Türkiye için tarihi bir an, ülkenin ilk uzay gezgini Albay Alper Gezeravci’nin, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) iki hafta kalacağı süre boyunca 13 bilimsel deney gerçekleştirmesi planlanıyor. Başlangıçta 9 Ocak’ta fırlatılması planlanan F-16 pilotu, kısa bir gecikmenin ardından artık Perşembe günü yerel saatle 01:11’de (GMT 10:11) Florida eyaletinden Ax3 görevine başlayacak.
Gezeravci, İspanya, İtalya ve İsveç’ten meslektaşlarından oluşan uluslararası bir ekibin parçası. Çeşitli ekibin Cuma günü saat 13:15’te (GMT 10:15) ISS’ye başarılı bir şekilde kenetlenmesi bekleniyor.
Gezeravcı, Dünya yörüngesindeki iki haftalık görev boyunca yoğun bir programa dahil olacak ve Türk üniversiteleri ve bilim merkezleri adına 13 farklı bilimsel deney gerçekleştirecek. Bu dönüm noktası niteliğindeki görev, Gezeravci’nin bilimsel bilgideki ilerlemelere ve uluslararası işbirliğine katkıda bulunmasıyla Türkiye için uzay araştırmaları alanında önemli bir başarıya işaret ediyor.
Deneyler
Gezeravcı’nın ilk deneyi, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’na (TÜBİTAK) bağlı, Türkiye’nin kuzeybatısındaki Marmara Araştırma Merkezi tarafından, yüksek sıcaklıklara dayanıklı yüksek mukavemetli alaşımların üretimini incelemek amacıyla geliştirildi.
Marmara Merkezi tarafından geliştirilen ikinci deney olan gMETAL deneyi, kimyasal reaksiyonun olmadığı koşullar altında katı parçacıklar ile akışkan bir ortam arasında homojen bir karışım oluşturulmasında yer çekiminin etkilerini araştıracak.
Boğaziçi Üniversitesi tarafından Marmara Merkezi ile geliştirilen bir deney, zorlu dünya koşullarına uyum sağlayan mikroalg türlerinin yerçekimi olmayan koşullar altında büyüme ve dayanıklılık testlerini gerçekleştirmeyi, metabolik değişikliklerini incelemeyi, karbondioksit yakalama performanslarını ve oksijen üretim yeteneklerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Bir yaşam destek sistemi geliştirin.
Ege Üniversitesi tarafından Ege’nin İzmir ilinde geliştirilen Extremophyte projesi, tuz stresine maruz kalan uzayda ve yeryüzünde yetişen bitkilerde yeni nesil dizileme yoluyla transkriptomu ortaya çıkarmayı ve glikofitik ve halofitik bitkilerin bazı fizyolojik ve moleküler tepkilerini karşılaştırmayı amaçlıyor. Mikro yerçekiminde tuz stresine.
Ankara Üniversitesi’nin Ankara’daki Metabolom deneyi, uzay koşullarının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini araştırmayı amaçlıyor. Bu etkileri azaltmak için uzay görevlerinde görev alan astronotların gen ifadesindeki ve metabolizmasındaki fizyolojik ve biyokimyasal değişiklikler incelenecek.
Ankara Hacettepe Üniversitesi tarafından geliştirilen Miyeloid deneyi, uzay görevi katılımcılarının immünolojik olarak maruz kaldıkları seyahat ve uzay koşulları ile kozmik radyasyon hasarını miyeloid türevi baskılayıcı hücreler düzeyinde ölçmeyi ve değerlendirmeyi amaçlıyor.
İstanbul Üsküdar Üniversitesi tarafından CRISPR gen mühendisliği yöntemleri kullanılarak geliştirilen Mesaj deneyi, işlevi henüz keşfedilmemiş genleri belirlemeyi ve uzay görevleri sırasında hangi bağışıklık hücrelerinin yerçekiminden doğrudan etkileneceğini belirlemeyi amaçlıyor.
İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından geliştirilen Algalspace deneyi ile Antarktika ve ılıman mikroalglerin uzaydaki büyüme verileri karşılaştırılacak ve ilk kez kutup alglerinin uzayda kullanımına ilişkin bir çalışma gerçekleştirilecek. Uzayda alglerin karbondioksitten oksijen rejenerasyonu, ek gıda tedariği, su iyileştirme ve yaşam desteğinde kullanılması araştırılacak.
Yine Yıldız Üniversitesi’nden gerçekleştirilen CRISPR-Gem deneyi, biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinin iskeleti olan bitkilerin savunma mekanizmalarını anlamak ve geliştirmek amacıyla moleküler biyolojideki CRISPR gen düzenleme tekniklerinin mikro yerçekimi ortamında bitkiler üzerindeki etkinliğini araştırmayı amaçlıyor. İnsanlığın uzaydaki geleceğinin önündeki en büyük engellerden biri olan uzun vadeli uzay görevlerinde sürdürülebilir bir sistem sağlamayı amaçlıyor.
