Türkiye 8. Ulusal Antarktika Bilim Seferi, Antarktika’daki Horseshoe Adası’nda kurulması planlanan Türk bilimsel araştırma kampı için yeni meteorolojik ölçüm cihazları ve enerji depolama test sistemlerinin kurulumunu gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde düzenlenen ve TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinatörlüğünde düzenlenen seferin faaliyetleri, 30 ülkeye ait 100’e yakın bilimsel araştırma üssü ve istasyonunun yer aldığı kıtada yürütülüyor.
Bu çerçevede planlanan kamp, sürdürülebilir enerjiye katkı sağlamayı ve bilim insanlarının çalışmalarını yeni sistemlerle desteklemeyi amaçlıyor.
8. Ulusal Antarktika Bilim Seferi koordinatörü Profesör Burcu Özsoy, iklim değişikliğinin sonuçlarının en çok hissedildiği alanların Arktik ve Antarktika bölgeleri olduğunu söyledi.
“1970’lerden bu yana her gün topladığımız deniz buzu verileri, yarım yüzyıldan fazla bir sürede deniz buzunda ne kadar değişim meydana geldiğini açıkça gösteriyor” dedi.
Arktik bölgedeki deniz buzu alanının üçte birinin azaldığını, yeni deniz buzu oluşumunun da yavaşladığını vurguladı.
“Antarktika’ya baktığınızda Antarktika deniz buzunda dalgalanmalar var çünkü daha yeni sıcaklık artışları kaydettik. İklim değişikliğinin bu bölgelerdeki yansıması elbette sadece deniz buzunda görülmüyor. Antarktika bir kara kütlesi, beşinci sırada yer alıyor. Dünyanın en büyük kıtası. Burada karasal bölgelerdeki buzulların da eridiğini açıkça görüyoruz.”
Özsoy, karadaki buzulların erimesinin ciddi iklim değişikliğine de işaret ettiğini belirterek, bölgede son 5 yılda toplanan verilerin 2 santigrat derece (3,6 Fahrenheit) artış gösterdiğini belirtti.
Antarktika’da konuşlandırdıkları ölçüm istasyonlarının önemine vurgu yapan Özsoy, “Sürekli veri toplanması, bu verilerin değerlendirilmesi ve dünyayla karşılaştırılması, bu istasyonların nasıl çalışacağı ve bu uç bölgelerde verilerin nasıl toplanacağı konusunda da deneyim katıyor. “
“Antarktika’da bilimsel bir üs kurmak, enerji depolama sistemlerini bugün test etmek ve gelecekte geliştirmek, üssümüzün kurulması ve sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahip olacaktır.”
‘Gelecekteki araştırmalar için fırsatlar’
TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü’nden araştırmacı ve keşif gezisine katılan Dr. Erhan Arslan, kutup bölgelerinin dünyanın geri kalanına göre daha hızlı ısındığının altını çizdi. Isınma mekanizmasını anlamak için atmosferdeki yüzey albedosunu ve dağınık radyasyonu ölçmenin gerekliliğini vurguladı.
“Bu istasyonlar aracılığıyla albedoyu ve atmosferin temel bileşenlerini ölçen sensörlerle uzun süreli izleme mümkün olacak. Böylece gelecekte diğer araştırmacılara da veri olanağı sunacağız.”
Sefere katılan İstanbul merkezli Yıldız Teknik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Hüseyin Ayhan Yavaşoğlu, sefere kutup koşullarına dayanıklı enerji depolama sistemi projeleriyle katıldıklarını söyledi.
“Bu proje pek çok yeni projenin altyapısı olarak değerlendirilebilir. Normalde sabit istasyonlarda konvansiyonel piller kullanıyoruz ancak Ulusal Kutup Bilimi Programı kapsamında mobil cihaz kullanımının artması da kurulu tabanımızın yanında gelecektir. Bunlarla birlikte” cihazlarda mobil cihazlara uygun pillere ihtiyacımız olacak. Yeni nesil piller tek başına kullanılamaz. Ayrıca pil yönetim sistemleri gerektirir. Hem pili hem de pil yönetim sistemini kutup koşullarına dayanıklı bileşenlerle geliştirdik. Şimdi bunu da koyduk. Sistem test aşamasına geçti. Burada geliştirdiğimiz enerji depolama sistemimiz bir yıl boyunca çalışıp kendini kanıtlayacak.”
