Darren Conway / BBC Yazan: Quentin Sommerville Unvan: BBC News Bildirdiği Yer: Lazkiye, Suriye Tarih: 17 Aralık 2024
Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütünün, Esad yönetimini devirerek başkent Şam ve diğer şehirlerde kontrol sağlaması, ülkenin batısında Alevi nüfusun yoğun olarak yaşadığı Lazkiye’de korku ve belirsizliğin yayılmasına neden oldu. BBC muhabiri Quentin Sommerville, Lazkiye’den izlenimlerini paylaşıyor.
Lazkiye’deki Alevi topluluğundan Nur (ismi değiştirilmiştir), evinin bahçesinde titreyerek beklemekte. Ancak bu titremesi soğuk hava kaynaklı değil, yaşadığı korku. Nur, HTŞ üyesi olan kolluk gücüne olaylarını anlatıyor ve şikayette bulunuyor. Konuşmaya başladığında gözyaşlarına boğuluyor. Üç gün önce akşam saat 9 civarında, silahlı bireyler siyah bir kamyonetten inerek Nur ve ailesinin yaşadığı eve geliyor. Çocuklarıyla birlikte evde pijamayla bulunan aile, evden zorla çıkarılıyor. Bu grubun lideri, ailesini de getirerek Nur’un evinde yaşamaya başlıyor. Aleviler, Suriye nüfusunun yaklaşık %10’unu oluşturmaktadır. Lazkiye, Hatay’ın güneyinde yer alan Alevilere özgü kentlerden biridir.
Haberin devamında, Esad’ın yönetiminin sona ermesinin ardından birçok şehirde olduğu gibi burada da farklı isyancı grupların yönetim boşluğunu doldurmak üzere harekete geçtiği bildirilmektedir. El-Kaide’den ayrılan İslamcı bir grup olan HTŞ, tüm mezheplere saygı göstereceğini söylese de, Lazkiye’deki Aleviler arasında bir korku ortamı hâkim.
Bazı Lazkiyeliler, iktidarın değiştiği günlerden beri evlerinden dahi çıkmamış durumda. Eski rejimi desteklemiş oldukları için hesaplaşma korkusu taşıyanlar var. Nur, HTŞ’nin bölgedeki güvenlikten sorumlu komutanı Abu Ayoub’a, apartmanının önündeki güvenlik kamerasına kaydedilen görüntüleri gösteriyor. Bu görüntülerde, sakallı bir grup savaşçı, kapıyı zorla açmaya çalışıyor. Nur, bu kişilerin HTŞ üyesi olmadığını, Halep’in kuzeyinden gelen farklı bir isyancı gruba mensup olduklarını belirtiyor. Yaşadıklarını HTŞ üyelerine şöyle anlatıyor: “Kapıyı kırdılar. Kapıda 10 militan vardı, 16 kişi de aşağıda üç araçla bekliyordu.”
Devlet düşmanı olarak görülen HTŞ üyeleri, şimdi sokaklarda asayişi sağlama görevini üstlenmiş durumda. Nur, HTŞ’ye şikayette bulunan Lazkiyelilerden yalnızca birisi. Daha önce askeri istihbarat merkezi olarak kullanılan bir bina, şu an yeni güvenlik karakolu haline gelmiş. Beşar Esad’ın parçalanmış fotoğrafları hala etrafta görünürken, başka bir adam, yaşadıklarını paylaşmak için sıraya giriyor. Yüzü morarmış, kaburgalarında kırıklar var ve tişörtü yırtık ve kan içinde. İdlib’den gelen bir grup tarafından evine zorla girildiğini aktarıyor. Adam, “Bazıları sivil giyimliydi, bazıları askeri kıyafet giymiş ve maskeli olarak gelmişti. Kızıma vuruldu, oğlumun başına silah dayadılar. Paramızı çaldılar, altınlarımızı aldılar,” diyor. Burada herkes, birçok silahlı grubun şiddet uyguladığından söz etmekte. Adamın oğlunun yönlendirmesiyle HTŞ güvenlik güçleri, şehrin yoksul bir mahallesine gidiyor ve iki ‘şüpheliyi’ yakalayıp onları sorgulamak üzere karakola götürüyor. Bir başka ihbar alıyorlar ve yeniden yola çıkıyorlar. Bir gaz dolum istasyonundaki kavgadan dövüldüğünü söyleyen adam, silahlı üç kişinin bulunması için ihbarda bulunuyor. Şehrin yoğun bölgelerinden birinde HTŞ’li elemanların hızlı bir şekilde hareket ettiğini gözlemliyoruz. Bir şüpheliyi yakalayan HTŞ üyeleri, gelmeden önce bu kişinin mahalledekiler tarafından da dövüldüğünü fark ediyorlar.
