Medya Notu
  • Gündem
  • Siyaset
  • Medya
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Teknoloji
Sonuç Yok
View All Result
TWITTER
Medya Notu
  • Gündem
  • Siyaset
  • Medya
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Teknoloji
Sonuç Yok
View All Result
Medya Notu
Sonuç Yok
View All Result

Filistin’in ikili yönetimi Filistin davasına nasıl zarar verir?

Filistin’in ikili yönetimi Filistin davasına nasıl zarar verir?
Share on FacebookShare on Twitter

Bunu da beğenebilirsin

Davutoğlu: İmamoğlu’nun tutuklanması bir siyasi mühendislik

Davutoğlu’ndan çok konuşulan İmamoğlu çıkışı

Davutoğlu: Madem öyle Gazze Türkiye’ye bağlansın

İsrail-Filistin çatışmasında sıklıkla önerilen çözüm, 1967 sınırlarına dayanan “iki devletli çözüm”dür. Ancak askeri gücüne güvenen İsrail bu yaklaşımı benimsemeye pek istekli değil. Bunun yerine Filistin’i bir bütün olarak ilhak etmeyi tercih ederek hem fiziki varlığını hem de egemenliğini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Uluslararası büyük güçlerin İsrail yanlısı olduğu ve iki devletin bir arada yaşamasına verdikleri desteğin yalnızca sözlü olduğu göz önüne alındığında, İsrail’in planına kimse engel olmazsa, er ya da geç Filistin’de tek bir devlet, yani İsrail olabilir.

Maalesef sadece İsrail ve onun Batılı destekçileri değil, aynı zamanda bazı Arap rejimleri, özellikle El Fetih’in kontrolündeki Filistin Yönetimi (PA), İsrail’in gayri meşru işgalini ve etnik temizliğini kolaylaştırıyor. Hamas’ın 2006’da demokratik seçimleri kazandığını ve gruba Filistin’i yönetme hakkını verdiğini hatırlamamız gerekiyor. Ancak El Fetih’in ve uluslararası bağışçıların ülkeyi yönetmesine izin verilmediğinden El Fetih hareketi iktidarda kalmaya devam etti ve Gazze Hamas’ın kontrolüne bırakıldı. O tarihten bu yana, merkezi Ramallah’ta bulunan Filistin Yönetimi, Gazze hariç Filistin’i yöneten resmi Filistin hükümetidir. Şu anda, tüm Filistin topraklarının %15’inden azında iki Filistin otoritesi/devleti bulunmaktadır.

Ancak zaman, Filistin Yönetimi’nin Filistin davasına zarar vermekten başka bir şey yapmadığını gösterdi. Filistinli akademisyen Dana El Kurd, “Kutuplaşmış ve Hareketsizleştirilmiş: Filistin’de Otoriterliğin Mirasları” başlıklı kitabında bu hasarı çok güzel anlatıyor. El Kurd, ABD’nin yardımları Filistin Yönetimi’ne karşı “havuç ve sopa” olarak kullandığını savunuyor ve ABD’nin 1993 ile kitabının yazıldığı dönem (2019) arasında 8 milyar dolar bağışta bulunduğunu ekliyor.

ABD’nin Filistin Yönetimi’ne müdahalesi göz önüne alındığında, birkaç hipotez öne sürüyor. Birincisi, yabancı güçlerin (patronların) demokrasi pahasına otoriter rejimlerle ittifak kurması nedeniyle, uluslararası katılımın elit ve kamu tercihleri ​​arasında bir ayrılığa yol açtığını iddia ediyor. İlk hipotezi tamamlayacak şekilde, aynı zamanda insanların demokrasi ve hesap verebilirlik konusunda, rejime bağlı olup olmamalarıyla bağlantılı olarak farklı tercihlere sahip olduklarını da savunuyor. Bağlılık dereceleri kutuplaşmayı ve hareketsizleşmeyi de etkiliyor. Kitapta açıkladığı gibi, Filistin Yönetimi’ne ve bizzat Filistin Yönetimi’ne yakın olan Filistinliler, hükümeti eleştirenlere karşı dışlayıcı davranışlar sergiliyor. Üçüncü ve dördüncü hipotezlerde ise, işbirliği ve baskı gibi otoriter stratejilerin kutuplaşma yaratarak siyasi mobilizasyonda durgunluğa yol açtığını ileri sürüyor.