Muş Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinin hazırlayacağı Pranet deneyi ile propolisin mikro yerçekimi ortamlarındaki bakteriler üzerindeki etkisi araştırılacak.
İstanbul Haliç Üniversitesi tarafından yürütülen VocalCORD deneyi, akıllı saat yapay zekasının desteğiyle sesteki frekans değişikliklerinden solunum sistemi fizyolojisindeki bozuklukları tespit etmeye ve sıfır yer çekiminin insan sesi üzerindeki etkilerini araştırmaya çalışacak.
İstanbul Nişantaşı Üniversitesi’nin Oksijen Doygunluğu deneyi, yapay zeka desteğiyle verilen havanın oksijen seviyesini hesaplayarak, düşük yer çekiminin neden olduğu farklılıkları ve bozuklukları tespit etmeyi amaçlıyor.
Gezeravci, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü’nün Miyoka deneyi ile kurşunsuz bileşenleri istasyonda bir elektronik kart üzerinde birleştirecek ve daha sonra Dünya’ya geri dönerek bunları detaylı bir incelemeye tabi tutarak mikro yerçekiminin kurşunsuz lehimleme işlemi üzerindeki etkilerini test edecek. .
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2021 yılında Milli Uzay Programını devreye sokmasının ardından, bir Türk vatandaşının uzaya fırlatılması yönünde girişimler başlatıldı.
Türk Uzay Ajansı, mühendislik, fizik, tıp, astronomi ve spor dallarındaki uzmanlıklara göre adayları seçerek astronot başvurularını Mayıs 2022’de yayınladı.
Geçtiğimiz yılın Nisan ayında Erdoğan, Türkiye’nin önde gelen teknoloji etkinliği Teknofest’te Gezeravcı’nın ilk Türk uzay yolcusu olduğunu açıklamıştı.
2018 yılında kurulan Türk Uzay Ajansı, 2019 yılında uzaya insanlı bir görev için planların ana hatlarını çizdiği uzay programını açıkladı.
Geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada Erdoğan, Ax3 misyonunun hem bilimsel bir çalışma hem de çocuklar ve gençler için ilham kaynağı olma rolünün önemini vurguladı.
Misyonun etkisi konusunda iyimser olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunu yeni bir başlangıç olarak görüyoruz. Bu misyona olan bağlılığımız devam edecek ve sürekli olarak yeni zirveleri hedefleyeceğiz.”
Türkiye için tarihi bir an, ülkenin ilk uzay gezgini Albay Alper Gezeravci’nin, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) iki hafta kalacağı süre boyunca 13 bilimsel deney gerçekleştirmesi planlanıyor. Başlangıçta 9 Ocak’ta fırlatılması planlanan F-16 pilotu, kısa bir gecikmenin ardından artık Perşembe günü yerel saatle 01:11’de (GMT 10:11) Florida eyaletinden Ax3 görevine başlayacak.
Gezeravci, İspanya, İtalya ve İsveç’ten meslektaşlarından oluşan uluslararası bir ekibin parçası. Çeşitli ekibin Cuma günü saat 13:15’te (GMT 10:15) ISS’ye başarılı bir şekilde kenetlenmesi bekleniyor.
Gezeravcı, Dünya yörüngesindeki iki haftalık görev boyunca yoğun bir programa dahil olacak ve Türk üniversiteleri ve bilim merkezleri adına 13 farklı bilimsel deney gerçekleştirecek. Bu dönüm noktası niteliğindeki görev, Gezeravci’nin bilimsel bilgideki ilerlemelere ve uluslararası işbirliğine katkıda bulunmasıyla Türkiye için uzay araştırmaları alanında önemli bir başarıya işaret ediyor.
Deneyler
Gezeravcı’nın ilk deneyi, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’na (TÜBİTAK) bağlı, Türkiye’nin kuzeybatısındaki Marmara Araştırma Merkezi tarafından, yüksek sıcaklıklara dayanıklı yüksek mukavemetli alaşımların üretimini incelemek amacıyla geliştirildi.
Marmara Merkezi tarafından geliştirilen ikinci deney olan gMETAL deneyi, kimyasal reaksiyonun olmadığı koşullar altında katı parçacıklar ile akışkan bir ortam arasında homojen bir karışım oluşturulmasında yer çekiminin etkilerini araştıracak.
Boğaziçi Üniversitesi tarafından Marmara Merkezi ile geliştirilen bir deney, zorlu dünya koşullarına uyum sağlayan mikroalg türlerinin yerçekimi olmayan koşullar altında büyüme ve dayanıklılık testlerini gerçekleştirmeyi, metabolik değişikliklerini incelemeyi, karbondioksit yakalama performanslarını ve oksijen üretim yeteneklerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Bir yaşam destek sistemi geliştirin.