Balkona çıkan iki kadın bu kişinin “Şebbiha” olduğunu haykırıyor. Şebbiha, Suriye ordusuyla işbirliği yapan ve Esad yanlısı milisler için kullanılan genel bir terim. Şebbiha’nın Esad yönetiminin “kirli işlerini” yürütmek için oluşturulmuş gizli bir milis gücü olduğu düşünülmektedir. Yakalanan kişi de bu milislere ait olmakla suçlanıyor. HTŞ komutanı Abu Ayoub, şehirdeki durumun “karmaşık” olduğunu kabul ediyor. Nur’a dönerek, “Biz şimdi buradayız, ordu çekildiğinde burada değildik, Şam’daydık. Sonra buraya gelebildik. Evinize gelenler haydut, onları çıkartacağız. Eşyalarınızı geri alacaksınız. Sözümüz söz,” diyor ve ekibiyle olay yerinden uzaklaşıyor.
Lazkiye, isyancıların kontrolüne geçtikten sonra, farklı mezheplerden kişi ve bireyler Esad yönetiminin düşüşünü kutlamak için sokaklara döküldü. Beşar Esad’ın babası, ülkeyi 2000 yılından önce uzun yıllar yöneten Hafız Esad’ın heykelini yıkarak, isyancıların bayraklarını salladı. İsyancıların bir kısmı, mezhepler arasındaki farklılıkları bir kenara bırakarak birlikte yaşama mesajı vermeye çalışıyor fakat önceki rejimin sık sık dile getirilen, “iktidar kaybedilirse Alevilerin katledilebileceği” düşüncesinin etkisi hâlâ hissediliyor.
Yeni Suriye bayrağı, isyancıların kırmızı yıldızlarla bezeli üç yıldızlı bayrağı, kentte dükkanlarda ve balkonlarda dalgalanırken, Alevi mahallelerinin sakinleri bu konvoyları sessizce izliyor. Bu mahallelerde yeni bayrağa dair görüntüye daha az rastlanıyor. HTŞ güvenlik görevlilerinden 28 yaşındaki Azal el-Ali, baskıcı bir rejimden sonra insanların güvenini kazanmanın zaman alacağını belirtiyor: “Güvenlik güçlerine şikayetlerinde bulunanların arasında Sünni ve Alevi olanlar mevcut. Biz, ayrım yapmıyoruz. Eski rejimin bu insanlara bıraktığı aşırı yoksulluk, buradaki karmaşanın esas sebebi.” HTŞ üyesi ayrıca, Alevilerin de bir zamanlar önceki rejimin kurbanı olduğunu savunuyor.
Son olarak, bir kez daha beş HTŞ militanıyla Nur’un evine doğru ilerliyorlar. Kapıyı çalıyorlar ancak içerideki bir kadın kapıyı açmayı reddediyor. Kadın ikna ediliyor ve kapı açıldığında, kadının ve ailesinin evden ayrılması isteniyor. Evin gerçek sahibi Nur içeri giriyor ve bazı kıyafetler ile kızının ders kitaplarını alıyor. İçeride bulunan isyancılara ait silah ve cephane ele geçiriliyor. Nur, HTŞ’ye şikayet üzere gittiğinde korktuğunu fakat iyi davrandıklarını ifade ediyor. Ancak bu daireye geri dönmeyeceğini de ekliyor. Suriye için bir kâbus döneminin sona erdiğini, ancak Aleviler için yeni bir kâbusun başladığını dile getiriyor: “Artık bu evde yaşamam imkansız. Umudum var ama yakın gelecekle ilgili değil. Şu an cesaretim yok.”