Dünya çapında doğal afetlerde yaşanan artışa karşı, bir Türk çevreci yakın zamanda dünya çapında sıcaklıkları yükselten ve yağış düzenlerini değiştirerek bir dizi doğal afete yol açan bir iklim olayı olan El Nino’nun etkilerini aydınlatan bir araştırma başlattı. hava sıcaklıkları ve rüzgar akımları.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Görevlisi Profesör Hasan Tatlı, İspanyolca “oğul” anlamına gelen El Nino’nun bu yıl yaz döneminde etkisini göstermeye başladığını açıkladı. . Pasifik Okyanusu’ndan kaynaklanan bu olay, küresel ölçekte önemli iklim değişikliklerine yol açmadan önce ilk olarak kıyı bölgelerini etkiliyor.
El Nino’nun sonuçlarına değinen Tatlı, AA muhabirine, ABD’nin kuzeyindeki kutup jet rüzgarlarının genellikle etkili oldukları bölgelere yağış getirdiğini söyledi. Ancak El Nino olayı sırasında bu rüzgarlar güneye doğru yön değiştirir, daha önce yağmurla ıslanan bölgelerde gücünü kaybeder ve sonuçta yıkıcı orman yangınlarına yol açabilecek kuraklıkları tetikler. Tatlı, El Nino’nun Türkiye ve çevresini doğrudan etkilediğine dair bilimsel bir kanıt bulunmadığının altını çizerek; bunun yerine birincil etkisi Orta Asya, Afrika Boynuzu ve kuzeydoğu Avustralya’da hissediliyor.
Tatlı, El Nino’nun Pasifik Okyanusu’nun doğusunda deniz yüzeyi sıcaklıklarını yükseltmesinin yanı sıra dünya çapında iklim değişikliğine de yol açtığını kaydetti. Şöyle açıkladı: “El Nino, sıcaklıkları normalin üzerinde yükseltiyor çünkü döngüyü tersine çevirerek sıcaklık anomalisi dediğimiz durumu yaratıyor. Bir bölgede suyun ısınması ve buharlaşmanın artması, o bölgede yağış almayı garanti etmiyor. Yatay taşınma olarak bilinen bir olgu var. Yağış oluşturabilen su buharı diğer bölgelere taşınarak orada yağış oluşmasına neden olabilir.”
Tatlı, genellikle yağışlı mevsimlerin yaşandığı Avustralya ve Endonezya gibi bölgelerin El Nino dönemlerinde kuraklık koşullarıyla karşılaşabileceğini vurguladı. Yağışın oluşması için atmosferde yukarı doğru bir hareketin olması gerektiğini açıkladı. Ancak El Nino olayları sırasında ters yönde bir aşağı yönlü hareket meydana gelir ve bu da yağış açığına neden olur. Ayrıca El Nino, Atlantik Okyanusu’ndaki kasırga mevsimlerini potansiyel olarak yoğunlaştıran tropik kasırga aktivitesini teşvik edebilir.
Normal iklim koşullarında alize rüzgarları sıcak deniz suyunu Güney Amerika’dan Asya’ya taşıyarak besin açısından zengin derin okyanus sularının yükselmesine yol açar. Tatlı, El Nino’nun bu hassas dengeyi bozarak besin ve biyolojik çeşitlilik kaybına neden olabileceği konusunda uyardı. Yükselen deniz sıcaklıkları aynı zamanda bazı deniz organizmalarının sıcağa dayanamamasına neden olarak ölümlere veya göçlere yol açabilir.
Tatlı, bu durumun su canlılarının beslenme alışkanlıkları üzerindeki potansiyel etkisine dikkat çekerek, bazı organizmaların besin kaynaklarına erişimde zorluk yaşayabileceğini, bunun da tür çeşitliliğinde değişikliğe yol açabileceğini kaydetti. Ayrıca deniz sıcaklığı dalgalanmalarına karşı oldukça hassas olan mercan resiflerinin artan sıcaklıklar, aşırı yağışlar veya kuraklık nedeniyle ölme riskiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyardı. Bu değişiklikler tarımı etkileyerek su kaynaklarının azalmasına, ürün kayıplarına ve toprak erozyonuna neden olabilir.
Fosil yakıt kullanımının azaltılması, temiz enerji kaynaklarına geçiş ve enerji verimliliğinin artırılmasının önemine vurgu yapan Tatlı, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliği yönetiminin acil bir ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Kuraklığın dünya çapında doğal afetler arasında birinci sırada yer alması, Türkiye’de ise depremlerin ön planda olması nedeniyle her bölge kendine özgü zorluklarla karşı karşıyadır. Tatlı, El Nino olaylarının izlenmesi ve tahmin edilmesine yönelik erken uyarı sistemlerinin kurulmasının, toplumların kuraklık, sel ve aşırı sıcak gibi olası etkilere karşı hazırlıklı olmasının önemine vurgu yaptı.