Ege Üniversitesi tarafından Ege’nin İzmir ilinde geliştirilen Extremophyte projesi, tuz stresine maruz kalan uzayda ve yeryüzünde yetişen bitkilerde yeni nesil dizileme yoluyla transkriptomu ortaya çıkarmayı ve glikofitik ve halofitik bitkilerin bazı fizyolojik ve moleküler tepkilerini karşılaştırmayı amaçlıyor. Mikro yerçekiminde tuz stresine.
Ankara Üniversitesi’nin Ankara’daki Metabolom deneyi, uzay koşullarının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini araştırmayı amaçlıyor. Bu etkileri azaltmak için uzay görevlerinde görev alan astronotların gen ifadesindeki ve metabolizmasındaki fizyolojik ve biyokimyasal değişiklikler incelenecek.
Ankara Hacettepe Üniversitesi tarafından geliştirilen Miyeloid deneyi, uzay görevi katılımcılarının immünolojik olarak maruz kaldıkları seyahat ve uzay koşulları ile kozmik radyasyon hasarını miyeloid türevi baskılayıcı hücreler düzeyinde ölçmeyi ve değerlendirmeyi amaçlıyor.
İstanbul Üsküdar Üniversitesi tarafından CRISPR gen mühendisliği yöntemleri kullanılarak geliştirilen Mesaj deneyi, işlevi henüz keşfedilmemiş genleri belirlemeyi ve uzay görevleri sırasında hangi bağışıklık hücrelerinin yerçekiminden doğrudan etkileneceğini belirlemeyi amaçlıyor.
İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından geliştirilen Algalspace deneyi ile Antarktika ve ılıman mikroalglerin uzaydaki büyüme verileri karşılaştırılacak ve ilk kez kutup alglerinin uzayda kullanımına ilişkin bir çalışma gerçekleştirilecek. Uzayda alglerin karbondioksitten oksijen rejenerasyonu, ek gıda tedariği, su iyileştirme ve yaşam desteğinde kullanılması araştırılacak.
Yine Yıldız Üniversitesi’nden gerçekleştirilen CRISPR-Gem deneyi, biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinin iskeleti olan bitkilerin savunma mekanizmalarını anlamak ve geliştirmek amacıyla moleküler biyolojideki CRISPR gen düzenleme tekniklerinin mikro yerçekimi ortamında bitkiler üzerindeki etkinliğini araştırmayı amaçlıyor. İnsanlığın uzaydaki geleceğinin önündeki en büyük engellerden biri olan uzun vadeli uzay görevlerinde sürdürülebilir bir sistem sağlamayı amaçlıyor.
Muş Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinin hazırlayacağı Pranet deneyi ile propolisin mikro yerçekimi ortamlarındaki bakteriler üzerindeki etkisi araştırılacak.
İstanbul Haliç Üniversitesi tarafından yürütülen VocalCORD deneyi, akıllı saat yapay zekasının desteğiyle sesteki frekans değişikliklerinden solunum sistemi fizyolojisindeki bozuklukları tespit etmeye ve sıfır yer çekiminin insan sesi üzerindeki etkilerini araştırmaya çalışacak.
İstanbul Nişantaşı Üniversitesi’nin Oksijen Doygunluğu deneyi, yapay zeka desteğiyle verilen havanın oksijen seviyesini hesaplayarak, düşük yer çekiminin neden olduğu farklılıkları ve bozuklukları tespit etmeyi amaçlıyor.
Gezeravci, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü’nün Miyoka deneyi ile kurşunsuz bileşenleri istasyonda bir elektronik kart üzerinde birleştirecek ve daha sonra Dünya’ya geri dönerek bunları detaylı bir incelemeye tabi tutarak mikro yerçekiminin kurşunsuz lehimleme işlemi üzerindeki etkilerini test edecek. .
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2021 yılında Milli Uzay Programını devreye sokmasının ardından, bir Türk vatandaşının uzaya fırlatılması yönünde girişimler başlatıldı.
Türk Uzay Ajansı, mühendislik, fizik, tıp, astronomi ve spor dallarındaki uzmanlıklara göre adayları seçerek astronot başvurularını Mayıs 2022’de yayınladı.
Geçtiğimiz yılın Nisan ayında Erdoğan, Türkiye’nin önde gelen teknoloji etkinliği Teknofest’te Gezeravcı’nın ilk Türk uzay yolcusu olduğunu açıklamıştı.
2018 yılında kurulan Türk Uzay Ajansı, 2019 yılında uzaya insanlı bir görev için planların ana hatlarını çizdiği uzay programını açıkladı.
Geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada Erdoğan, Ax3 misyonunun hem bilimsel bir çalışma hem de çocuklar ve gençler için ilham kaynağı olma rolünün önemini vurguladı.
Misyonun etkisi konusunda iyimser olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunu yeni bir başlangıç olarak görüyoruz. Bu misyona olan bağlılığımız devam edecek ve sürekli olarak yeni zirveleri hedefleyeceğiz.”