Türk ve Alman bilim adamlarının yakın zamanda yaptığı araştırmada, Kovid-19 sonrası koku alma duyusu kaybı veya tamamen kaybolması yaşayan bireylerle ilgili endişe verici bulgular ortaya çıktı. Araştırma, beynin karar verme ve koku alma merkezleri arasındaki bilgi akışında önemli bir azalma olduğunu, bunun da unutkanlık ve dikkat dağınıklığı gibi hafıza üzerinde olumsuz etkilere yol açtığını ortaya koyuyor.
SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu COVID-19’un başlangıcından bu yana dört yıldan fazla bir süre geçti ve çoğu kişi virüsü atlatmış olsa da, bazı kişiler genellikle “beyin bulanıklığı” olarak adlandırılan kalıcı bilişsel sorunlarla boğuşmaya devam ediyor. ” Bu sorunlar arasında koku alma duyusunun kaybı veya bozulması, unutkanlık, dikkatin dağılması, dalgınlık ve yorgunluk gibi belirtiler yer alır.
Türkiye ve Almanya’dan altı bilim insanından oluşan bir ekip, üç yıl boyunca koku kaybı veya parozmi yaşayan 145 Türk hastaya odaklanan kapsamlı bir çalışma başlattı. Araştırmacılar, işlevsel MRI görüntüleme yoluyla, beynin hafızası, karar verme ve koku alma merkezleri arasındaki bilgi akışının azaldığını ortaya çıkardı ve bu hastalarda azalan beyin bağlantısının etkili bir şekilde haritasını çıkardı.
“Parosmia’da İşlevsel Bağlantı Modelleri” başlıklı araştırmanın bulguları, küresel tıp camiasında tanınma kazanan saygın uluslararası hakemli dergi “Davranış ve Beyin İşlevleri”nde yayınlandı.
Kulak Burun Boğaz (KBB) ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Aytuğ Altundağ, Kovid-19’un tetiklediği koku kaybının küresel yaygınlığına vurgu yaptı. Yıllardır diğer virüsler ve travmalardan kaynaklanan koku alma bozuklukları üzerinde çalıştığını, bu nedenle çok sayıda kişiyi tedavi ettiğini kaydetti. Ancak Kovid-19 sırasında hastalarda benzeri görülmemiş bir artış gözlemledi.
Altundağ, “Salgının üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen Türkiye’de hala koku alma duyusu azalan veya geri dönmeyen insanlar var.” Şaşırtıcı sayıda Kovid-19 vakası bildiren ABD ile paralellik kurdu. “Şu ana kadar orada bildirilen virüslü hasta sayısı 110 milyon. Enfeksiyon sırasında yaklaşık 20 milyon kişi koku alma duyusunu kaybetti” dedi. “Koku kaybı yaşayan 5 milyon insan var ve şikayetleri devam ediyor.”
Altundağ ve ekibinin yürüttüğü araştırma, uzun süreli Kovid-19’un anatomik ve fonksiyonel yönlerini araştırıyor. Etkilenen hastaların beyinlerini analiz etmek için fonksiyonel MRI’lardan yararlandılar ve özellikle koku kaybı yaşayanlarda beyin bağlantısında uzun süreli bir azalma olduğunu ortaya çıkardılar.
Altundağ, Kovid-19’un beyni iki yoldan etkileyebileceğini açıkladı: burun-beyin veya burun-akciğer yolu. Daha önce hastalığın burun-beyin yolunu izlediğinde etkisinin daha hafif olduğuna inanılırken ‘Uzun Kovid’ kavramı, hastalığın beyindeki kalıcı etkilerine ışık tuttu. Çalışmanın bulguları, Kovid-19’daki koku kaybının uzun süreli unutkanlığa, hafıza bozukluğuna ve bilişsel işlevlerde azalmaya yol açabileceğini gösteriyor.
Beyin haritalaması sırasında sinir iletiminde yavaşlama ve azalmanın tespiti, COVID-19 sonrası bilişsel sorunların tedavisine yönelik değerli bilgiler ortaya koyuyor. Altundağ, bu verilerin tedavi ihtiyaçları ve hastalığın uzun vadeli olası etkileri konusunda net bir rehberlik sağladığını vurguladı.
Araştırmanın bulguları, Altundağ’ı bu sorunları yaşayan hastalar için bir dizi tedavi yöntemi önermeye yöneltti. “Beyindeki ve koku bölgesindeki iltihabı azaltacak ilaç tedavilerimiz var. Ayrıca koku egzersizleri vererek beyni uyarmak ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmak da gerekiyor. Açık havada spor ve egzersiz yapılmalı, uyku düzenlenmeli.” Karbonhidrat ve şekerin daha düşük olduğu, bol lifli ve bol lifli mevcut Akdeniz diyetinin değiştirilmiş versiyonudur.” Ayrıca protein açısından zengin diyetlerin beyindeki nöron yenilenmesini ve bağlantıyı teşvik ederek demans, dikkat dağınıklığı ve işlev bozukluğu gibi gelecekteki durumları potansiyel olarak önlemenin önemini vurguladı.
Altundağ, koku egzersizleri gibi bütünsel tedavi gören hastaların iyileşme yolculuklarında olumlu sonuçlar elde ettiğini vurguladı. Bu hastalarda bilişsel işlevlerde ve hafıza hatırlamada iyileşme görüldü.