Orijinal Başlık: Narin Güran cinayeti: Soruşturma sürecinde yaşananlar
Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de bir dere yatağında cansız bedeni bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran’la ilgili olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sona erdi. Başsavcılık, 12 sayfalık bir iddianameyi Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundu. İddianamede, tutuklu şüpheliler olan Narin’in amcası Salim, annesi Yüksel, ağabeyi Enes Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
Diyarbakır’da Narin Güran ile ilgili yürütülen soruşturmada arama çalışmaları devam etmekte. BBC Türkçe’ye açıklamada bulunan Diyarbakır Barosu Narin Güran Komisyonu üyesi avukat Mehdi Özdemir, olayın başlangıcındaki ihmaller nedeniyle delillerin kaybolduğunu, bu sebepten ötürü teknik raporların büyük önem taşıdığını belirtti. Narin Güran cinayeti ile ilgili soruşturma sürecinde neler yaşandı? Soruşturma kapsamında şimdiye kadar yaklaşık 250 kişinin ifadesi alındı. Şüphelilerin bazıları tutuklu, bazıları ise adli kontrol altında serbest bırakıldı. Aralarında Narin’in annesi Yüksel, ağabeyi Enes, amcaları Salim ve Fuat, kuzenleri Muhammet ile Birsen, yengeleri Maşallah ve Hediye gibi 12 kişi tutuklandı.
Adalet Bakanı Tunç, 14 Ekim’de yaptığı açıklamada, HTS (arama trafiği kayıtları) incelemeleri sayesinde önemli verilere ulaşıldığını söyledi. Baz istasyonu kayıtlarıyla kişilerin mevcut veya geçmişteki yerleri yaklaşık olarak tespit edilebiliyor. Özellikle birkaç kişinin aynı yerde buluşup buluşmadığını belirlemek için bu kayıtlar büyük önem arz ediyor. Tunç, “Özellikle daraltılmış baz çakışmalarında; kimin, hangi dakikada nerede olduğu belirlendi. Herkesin nerede olduğu baz kayıtlarında görülebilir” ifadelerini kullandı.
Kamera görüntüleri de soruşturma açısından kritik rol oynamakta. Bu görüntülerin Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nda (TÜBİTAK) incelendiğini belirten Adalet Bakanı, kaybolduğu gün evlerinin önüne yerleştirilen kameraların görüntülerinin detaylı şekilde değerlendirildiğini aktardı.
Güran’ın öldürülmesiyle alakalı olarak son haftalarda tamamlanan iki önemli Adli Tıp Kurumu raporu da dikkat çekiyor. Bu raporlardan biri, Narin Güran’ın, “ağız burun kapanması ve boyuna bası sonucu oksijensiz kalmasından” ötürü hayatını kaybettiğini ortaya koydu. Ayrıca raporda, Güran’ın cinsel istismara uğrayıp uğramadığı hakkında kesin bir değerlendirme yapılamadığına yer verildi. Diğer rapor ise Narin Güran’ın ağabeyinin kolundaki ısırığa yönelikti. Adli Tıp Kurumu, kimin tarafından ısırıldığının kesin olarak belirlenemediğini bildirdi.
Öte yandan, Narin’in otopsi sırasında alınan kemik ve kıkırdak doku örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda incelendikten sonra Diyarbakır’a gönderildi. Bu örnekler, Narin’in Tavşantepe Mahallesi Mezarlığı’ndaki kabrine konuldu. Yerel kaynaklar, Tavşantepe köyündeki güvenlik güçlerinin yoğunluğunun son günlerde azaldığını belirtmektedir.
Diyarbakır Barosu davaya müdahil oldu. Baro, şikayetçi olarak davaya eklenme talebinin kabul edildiğini açıkladı. Bu talep, “aile bireylerinin şüpheli konumda olması ve adaletin sağlanması” gerekçeleriyle yapılmıştı. Baro, Narin Güran’ın faillerinin adalet önünde hesap vermesi için hukuki mücadele vereceğini duyurdu.
Ancak cinayet sonrası geçen süreye rağmen faillerin hala belirlenmemiş olması eleştiri konusu oluyor. Avukat Mehdi Özdemir, özellikle soruşturmanın başındaki eksikliklere dikkat çekerek, “Kayıtlar gösteriyor ki tutuklu bulunan bazı kişiler delilleri karartma girişiminde bulundu” şeklinde yorum yaptı. Özdemir, olayın aydınlatılması için uzman kişilerin katkısının önemine vurgu yaptı.
Soruşturma sırasında bazı haberlerin gerçek dışı olduğu da anlaşılmıştır. Özellikle sosyal medyada yayılan bazı bilgiler, resmi dosyaya yansımamıştır. Örneğin, bir benzincinin çalışanı olduğunu öne süren bir kişi hakkında yapılan haberler sonradan yalanlanmıştır.
Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, 11 Ekim’de açıklamalarda bulunarak adli süreç arasında aceleci davranılmaması gerektiğini vurguladı. Yargı sürecini titizlikle yürütüyorduklarını belirten Bakan Tunç da iddianamenin hazırlanma sürecinin başladığını ifade etti.