El Kurd ayrıca 35 polis memuru ve 1.270 sıradan insanla yaptığı anketin sonuçlarını ortaya koyarak ampirik bir analiz yapıyor. Anketine dayanarak, Filistin Yönetimi’ni destekleyen kişilerin demokrasiyi benimseme olasılığının daha düşük olduğunu ileri sürüyor. El Kurd, El Fetih üyelerinin yanı sıra laik Filistinlilerin de Hamas deneyimi nedeniyle demokrasiyi tercih etmediğini ortaya koyuyor. Öte yandan, görüşülen elitlerin (bürokratların) çoğunluğu ABD’nin Filistin Yönetimi politikalarına katılımının hayati önem taşıdığını söylerken, çok azı Filistin Yönetimi’ni ABD’nin rehinesi olarak görüyor. İsrail işgali tehdidine karşı, beyin yıkama faaliyetleri olduğu iddia edilen eğitim programları aracılığıyla iç muhalefete odaklanılması. Filistin Yönetimi birçok bakımdan ABD’ye bağlı olduğundan, ikincisini yatıştırmak için ilkinin daha otoriter olması gerektiğini ekliyor.

Filistin Yönetimi’ni otoriter bir hükümet olarak etiketleyerek, Filistin Yönetimi’nin kapsayıcı işbirliği ve dışlayıcı baskı yoluyla kutuplaşma yaratmak için diğer otoriter rejimlerin adımlarını takip ettiğini savunuyor. Örneğin, ankete katılan Filistin Yönetimi elitleri Hamas’ın IŞİD’le benzerlik gösteren bir hain grup olduğunu söylüyor. Bu tür görüşlerin ve dışlayıcı tutumların işbirliği ve sosyal uyumun azalmasına yol açtığını iddia ediyor. Sonuç olarak kutuplaşmış insanların birleşip İsrail’e karşı harekete geçmeyeceğini söylüyor. Dahası El Kurd, Filistin Yönetimi’ni İsrail’e yönelik baskının taşeronu olmakla ve İsraillilerin işini kolaylaştırmakla suçluyor.

PA kontrollü alanda daha az mobilizasyon

Dahası, bir bölge ne kadar Filistin Yönetimi’nin kontrolü altında olursa, halkın harekete geçmesinin de o kadar az mümkün olacağını, zira El Fetih kontrolündeki otoritenin her türlü ayaklanma ve protestoyu güç veya mahrumiyet yoluyla engellediğini iddia ediyor. El Kurd, Batı Şeria’daki insanların çoğunun Filistin Yönetimi’nin verdiği maaşlarla geçindiğini, dolayısıyla gelirlerini kaybetmekten kaçındıklarını ve Filistin Yönetimi ile çatışmamayı ya da her türlü haksız muameleye direnmemeyi tercih ettiklerini savunuyor. Ancak Filistin Yönetimi’nin hiçbir engelinin olmadığı yerde, Filistinliler istediklerini İsraillilerden alıyor; bu da Filistinlilerin haklarını aramasını engelleyen yöneticilerin (ABD ve İsrail) temsilcisi olduğu anlamına geliyor. İnsanlar üzerinde KA baskısı olmadığı için elde edilen birkaç başarı öyküsünü anlatıyor.

Genel olarak El Kurd, uluslararası müdahalenin, ya da diyelim ki ABD müdahalesinin, Filistin Yönetimi’ni hami olan ABD’ye bağımlı hale getirdiği formülünü geliştirdi. Bu bağımlılık, Filistin Yönetimi’ni Hamas gibi muhalif grupları susturmaya zorluyor. Bu Filistinli gruplar, patronların Filistin Yönetimi’ne dayattığı şartları kabul etmedikleri zaman baskıya maruz kalıyorlar. Baskı, kutuplaşmaya neden olur ve bu da sonunda hareketsizleşmeyle sonuçlanır. Çeşitli kesimler birbirlerini hain olarak gördükleri için işbirliği yapmıyor ve İsrail’e karşı harekete geçmiyorlar. El Kurd’un, Filistinlilerin birlik ve seferberliğinin önündeki temel engelin Filistin Yönetimi olduğu yönündeki iddiası oldukça değerli ve daha fazla ilgiyi hak ediyor. Öte yandan hatırlatmak isterim ki, Filistin Yönetimi’nin kuruluşu aynı zamanda onun terhis edilmesine de yol açmıştır. 1990’lı yıllarda Yaser Arafat’ın askeri üniformasını takım elbiseyle değiştirmeseydi Filistin’e daha fazla katkı sağlayacağı iddia ediliyordu.

