Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün son hava durumu raporunda, kuzeybatıdaki şiddetli yağışların yol açtığı yıkıcı sel felaketinin ardından ülkenin batı ve kuzey bölgelerindeki birçok il için sağanak yağış uyarısı yayınlandı.
Büronun son haftalık hava durumu raporuna göre, son sel felaketinden en çok etkilenen şehirlerden biri olan İstanbul’un sağanak yağışlara karşı korunmasız kalması ve yağışların 8 Eylül’den itibaren azalması bekleniyor.
Sakarya ve Bilecik’in de aralarında bulunduğu Marmara Bölgesi’ndeki diğer illerde de yağışların görülmesi beklenirken, Ege Bölgesi’ndeki bazı illere de benzer hava durumu uyarıları geldi. Ayrıca Karadeniz’in çoğu ili bir hafta boyunca aralıksız yağışa hazırlanıyor.
Meteorologlar yağışların önümüzdeki hafta sonundan itibaren yavaş yavaş Akdeniz ve doğu illerine yayılacağını tahmin ediyor. Uzmanlar önümüzdeki hafta bu bölgelerde yağışların yoğunlaşacağını öngörüyor.
Ülke genelinde sıcaklıkların mevsim normalleri civarında seyretmesi beklenirken, kuzey ve iç kesimlerde hafta sonu sıcaklıkların mevsim normallerinin altına düşeceği tahmin ediliyor.
Öte yandan Kırklareli’de sel sonrası kayıp kişinin bulunmasıyla kentte ölü sayısı 5’e yükseldi. İstanbul’da sel nedeniyle 2 kişi hayatını kaybederken, ülke genelinde ölü sayısı 7’ye çıktı.
Öte yandan ülkenin doğu ve orta bölgelerinde aralıksız sağanak ve sel baskınları yaşanırken, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) da yaşanan vahim duruma işaret eden turuncu ve sarı alarmlar verdi.
Yıkıcı sonuçlar, İstanbul’un Aksaray ilçesinde metrekare başına 147 kilogramlık şaşırtıcı yağışın ardından sular altında kalan sokakların sanal göllere dönüşmesi, yolların ayrılması, araçların tamamen yutulması ve bulvarların sular altında kalmasıyla acı bir şekilde ortaya çıktı.
İstanbul Valiliği, hastaneye kaldırılan 5 kişiden 5’inin tedavi altına alındığını, Kırklareli’de ise kayıp şahsın bulunmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politika Çalışmaları Merkezi Müdürü Profesör Levent Kurnaz, yerel basına yaptığı açıklamada, İstanbul’da yaşanan ani yağış ve su baskınlarını değerlendirerek, iklim değişikliği nedeniyle hava olaylarının beklenmedik şekillere büründüğünü belirtti. Geçmişte uyarılar 3 gün önceden yapılabiliyorken, 30-40 dakika içinde ani yağışların meydana gelebildiğini söyledi.
“Şüphesiz dikkatli davranmalıyız. 2009 yılındaki yağışlara değinen Kurnaz, şunları kaydetti: “İstanbul’un İkitelli ilçesinde ve Ayamama Deresi bölgesinde 31 kişinin ölümüyle sonuçlanan büyük bir sel felaketi yaşadık. Şu anda aynı bölgede yağış miktarı o döneme göre biraz daha az. On dört yıl önce durum çok daha vahimdi. Maalesef aynı yerde çok büyük bir felaketle karşılaştık ve görünen o ki bundan ders alamadık. Aynı su baskınına maruz kalan bölgelerde binalar inşa etmeye ve kamyonları aynı noktalara park etmeye devam ediyoruz. Hatırlayacağınız gibi 2009 yılında İkitelli’de kamyon şoförlerinin kamyonlarda uyurken yakalandığı bir olay yaşanmıştı. Bu sefer çok şükür kimse uyurken yakalanmadığı için ciddi bir can kaybının önüne geçtik. Ancak 2030’dan önce de benzer bir durumla karşılaşabileceğimiz için hazırlıklı olmalıyız.”
