İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin düzenleme Salı günü TBMM’de önemli bir oylamaya sunuldu. 600 sandalyeli meclise katılan 346 milletvekilinden 287’si lehte, 55’i aleyhte oy kullanırken, 4’ü çekimser kaldı. Hem iktidar hem de muhalefet partilerinin tedbiri desteklemesi, tedbirin bir “devlet meselesi” olarak önemini vurguluyor.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Türkiye Parlamentosu’ndaki oylama öncesinde bir tweet atarak, Budapeşte’nin İsveç’in üyelik hedefini henüz onaylamadığının sinyalini vererek gelişmelerin habercisi oldu.
Orban, “Bugün Başbakan Ulf Kristersson’a, İsveç’in NATO üyeliği konusunda müzakere yapmak üzere Macaristan’a yapacağı ziyaret için bir davet mektubu gönderdim.” diyerek, müzakereler için potansiyel bir yolun sinyalini verdi.
Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine onay verilmesi karşılığında ABD’den F-16 uçağı talep ettiği biliniyor ve bu durumun süreci hızlandıracağı düşünülüyor. Macaristan taleplerini yerine getirmeyi başarır ve parlamentodan benzer bir kararı başarıyla geçirirse İsveç Pakt’ın üyesi olacak.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu gelişmeleri nasıl algıladığına gelince…
Kilit oyuncuların Rusya ile ilişkileri dikkate alındığında Putin’in istekleri dışında herhangi bir adım atılmadığı ileri sürülebilir. Hem Türkiye hem de Macaristan, Rusya ile ilişkilerinde hassas bir denge kurma konusunda usta ve kutuplaşmış Batı ile Rusya arasında ustalıkla yön buluyor. Hem Ankara hem de Budapeşte, Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarını onaylamaktan kaçınıyor. Nükleer enerji santrali de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirlikçi olan Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, güçlü ilişkiler sürdürüyor ve hatta Putin’in önümüzdeki günlerde Türkiye’yi ziyaret etmesi bekleniyor.
İsveç’in NATO üyeliğinin önemi Putin için Türkiye ve Macaristan ile olan ilişkilerine kıyasla daha az önemli görünüyor.
İsveç’in konumu
NATO’nun genişlemesi inkar edilemez bir şekilde Putin’in çıkarlarına aykırı olsa da, tamamen NATO ülkeleriyle çevrili olan ve Rusya ile doğrudan sınırı olmayan İsveç, ittifaka katılmanın kendi topraklarında nükleer füzelerin ve yabancı askeri üslerin konuşlandırılmasına izin vermeyeceğini daha önce açıkça belirtmişti. Bu arada Putin, Helsinki ve Stockholm hükümetlerinin aldığı kararlarla Moskova’nın hiçbir sorunu olmadığını kabul ederek, bu tercihlerin tek başına Rusya için tehdit oluşturmadığını vurguladı. Ancak bölgedeki askeri üslerin genişletilmesinin şüphesiz karşılıklı tepkilere yol açacağı ve bunun büyüklüğünün tehdidin niteliğine göre belirleneceği konusunda da uyardı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ayrıca, ittifakın doğuya doğru devam eden askeri genişlemesi ve Finlandiya ve İsveç topraklarındaki operasyonları göz önüne alındığında, iki yeni ülkenin NATO’ya dahil edilmesinin bölgesel dinamikleri temelden değiştirmeyeceğini ileri sürdü.
Peki İsveç’in NATO’ya katılımı mevcut dengeyi nasıl etkileyecek ve taraflar açısından ne gibi sonuçlar doğuracak?
İsveç, herhangi bir güvenlik kaygısı olmamasına rağmen, NATO şemsiyesi altında yer alarak ulusal politikalarından tavizler talep ederek gereksiz zorluklara gönüllü olarak göğüs gerecektir.
Ukrayna’da devam eden savaşta aksiliklerle karşı karşıya kalan Joe Biden yönetimi, bu gelişmeyi seçim öncesi başarı anlatısı olarak kullanacak.
Rusya Devlet Başkanı ise tam tersine NATO’nun provokatif bir şekilde genişlediğini iddia ederken daha sağlam bir tutum benimseyecek. Bu durum Putin’i, Ukrayna başta olmak üzere, özellikle Doğu Avrupa’da NATO’ya karşı ek önlemler almaya sevk edebilir.
İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin düzenleme Salı günü TBMM’de önemli bir oylamaya sunuldu. 600 sandalyeli meclise katılan 346 milletvekilinden 287’si lehte, 55’i aleyhte oy kullanırken, 4’ü çekimser kaldı. Hem iktidar hem de muhalefet partilerinin tedbiri desteklemesi, tedbirin bir “devlet meselesi” olarak önemini vurguluyor.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Türkiye Parlamentosu’ndaki oylama öncesinde bir tweet atarak, Budapeşte’nin İsveç’in üyelik hedefini henüz onaylamadığının sinyalini vererek gelişmelerin habercisi oldu.
Orban, “Bugün Başbakan Ulf Kristersson’a, İsveç’in NATO üyeliği konusunda müzakere yapmak üzere Macaristan’a yapacağı ziyaret için bir davet mektubu gönderdim.” diyerek, müzakereler için potansiyel bir yolun sinyalini verdi.
Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine onay verilmesi karşılığında ABD’den F-16 uçağı talep ettiği biliniyor ve bu durumun süreci hızlandıracağı düşünülüyor. Macaristan taleplerini yerine getirmeyi başarır ve parlamentodan benzer bir kararı başarıyla geçirirse İsveç Pakt’ın üyesi olacak.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu gelişmeleri nasıl algıladığına gelince…
Kilit oyuncuların Rusya ile ilişkileri dikkate alındığında Putin’in istekleri dışında herhangi bir adım atılmadığı ileri sürülebilir. Hem Türkiye hem de Macaristan, Rusya ile ilişkilerinde hassas bir denge kurma konusunda usta ve kutuplaşmış Batı ile Rusya arasında ustalıkla yön buluyor. Hem Ankara hem de Budapeşte, Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarını onaylamaktan kaçınıyor. Nükleer enerji santrali de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirlikçi olan Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, güçlü ilişkiler sürdürüyor ve hatta Putin’in önümüzdeki günlerde Türkiye’yi ziyaret etmesi bekleniyor.
İsveç’in NATO üyeliğinin önemi Putin için Türkiye ve Macaristan ile olan ilişkilerine kıyasla daha az önemli görünüyor.
İsveç’in konumu
NATO’nun genişlemesi inkar edilemez bir şekilde Putin’in çıkarlarına aykırı olsa da, tamamen NATO ülkeleriyle çevrili olan ve Rusya ile doğrudan sınırı olmayan İsveç, ittifaka katılmanın kendi topraklarında nükleer füzelerin ve yabancı askeri üslerin konuşlandırılmasına izin vermeyeceğini daha önce açıkça belirtmişti. Bu arada Putin, Helsinki ve Stockholm hükümetlerinin aldığı kararlarla Moskova’nın hiçbir sorunu olmadığını kabul ederek, bu tercihlerin tek başına Rusya için tehdit oluşturmadığını vurguladı. Ancak bölgedeki askeri üslerin genişletilmesinin şüphesiz karşılıklı tepkilere yol açacağı ve bunun büyüklüğünün tehdidin niteliğine göre belirleneceği konusunda da uyardı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ayrıca, ittifakın doğuya doğru devam eden askeri genişlemesi ve Finlandiya ve İsveç topraklarındaki operasyonları göz önüne alındığında, iki yeni ülkenin NATO’ya dahil edilmesinin bölgesel dinamikleri temelden değiştirmeyeceğini ileri sürdü.
Peki İsveç’in NATO’ya katılımı mevcut dengeyi nasıl etkileyecek ve taraflar açısından ne gibi sonuçlar doğuracak?
İsveç, herhangi bir güvenlik kaygısı olmamasına rağmen, NATO şemsiyesi altında yer alarak ulusal politikalarından tavizler talep ederek gereksiz zorluklara gönüllü olarak göğüs gerecektir.
Ukrayna’da devam eden savaşta aksiliklerle karşı karşıya kalan Joe Biden yönetimi, bu gelişmeyi seçim öncesi başarı anlatısı olarak kullanacak.
Rusya Devlet Başkanı ise tam tersine NATO’nun provokatif bir şekilde genişlediğini iddia ederken daha sağlam bir tutum benimseyecek. Bu durum Putin’i, Ukrayna başta olmak üzere, özellikle Doğu Avrupa’da NATO’ya karşı ek önlemler almaya sevk edebilir.