Yavaşoğlu, depolama sistemlerinin hem rüzgar hem de güneş enerjisiyle çalıştığını ve elektronik yüke sahip olduğunu belirtti.
‘Uzun vadeli verilere ihtiyaç var’
Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Müdürlüğü’nden sefere katılan Başmühendis Yunus Aytaç Akdoğan, genel müdürlüğün Antarktika kıtasında yedi noktası ve sabit küresel konumlandırma sistemi istasyonunun bulunduğunu belirtti.
Akdoğan, kıtaya yapılacak seferlerde küresel konumlama sistemleriyle yedi jeodinamik noktada gözlemler yapıldığını, sabit küresel konumlama sistemi istasyonunun ise yıllık bakım ve veri toplama çalışmalarını yürüttüğünü anlattı.
“Daha önce yapılan analizler Dismal Adası’nda kuzeydoğuya doğru bir kayma tespit etmişti. Ayrıca verilerde harmonik salınımlar da gözlemlendi. Bu harmonik salınımlara buzul erimesinin neden olduğu düşünülüyor. Antarktika’ya yaptığımız keşif gezilerinde ölçümler yapmaya ve toplamaya devam ettik. Bu noktalardan ve sabit istasyondan veriler alınıyor.” diye konuştu.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden sefere katılan Makine Mühendisi Zafer Şahingöz, elde edilen verilerin değerlendirilerek araştırma amacıyla bilim insanları ve ilgili birimlerle paylaşıldığını belirterek, adadaki meteoroloji istasyonu hakkında bilgiler paylaştı.
“Beş yıldır dikkatimizi çeken en önemli veri sıcaklık artış hızı. Mesela 2019 yılında istasyonumuz kurulduğunda şubat ayında ortalama sıcaklık sıfırın altındayken bu yıl şubat sıcaklık ortalamamız 2 civarındaydı. Dereceler var. Burada ciddi bir artış var. Ancak bu kesin bir sonuç değil. Kesin sonuçlara ulaşmak için uzun vadeli veri toplamak gerekiyor.”
Şahingöz, istasyonun sağladığı verilerin Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün resmi internet sitesinden takip edilebileceğini sözlerine ekledi.
Türkiye 8. Ulusal Antarktika Bilim Seferi, Antarktika’daki Horseshoe Adası’nda kurulması planlanan Türk bilimsel araştırma kampı için yeni meteorolojik ölçüm cihazları ve enerji depolama test sistemlerinin kurulumunu gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde düzenlenen ve TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinatörlüğünde düzenlenen seferin faaliyetleri, 30 ülkeye ait 100’e yakın bilimsel araştırma üssü ve istasyonunun yer aldığı kıtada yürütülüyor.
Bu çerçevede planlanan kamp, sürdürülebilir enerjiye katkı sağlamayı ve bilim insanlarının çalışmalarını yeni sistemlerle desteklemeyi amaçlıyor.
8. Ulusal Antarktika Bilim Seferi koordinatörü Profesör Burcu Özsoy, iklim değişikliğinin sonuçlarının en çok hissedildiği alanların Arktik ve Antarktika bölgeleri olduğunu söyledi.
“1970’lerden bu yana her gün topladığımız deniz buzu verileri, yarım yüzyıldan fazla bir sürede deniz buzunda ne kadar değişim meydana geldiğini açıkça gösteriyor” dedi.
Arktik bölgedeki deniz buzu alanının üçte birinin azaldığını, yeni deniz buzu oluşumunun da yavaşladığını vurguladı.
“Antarktika’ya baktığınızda Antarktika deniz buzunda dalgalanmalar var çünkü daha yeni sıcaklık artışları kaydettik. İklim değişikliğinin bu bölgelerdeki yansıması elbette sadece deniz buzunda görülmüyor. Antarktika bir kara kütlesi, beşinci sırada yer alıyor. Dünyanın en büyük kıtası. Burada karasal bölgelerdeki buzulların da eridiğini açıkça görüyoruz.”
Özsoy, karadaki buzulların erimesinin ciddi iklim değişikliğine de işaret ettiğini belirterek, bölgede son 5 yılda toplanan verilerin 2 santigrat derece (3,6 Fahrenheit) artış gösterdiğini belirtti.