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün son hava durumu raporunda, kuzeybatıdaki şiddetli yağışların yol açtığı yıkıcı sel felaketinin ardından ülkenin batı ve kuzey bölgelerindeki birçok il için sağanak yağış uyarısı yayınlandı.
Büronun son haftalık hava durumu raporuna göre, son sel felaketinden en çok etkilenen şehirlerden biri olan İstanbul’un sağanak yağışlara karşı korunmasız kalması ve yağışların 8 Eylül’den itibaren azalması bekleniyor.
Sakarya ve Bilecik’in de aralarında bulunduğu Marmara Bölgesi’ndeki diğer illerde de yağışların görülmesi beklenirken, Ege Bölgesi’ndeki bazı illere de benzer hava durumu uyarıları geldi. Ayrıca Karadeniz’in çoğu ili bir hafta boyunca aralıksız yağışa hazırlanıyor.
Meteorologlar yağışların önümüzdeki hafta sonundan itibaren yavaş yavaş Akdeniz ve doğu illerine yayılacağını tahmin ediyor. Uzmanlar önümüzdeki hafta bu bölgelerde yağışların yoğunlaşacağını öngörüyor.
Ülke genelinde sıcaklıkların mevsim normalleri civarında seyretmesi beklenirken, kuzey ve iç kesimlerde hafta sonu sıcaklıkların mevsim normallerinin altına düşeceği tahmin ediliyor.
Öte yandan Kırklareli’de sel sonrası kayıp kişinin bulunmasıyla kentte ölü sayısı 5’e yükseldi. İstanbul’da sel nedeniyle 2 kişi hayatını kaybederken, ülke genelinde ölü sayısı 7’ye çıktı.
Öte yandan ülkenin doğu ve orta bölgelerinde aralıksız sağanak ve sel baskınları yaşanırken, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) da yaşanan vahim duruma işaret eden turuncu ve sarı alarmlar verdi.
Yıkıcı sonuçlar, İstanbul’un Aksaray ilçesinde metrekare başına 147 kilogramlık şaşırtıcı yağışın ardından sular altında kalan sokakların sanal göllere dönüşmesi, yolların ayrılması, araçların tamamen yutulması ve bulvarların sular altında kalmasıyla acı bir şekilde ortaya çıktı.
İstanbul Valiliği, hastaneye kaldırılan 5 kişiden 5’inin tedavi altına alındığını, Kırklareli’de ise kayıp şahsın bulunmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politika Çalışmaları Merkezi Müdürü Profesör Levent Kurnaz, yerel basına yaptığı açıklamada, İstanbul’da yaşanan ani yağış ve su baskınlarını değerlendirerek, iklim değişikliği nedeniyle hava olaylarının beklenmedik şekillere büründüğünü belirtti. Geçmişte uyarılar 3 gün önceden yapılabiliyorken, 30-40 dakika içinde ani yağışların meydana gelebildiğini söyledi.
“Şüphesiz dikkatli davranmalıyız. 2009 yılındaki yağışlara değinen Kurnaz, şunları kaydetti: “İstanbul’un İkitelli ilçesinde ve Ayamama Deresi bölgesinde 31 kişinin ölümüyle sonuçlanan büyük bir sel felaketi yaşadık. Şu anda aynı bölgede yağış miktarı o döneme göre biraz daha az. On dört yıl önce durum çok daha vahimdi. Maalesef aynı yerde çok büyük bir felaketle karşılaştık ve görünen o ki bundan ders alamadık. Aynı su baskınına maruz kalan bölgelerde binalar inşa etmeye ve kamyonları aynı noktalara park etmeye devam ediyoruz. Hatırlayacağınız gibi 2009 yılında İkitelli’de kamyon şoförlerinin kamyonlarda uyurken yakalandığı bir olay yaşanmıştı. Bu sefer çok şükür kimse uyurken yakalanmadığı için ciddi bir can kaybının önüne geçtik. Ancak 2030’dan önce de benzer bir durumla karşılaşabileceğimiz için hazırlıklı olmalıyız.”