Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP), çeşitli türlerin korunması amacıyla yabani hayvan üretim merkezleri kurarak yaban hayatının korunması konusunda önemli çalışmalar yürütüyor. 2002’den 2023’e kadar bu merkezlerde 2.041 yabani memeli, 42 milyon alabalık ve 1,4 milyon keklik ve sülün ağırlandı.
DKMP Genel Müdürü Kadir Çokçetin, Anadolu Ajansı’na (AA) verdiği röportajda, yaban hayatını koruma faaliyetlerinde hem yasal yükümlülüklere hem de insani kaygılara odaklanıldığını vurguladı. Koruma çabalarının bireysel türlerin refahından izole edilemeyeceğini öne sürerek ekosistemlerin ve türlerin birbirine bağlılığını vurguladı.
Biyoçeşitliliğin korunması konusunda kararlılığın altını çizen Çokçetin, “123’ü memeli, 386’sı kuş ve 141’i sürüngen olmak üzere toplam 650 yabani hayvan türü Genel Müdürlüğümüzce koruma altına alındı.”
Nesli tükenmekte olan türlerin korunmasına öncelik veren Çokçetin, 2013-2019 yılları arasında 100 türe yönelik eylem planlarının tamamlandığını belirtti. Bu planlardan 65’i bitki türleri, 35’i ise hayvan türleri ile ilgiliydi.
Kapsamlı yaklaşımlarının bir parçası olarak DKMP, memelilerin, kanatlı yabani hayvanların ve alabalıkların yetiştirilmesine adanmış 24 yabani hayvan üretim istasyonunu işletmektedir. Bu istasyonlar çeşitli türlerin korunması ve çoğaltılmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Ayrıca DKMP tarafından 85 yaban hayatı geliştirme alanı ilan edilmiş olup, bu alanlar çok sayıda koruma altındaki tür için önemli yaşam alanlarıdır. Çokçetin, bu alanlardan yararlanan türlerden bazılarını şöyle sıraladı: su kuşları, alageyik, yaban keçisi, karaca, Anadolu yaban koyunu, dağ ceylanı, kancalı dağ keçisi, çizgili sırtlan, alageyik, dağ horozu, sülün, toy kuşu, kara akbaba, çöl varanı, karakulak ve Fırat kaplumbağası.
Popülasyon büyüklüğünü belirlemek ve yabani hayvan türlerini ve bunların yaşam alanlarını korumak amacıyla, büyük memelilere odaklanan 62 yaban hayatı geliştirme alanında Eylül ve Şubat aylarında yılda iki kez envanter çalışmaları yürütülmektedir.
Bu çalışmaları denetleyen Çokçetin’e göre koruma stratejileri, kamera tuzakları, zil sesi, GPS ve GSM yakalarının kullanımı gibi ileri izleme teknikleri aracılığıyla formüle ediliyor. Genel Müdürlük ayrıca yaralı yabani hayvanların tedavi ve rehabilitasyonunu da yürütmekte olup, 11 kurtarma ve rehabilitasyon merkezinde 2012 yılından bu yana yaklaşık 66.000 hayvan tedavi edilmektedir. Ayrıca, besleme faaliyetleri, 2012 yılından bu yana 7.600 ton gıda sağlanması ve yalak gibi yapılarla su temini çalışmaları da destek çalışmalarına katkı sağlamaktadır. vahşi hayvanlar doğal ortamlarında zorluklarla karşı karşıyadır.
Çokçetin, tür koruma çalışmaları kapsamında deniz kaplumbağaları için 20 önemli yuvalama alanının tespit edildiğini vurguladı. Bunlardan 14’ü Genel Müdürlük tarafından koruma altına alınarak geçtiğimiz yıl 589.112 kaplumbağanın denizlere bırakılmasına katkı sağlandı.
Bu çalışmalar yalnızca türlerin izlenmesinde önemli bir rol oynamakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekteki koruma girişimleri için de değerli veriler sağlıyor. Çokçetin, Anadolu Leoparının 2019 yılında yeniden keşfedildiğine değinerek, bu çabaların somut sonuçlarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Daha önce tarihi eserlerde tespit edilen bu türün varlığı, devam eden koruma ve izleme çalışmalarının önemini bir kez daha teyit ederek misyona daha derin bir takdir aşılıyor. elde.