Antarktika’da konuşlandırdıkları ölçüm istasyonlarının önemine vurgu yapan Özsoy, “Sürekli veri toplanması, bu verilerin değerlendirilmesi ve dünyayla karşılaştırılması, bu istasyonların nasıl çalışacağı ve bu uç bölgelerde verilerin nasıl toplanacağı konusunda da deneyim katıyor. “
“Antarktika’da bilimsel bir üs kurmak, enerji depolama sistemlerini bugün test etmek ve gelecekte geliştirmek, üssümüzün kurulması ve sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahip olacaktır.”
‘Gelecekteki araştırmalar için fırsatlar’
TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü’nden araştırmacı ve keşif gezisine katılan Dr. Erhan Arslan, kutup bölgelerinin dünyanın geri kalanına göre daha hızlı ısındığının altını çizdi. Isınma mekanizmasını anlamak için atmosferdeki yüzey albedosunu ve dağınık radyasyonu ölçmenin gerekliliğini vurguladı.
“Bu istasyonlar aracılığıyla albedoyu ve atmosferin temel bileşenlerini ölçen sensörlerle uzun süreli izleme mümkün olacak. Böylece gelecekte diğer araştırmacılara da veri olanağı sunacağız.”
Sefere katılan İstanbul merkezli Yıldız Teknik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Hüseyin Ayhan Yavaşoğlu, sefere kutup koşullarına dayanıklı enerji depolama sistemi projeleriyle katıldıklarını söyledi.
“Bu proje pek çok yeni projenin altyapısı olarak değerlendirilebilir. Normalde sabit istasyonlarda konvansiyonel piller kullanıyoruz ancak Ulusal Kutup Bilimi Programı kapsamında mobil cihaz kullanımının artması da kurulu tabanımızın yanında gelecektir. Bunlarla birlikte” cihazlarda mobil cihazlara uygun pillere ihtiyacımız olacak. Yeni nesil piller tek başına kullanılamaz. Ayrıca pil yönetim sistemleri gerektirir. Hem pili hem de pil yönetim sistemini kutup koşullarına dayanıklı bileşenlerle geliştirdik. Şimdi bunu da koyduk. Sistem test aşamasına geçti. Burada geliştirdiğimiz enerji depolama sistemimiz bir yıl boyunca çalışıp kendini kanıtlayacak.”
Yavaşoğlu, depolama sistemlerinin hem rüzgar hem de güneş enerjisiyle çalıştığını ve elektronik yüke sahip olduğunu belirtti.
‘Uzun vadeli verilere ihtiyaç var’
Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Müdürlüğü’nden sefere katılan Başmühendis Yunus Aytaç Akdoğan, genel müdürlüğün Antarktika kıtasında yedi noktası ve sabit küresel konumlandırma sistemi istasyonunun bulunduğunu belirtti.
Akdoğan, kıtaya yapılacak seferlerde küresel konumlama sistemleriyle yedi jeodinamik noktada gözlemler yapıldığını, sabit küresel konumlama sistemi istasyonunun ise yıllık bakım ve veri toplama çalışmalarını yürüttüğünü anlattı.
“Daha önce yapılan analizler Dismal Adası’nda kuzeydoğuya doğru bir kayma tespit etmişti. Ayrıca verilerde harmonik salınımlar da gözlemlendi. Bu harmonik salınımlara buzul erimesinin neden olduğu düşünülüyor. Antarktika’ya yaptığımız keşif gezilerinde ölçümler yapmaya ve toplamaya devam ettik. Bu noktalardan ve sabit istasyondan veriler alınıyor.” diye konuştu.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden sefere katılan Makine Mühendisi Zafer Şahingöz, elde edilen verilerin değerlendirilerek araştırma amacıyla bilim insanları ve ilgili birimlerle paylaşıldığını belirterek, adadaki meteoroloji istasyonu hakkında bilgiler paylaştı.
“Beş yıldır dikkatimizi çeken en önemli veri sıcaklık artış hızı. Mesela 2019 yılında istasyonumuz kurulduğunda şubat ayında ortalama sıcaklık sıfırın altındayken bu yıl şubat sıcaklık ortalamamız 2 civarındaydı. Dereceler var. Burada ciddi bir artış var. Ancak bu kesin bir sonuç değil. Kesin sonuçlara ulaşmak için uzun vadeli veri toplamak gerekiyor.”
Şahingöz, istasyonun sağladığı verilerin Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün resmi internet sitesinden takip edilebileceğini sözlerine ekledi.