İstanbul Koç Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, yakın zamanda, birincil amacı gıda zehirlenmesi olaylarını önlemek olan, paketlenmiş et ürünlerinin tazeliğini değerlendirmek için tasarlanmış son teknoloji ürünü bir sensörü tanıttı.
Kariyer geliştirme programları aracılığıyla Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’ndan (TÜBİTAK) önemli miktarda fon alan bu yenilikçi proje, küresel çapta tanınırlık kazandı ve dünyanın önde gelen bilimsel dergilerinden biri olan Nature’da yer aldı.
Bu girişimin kilit isimlerinden Emin İstif, şunları söyledi: “Projemiz iki kritik konuyu ele alıyor: Gıda israfı ve gıda kaynaklı hastalıklar. Dünya çapında her yıl yaklaşık 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor, bunun yaklaşık 80 milyon tonu da gıda israfı. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre gıda kaynaklı hastalıklar nedeniyle her yıl yaklaşık 400 bin kişi hayatını kaybediyor ve bunların yaklaşık üçte biri çocuklardan oluşuyor.”
Sensörün çalışması, bayatlamaya başlayan protein bazlı gıdalar tarafından yayılan biyolojik aminleri ve belirli gazları tespit etmek etrafında dönüyor. Sensör, bu göstergeleri ölçerek gıda ürününün tazeliğini doğru bir şekilde belirleyebilir.
İstif, sensörün etin çürümesinin erken aşamalarını, insan burnu tarafından fark edilmeden önce tespit edebildiğini ve bunun küresel ölçekte öncü bir konsept haline geldiğini vurguladı.
“Bu sensörün en önemli yönlerinden biri, bu alana tamamen yeni bir yaklaşım getirmesidir. Daha önce üzerinde çalışılan sensörlerden farklı olarak tüketiciler, akıllı telefonlarındaki mobil uygulamayı kullanarak yiyeceklerinin durumunu anında değerlendirebiliyorlar. Elektronik mekanizması çığır açıcı bir özelliği temsil ediyor. bilimsel alanda ilerleme.”
Şu anda sensör, başta et, kümes hayvanları ve balık ürünleri olmak üzere protein açısından zengin gıdaların tazeliğini tespit etmek için optimize edilmiştir. Ancak projenin uzun vadeli hedefi, uygulamanın diğer gıda kategorilerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi.
İstif, “Öncelikle bozulmuş et ürünlerinin ciddi sağlık riskleri nedeniyle et ve türevleri üzerine odaklandık” dedi.
Sensörün gıda ambalajına sorunsuz bir şekilde entegre edilmesi ve tüketicilere bir mobil uygulama kullanarak satın aldıkları ürünlerin tazeliğini kontrol etme kolaylığı sağlaması bekleniyor. Alışveriş yapanlar, telefonlarını süpermarket rafındaki ürünlere yaklaştırarak durumu anında değerlendirebiliyor.
Üstelik bu yeniliğin, ürün kalitesi ve güvenliğine ilişkin gerçek zamanlı bilgilerden yararlanabilen büyük süpermarket zincirleri ve et üreticileri için geniş kapsamlı etkileri var.