El Kurd’un ileri sürdüğü argümanlardan yola çıkarak Filistin’in İsrail karşısında daha zayıf olduğu, Hamas konusunda insanlara olumsuz telkinlerde bulunan ve İsrail ile barış içinde yaşamayı tercih eden Filistin Yönetimi’nin daha fazla yasa dışı yerleşime yol açtığı söylenebilir. Batı Şeria’da İsrail’e yönelik baskı ve cinayetleri durduramadı. Dolayısıyla Filistin’in en büyük sorunu bölünmüşlüktür ve bunun temel nedeni de Filistin Yönetimi’dir. Dolayısıyla Filistin Yönetimi atıl kalmaya devam ettiği sürece sadece kontrol ettiği Batı Şeria değil, Gazze de yakın zamanda haritadan kaybolacaktır.

Paylaş30Tweet19

Sizin için tavsiye edilen

Davutoğlu: İmamoğlu’nun tutuklanması bir siyasi mühendislik

Yazar admin
Mart 23, 2025
0
Davutoğlu açık açık uyardı: Devlet içinde ciddi bir tehlike seziyorum

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmasına sert tepki gösterdi. 23 Mart 2025’te sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada,...

Devamını Oku..

Davutoğlu’ndan çok konuşulan İmamoğlu çıkışı

Yazar admin
Mart 20, 2025
0
Davutoğlu’ndan çok konuşulan İmamoğlu çıkışı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploması, İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edildi. 18 Mart 2025’te alınan bu karar, siyaset dünyasında yankı uyandırdı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet...

Devamını Oku..

Davutoğlu: Madem öyle Gazze Türkiye’ye bağlansın

Yazar admin
Şubat 12, 2025
0
Davutoğlu: Madem öyle Gazze Türkiye’ye bağlansın

Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) bugün düzenlenen toplantı, Gazze Şeridi’nin geleceğine dair çarpıcı bir öneriye sahne oldu. Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Gazze'nin Filistin...

Devamını Oku..

Davutoğlu: Bahçeli’nin kararının arkasındayım

Yazar admin
Ocak 3, 2025
0
Davutoğlu: AK Parti seçimleri korku politikasıyla kazandı

Davutoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını değerlendirerek, Öcalan konusundaki süreçlerin dikkatle ele alınması gerektiğini belirtti. "Bahçeli’nin açıklamaları stratejikse desteklerim, taktikse karşı çıkarım," dedi. ## Son Dakika: Ahmet Davutoğlu...

Devamını Oku..

Nedim Yamalı Gelecek Partisi’nden neden ayrıldı? İşte bu sabah imza atacağı yeni partisi

Yazar admin
Aralık 25, 2024
0
Nedim Yamalı AK Parti’ye Geçiş İddialarına Yanıt Verdi: Geçersek Ahmet Davutoğlu ile Birlikte Geçeriz

Nedim Yamalı, Gelecek Partisi'nden 24 Aralık 2024 tarihinde istifa etti ve AK Parti'ye geçiş beklentileri gündeme geldi. İstifasının ardından yaptığı açıklamada, "Kuruluşundan bu yana görev aldığım Gelecek Partisi...

Devamını Oku..
Sonraki Haber
Türkiye genelindeki operasyonlarda suç çeteleri ve elebaşları çökertildi

Türkiye genelindeki operasyonlarda suç çeteleri ve elebaşları çökertildi

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Uşak haber
[email protected]
Sonuç Yok
View All Result
  • Siyaset
  • Gündem
  • En Çok Okunan Haberler
  • Teknoloji
  • Medya
  • Ekonomi

https://twitter.com/medyanotu